KAPTANOĞLU: Denizcilik sektörü ahengini kaybetti

Cengiz Kaptanoğlu’ndan satırbaşları:

• Denizcilik sektörünün bugün geldiği yeri rüyamda görsem inanmam. Hedefimiz denizciliği sektörel bazda öne çıkarmaktı ve oraya geldik. Türkiye geri dönülmez yoldadır.
• Dünyadaki ilk 50 armatörün  gemi sipariş listesine baktığımızda 10. sırada Geden Line, 31. sırada ise Ya-Sa'yı görüyoruz. Türk sahipli filo yılsonunda 14 milyon dwt'yu bulmalı.
• Yabancı bayrakta zorlukları görüyorum ama eğer firma, gemisini KG yoluyla elde etmemişse, gemilerine yabancı bayrak çekenleri anlamam ve affetmem mümkün değil.

DENİZCİLİK BAKANLIĞI

Başbakan, Ulaştırma Bakanı ve Denizcilik Müsteşarlığı güzel bir diyalog kurulunca denizcilik bakanlığı için ısrar etmedik. Çevre, turizm, denizcilik ve balıkçılığı da ekleyip dördünü bir bakanlık yapabilsek güzel olur.

DTO BAŞKANLIĞI

Tabi ki kızımı DTO başkanlığında görmek isterim, kim istemez. Sadece Şadan değil Pekin Baran ve Erol Yücel'in kızları da var. Ne güzel şey bunlar. Son dönemde hanımlar daha işine bağlı ve daha çalışkan gibi geliyor bana.

DENİZCİLİK SEKTÖRÜ

Denizcilik sektörünün bugün tek eksiği bence ahenk. Benim zamandaki ahengi istiyorum ben. Denizcilik sektörünün mensupları, para kazandıkları kadar da bir araya gelsinler birbirlerini sevsinler istiyorum.

Kaptanoğlu Kadın DTO Başkanına Sıcak Bakıyor

Denizden hiç kopmamış olsa da milletvekilliğinin ardından sektöre geri döndüğünde denizciliği rüyasında görse bile inanamayacağı bir durumda bulduğunu söyleyen Cengiz Kaptanoğlu, denizcilik ailesindeki ahengin kaybolmasından dolayı üzüntüsünü de dile getiriyor. DTO Başkanlığı'na yeniden dönmeyi düşünüp düşünmediğini sorduğumuzda "Herkesin bir geçiş dönemi olmalı, isteriz ki bizden sonraki nesiller bunu daha iyi yapsın" dese de, denizcilik sektörünün kendisinden görev istediği zaman yapmayacağı hiçbir şeyin olmadığını irade etmesi, akıllarda küçük de olsa soru işareti bırakıyor. Şadan Hanım gibi bir kadın başkanı sektörün kabul edip ermeyeceği sorumuza ise, Güldal Mumcu örneğini veren Kaptanoğlu, bir baba olarak kızını burada görmekten gurur duyacağını belirterek, "Neden olmasın. Türkiye'nin son dönemlerindeki hanımlar daha işine bağlı ve daha çalışkan" diyerek kadın bir DTO başkanına sıcak baktığı mesajını da veriyor.

■ Ankara'da olsanız da vekilliğiniz sürece hep sektörün içindeydiniz. Buna bir geri dönüş dersek, döndüğünüzde Türk denizciliğinde nasıl bir tablo ile karşılaştınız?

İlk önce bir şey söyleyeyim benim bir tek amacım var, 'Türkiye'yi denizci ülke denizci millet yapmak." Denizci doğdum, büyüdüm, geliştim, denizcilik örgütlerinin başında bulundum, Milletvekili oldum ve dolayısıyla denizcilikten hiç kopmadım. Hizmetlerim her kademede devam etti. Bugün yine denizciliğin göbeğindeyim ve denizcilik hizmetlerine mümkün olduğu kadar en öncelikli görevim olarak devam ediyorum. Denizciliğin bugün geldiği yeri rüyamda görsem inanmam. Hedefimiz denizciliği sektörel bazda öne çıkarmaktı ve oraya geldik. Türkiye arnk denizcilikte geri dönülmez bir yola girmiştir. Geri dönmek yok bundan sonra ileriye girmek var. Burada kimin payı varsa hepsinden Allah razı olsun. Deniz ticaret filosu maddece ve belki de getirişi bakımından da öndedir ama son dönemde ülke sınırlarımızda yaptığımız denizcilik yatırımları daha önemlidir bence. Çünkü ülkenin denizci ülke olmasını bu yatırımlar sağlayacaktır.

■ Denizciliğimizin buraya gelmesinde dünya deniz ticaretindeki büyümenin etkisi daha büyük diyenler var...

Türkiye'de çok büyük haksızlık var. Böyle bir şey söylemek bize ve yönetenlere haksızlık olur. Bazı denizcilerle bu konuda düşünce kavgamız var. Burada iki tane faktör ortaya çıkıyor, biri Türkiye'nin denizci ülke olması ve denizden kazandığını denize yatırması, ikincisi de seni yönetenlerin de denizciliğe bakışları. Altı yıl önce gelen kruvaziyer gemisiyle bugün gelen kruvaziyer gemi sayısına bakmak lazım. Yat inşasının ve turizminin bu kadar gelişmesine bakmak lazım. Bu vizyonu gören yabana yatırımcılar da, Türkiye'de yatırıma geliyor artık. Antalya'da serbest bölge ne zamandan beri yat üretimine açıldı. Bugüne kadar 32 tersane vardı seneye inşallah 120 tersane olacak. Bunlara izin vermek de önemli değil mi? IDO diye bir efsane doğdu. Milyonlarca yolcu ve araç trafiğe sokmadan denizyoluyla taşınmaya başladı. Bundan evvelki çok iktidarlara da dedim. Liman masraflarını indirin biz Yunanistan ve Lübnan'ın kazandığım da buraya getiririz. Liman masrafları indirildi de limanlar zarar mı etti. Bu ileriyi görmek denizciliğe gönül vermektir. Bu denizciliği Türkiye'de oturtma felsefesidir. Dünya globalleridir, benim başkanlık yaptığım dönemde dünyada. 3,5 milyar ton yük vardı, şimdi 7 milyar ton yük var. Ama vizyon ve düşünce önemli değil mi. Gemi inşa sanayisinin ihracatta sözü geçer miydi. Şimdi Türkiye'nin ihracatta ilk 10 sektöründen beşincisi gemi ve yat inşa sanayi.

■ Türk deniz ticaret filosunun kapasitesiyle ilgili çelişkili rakamlar var.Türk bayrağındaki kadar yabancı bayrakta da Türk armatörüne ait filo olduğu söyleniyor..

Dünyadaki ilk 50 armatörün gemi sipariş listesine baktığımızda bunun 10. uncusu Geden Line 31'inci Ya-Sa. Ismarlanan gemiler satılabiliyor ama ne olursa olsun bunlar bizim için birer gurur. Türk sahipli deniz ticaret filosunun 2007nin sonunda 14 milyon dwt'yi bulması lazım. Türk deniz ticaret filosu haliyle büyüyecek. Bugün gemi fiyatlarının çok yüksek olmasına rağmen, denizci olmayanlar da gemi alıyor. Çünkü dünyada 7 milyar ton yük var ve bunun 3 milyar tonu kuru yük. Deniz Ticaret Odası'nın eğitime katkıları çok büyük ve bu yönetimin ilk işi de eğitimdir. Üniversitemizi kuracağız. İhtiyacımız var ama vasıflı eleman yok. Bütün denizcileri karaya çektik Anadolu Sigorta da bile Denizcilik Fakültesi'ni bitiren 40 tane denizci varmış. Sigortada 40 tane denizci olursa, bu kadar klas kuruluşu, teknik müdürlükler hesap edilirse denicilik fakültesinin mezunları buna yeter mi, yetmez. Hedefimiz var; Türk deniz ticaret filosu dünya sıralamasında ilk 10'a girecek ve 6-7ye de çıkacak.

"Gemisine yabancı bayrak çekeni affetmem mümkün değil"

■ Türk deniz ticaret filosu yabancı bayrakta mı büyüyor?

Yabancı bayrak meselesinde haklı olan var haksız olanlar var. KG şirketi kuranlar mecburen bu şirkete gemi yaptırdıkları için yabancı bayrak çekmek zorunda. Personel sıkıntısından dolayı yapanlar da var. Ailem bile beni bu konuda zorluyor. Ama dünyada da personel yok. Benim evlatlarım bile beni bu konuda inandıracak ondan sonra. Zorlukları görüyorum ama eğer KG şirketi değilse, gemilerine yabancı bayrak çekenleri anlamam ve affetmem mümkün değil. Türkiye'de uluslararası gemi sicili var. Bu imkân sağlandı Norveç gibiyiz şimdi. Türkiye'de ikinci gemi sicili varken, eğer zorunlu değilsem yabana bayrak çekmem. Türk denizciliğinin en önemli sorunlarından biri yabana personelin çalıştırılamaması. Biz bu ana kanunu çıkartırken 10'uncu cumhurbaşkanı iki maddesini veto etmişti. Çalıştırdığın yabancıların usul ve çerçeveleriyle ilgili kanun var. Şimdiki Meclis öncelikle bunu çıkartmalı. Bu çıkınca ne olacak peki; ikinci sicilden dolayı almış olduğumuz yüzde 49 yabancı gemiadamı çalıştırma hakkımızı işleme koyabileceğiz.

■ Eskiden sektörün bir bakanlık isteği vardı bu neden artık gündeme getirilmiyor. Bu sektöre bir bakanlık yakışmaz mı?

Sektöre değil Türkiye'ye bir denizcilik bakanlığı yakışır. Turizm Bakanlığı kurulduğu gibi denizcilik bakanlığı da kurulması lazım. Ama bizim bir şansımız var. Bizim Başbakana bağlı Denizdlik Müsteşarlığımız bulunuyor. Ulaştırma Bakanı, Denizcilik Müsteşarlığı ve Başbakan güzel bir diyalog kurulunca ısrar etmedik. Çevre, Turizm, Denizcilik ve balıkçılığı da ekleyip dördünü bir bakanlık yapacaksın Türkiye'de, inşallah bundan sonra yaparlar. Bunu Deniz Ticaret Odası takip edecek Bizim bir şansımız bu iktidar süresince problem çıkmaz. Sistem de oturdu bundan sonra da bir sıkıntı çıkmaz. Mecliste şuan üç farklı partiden denizci vekilimiz var ama aslında Mecliste görünenden fazla denizci potansiyeli var. bizim denizcilik ailesini kimse bozamaz. Deniz Ticaret Odası, Armatörler Birliği ve meclisteki bu üç arkadaşımız ve diğerleri hep bir araya geleceğiz. Yakın zamanda bir toplantı yapacağız. Bizim adımıza kararname imzalayıp meclise sunabilecekler.

Kaptanoğlu Grup gençleşerek büyüyor

■ Son yıllarda Türk armatörü çok aktif ve bu aktif şirketlerin arasında Kaptanoğlu Grubunun yatırımları da dikkat çekiyor. Hem gemi hem tersane yatırımlarınız oldu. Yatırımlarınızdan bahseder misiniz?

Biz denizden başka bir şey bilmiyoruz. Deniz aşığıyız. Bir dönem Türkiye'de gemi inşa eden şirketlerin basındaydık. Sonra ikinci el gemi almaya başladık. Ama Türk armatörü olarak gemi satmaya yeni alıştık Türkiye'nin en büyük kaybı odur. Ecdattan gelen br düşünce vardı. Gemi sattın mı "bu iflas mı ediyor' diye sektörde yargı oluşurdu. Biz şimdi yeni gemi inşaya yöneldik. 5 senedir üç tane kimyasal tanker yapıp ikisini sattık. 37 bin tonluk Hacı İsmail ve Eylül de çalışıyor, İsmail K aralık sonu gibi tersaneden çıkıyor, iki tane de 20 bin tonluk tanker yapıyoruz, seneye bitecek. Dışarıda ise Filipinler'e iki aframax ısmarladık, Koreliler yapacak. iki tane de Kore'ye Post-panamax ısmarladık. Bu hafta gidip sözleşmesini yapacağız. Filoyu yeni inşa gemilerle gençleştiriyoruz. Satın aldığımız tersanede ciddi yatırımlar yapıyoruz. Mevcut siparişleri bitirdik. Kendimize diye başlıyoruz ama bulursak satacağız. 3 bin ile 25 bin ton arası gemiler için 11 makine alındı ve tanker yapılacak. Türkiye'nin kabotajına gemi yapmak lazım. Artık tek cidarlı tankerler marketten çıkıyor. Koster ve çift cidarlı tankerlere büyük ihtiyaç var.

"Benim DTO Başkanlığım Zamanındaki Ahenk Yok"

■Cengiz Beyin yeniden DTO başkanlığına gelmek isteyip istemediği sektörde merak konusu. Gelecek seçimlerde aday olmayı düşünüyor musunuz?

Beni merak ediyorlar şimdi nerdesin diye. Benim üç tane daha çocuğum var diyorum. Biri Deniz Ticaret Odası, biri Deniz Temiz Derneği diğeri de Türk Deniz Eğirim Vakfı. Ben şimdi de buraların başkanıyım sayılır. Ben isterim ki bu dediğiniz olmasın. Niye olmasın; Herkesin bir geçiş dönemi olmalı, ama isteriz ki bizden sonraki nesiller bunu iyi yapsın. İyi yapsın ki; iyi yapılıyor, ama denizcilik sektörü benden görev istediği zaman benim yapmayacağım bir şey yok onu açık söyleyeyim. Esas programım benim onlara yardımcı olmam. Ben yine DTO başkanıyım aslında sağ olsunlar benim dediğimi iki ettirmezler. Bunu sürdürmek lazım. Denizcilik sektörünün bugün tek eksiği bence ahenk. Benim zamanımdaki ahengi istiyorum ben. Denizcilik sektörünün mensupları para kazandıkları kadar da bir araya gelsinler birbirilerini sevsinler.
Birliktelik bitmedi gibi gözüküyor ama ben ahenk görmüyorum denizcilik sektöründe. Belki de işleri çok ahenk için uğraşamıyorlar. Esasında bunu kurumun başkanları yapacak. Başkan olacak adamın dili acıysa tatlı olacak. Ziya Kalkavan Amcamız vardı, en despot oydu ama ertesi gün benim yüzümü asık gördüğü zaman ne derdin var diye sorardı. İki kişi arasında kavga varsa çağırır, barıştırır sen kabahatlisin bir daha böyle bir şey olmayacak derdi. Bizim Karadeniz gibi zor bir toplumda başkanlar o sorumluluğu yürütebilecekse yapsın. Ben güler yüz ve ahenk istiyorum sadece. Şimdiki nesilde o yok, ama olması lazım. Biraz da sivil toplum ve kamu yararına vakit arayıp çalışması lazım. Deniz Ticaret Odası’nda Yönetim Kurulu bu iş benim işim ben günde iki saatimi buna ayırmalıyım demeli. Bunları yaptıklarında çok daha rahat olacaklarına inanıyorum. Ben de tayinle başkan olmadım. Benim dönemde seçime iştirak edenler binin üzerindedir. Seneye misal seçime gireyim 6 bin üyem varsa üç bini oy kullanmaya gelir.

■Kulislerde Şadan Kaptanoğlunun da DTO başkanlığı için adı geçiyor...

Niye olmasın. Bir vakit çalma işidir bu. Gönüllü olur, zorla olmaz. İyi bir yönetici kabiliyetinin olması lazım. Güldal Mumcu ile meclisi izledim kopmak mümkün değil. Ben oğlumu sokmadım kızım önde. Şadan, DTO'nun ve Türk Deniz Eğitim Vakfının yönetiminde, TÜSİAD’ TA çok güzel çalışmalar yapıyor ve ayrıca şirketin Genel Müdürlüğünü yapıyor. Bir de doçent unvanı alacak. Bunun birini yap bilemedin ikisini yap ama öz yap diye öğüt veriyorum. Tabi ki kızımı orada görmek isterim, kim istemez. Sadece Şadan değil, Pekin Baran ve Erol Yücel'in kızları var. Ne güzel şey bunlar. Olabilir neden olmasın. Keşke hak ediyorlarsa onlar da olsun, bu sektör hak edene oyunu verir. Ama olacaksa işi yapabilecek aday olsun, yönetim kurulu bile böyle üyelerden oluşmalı. Türkiye'de artık tersine döndü, son dönemde hanımlar daha başarılı. Hanımlar daha işine bağlı ve daha çalışkan gibi geliyor bana.

■Metin Bey döneminde DTO birçok yatırımın öncülüğünü yaptı ve çeşitli şirketler kuruldu. Bu yatırımlar ve DTO İmkanının ayni zamanda bu şirketlerin yönetim kurulu başkanlığını da yapması, bazı çevrelerce eleştiriliyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Marin Römorkör dışında, kurulan şirketlerin arkasında biz de varız. Metin Kalkavan'ın derhal ve derhal şirketlerdeki bu görevleri bırakması lazım. Metin Kalkavan'ın başka bir anlayışı var ona da saygı göstermek lazım. DTO Başkanıyım, ben yönetirim her üyenin telefonuna ben çıkmam genel sekreterim danışmanım var diyor. Bu farklı bir yoğurt yiyişi. Benim yoğurt yiyişim başka. Benim kapım ardına kadar açık. DTO ticari değildir yan kamu kuruluşudur. Orda görev yaparken kamuya zarar verdirmeyecek şekilde yaptırmaya mecbur sunuz. Ve bu görevlerini de yapıyor.

"Meseleleri DTO Meclisine inadına getiriyorlar"

■Bir internet sitesinden DTO yönetimine çok çirkin saldırılar var. Sizce DTO bu konuda ne yapmalı?

Böyle bir şeye katılmam ve o siteleri kabul etmek mümkün değil. Bu tür haberlere de bakmam zaten. O meselenin meclise bu kadar gelmemesi lazım gene inadına getiriyorlar. Ve o meclisteki tartışmalar maalesef olayı bu duruma getirdi. Orda yaşanan esasında ticari bir savaştır. Bu mahkemelere gidecek ve orada devam edecek. Mahkemeye düşmüş olaylar Meclise bu kadar getirilmemeli. DTO şimdi ne ile övünüyor, denizciliği çok iyi bilen Müsteşarlıktaki arkadaşların 5 senede çıkarmış olduğu yönetmelikleriyle övünüyor. Mecliste en çok kavgası edilen meseleyi bu başarılı kardeşlerimiz devam ettiriyorlarsa, onlar meselenin doğru olduğuna inanıyorlar demektir. İşin buralara gelmesi o kaybedilen ahenk var ya ondan. Bu ahenk sağlanmalı ve mecliste ahengi bozacak ticari işleri ilgilendiren konulan meclisten kurtarmak lazım. İlk meclis toplantısında üç şey söyleyeceğim. Bir, bu ahengi bozmamanız düzeltmeniz lazım ki, bu iş başkanlara düşüyor. İki; bu konu burayı fazla işgal etti meclise hiçbir üyenin taşımaması lazım. Üç; illaki mücadeleye devam edecekseniz mahkeme yoluyla veya Rekabet Kurumu'na itiraz edersiniz. Ticaretteki rekabet niye oraya gelsin?


Haber: Murat ERDOĞAN Fotoğraflar: Mehmet BARS
Perşembe Rotası


 

Editör: TE Bilişim