ACENTELERİN '2. ADRESİ' MAHKEME

En çok yargılananlardan birisi de, MAERSK Denizcilik Şirketi. Kurumun yöneticilerinden Kemal Özbiçer hakkında 26 ceza davası bulunuyor. 
 
Sektörde yüzlerce kişi ağır cezada yargılanıyor. Ancak, yargıya saygı nedeniyle sessizliği tercih ediyordu konunun muhatapları… Araştırmalarımıza göre en çok yargılananlardan birisi de, MAERSK hattının Türkiye acenteliğini yapan MAERSK Denizcilik Şirketi. Sadece kurumun yöneticilerinden Kemal Özbiçer hakkında 26 kez ceza davası açılmış. 

Kemal Özbiçer, dünyanın en büyük gemi filosuna sahip, değeri milyar dolarlarla ifade edilen A.P.Moller/Maersk grup şirketlerine ait konteyner hattı Maersk Line’in Türkiye’deki ayağı Maersk Denizcilik A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor. Özbiçer,  mesaisinin bir bölümünün mahkeme kapılarında geçmesinden şikayetçi...

Direkt firma adına değil de, suçların şahsiliği ilkesinden yola çıkarak Maersk çalışan ve yöneticileri adına açılmış 34 dava olduğunu söylüyor Özbiçer. ‘Gümrük çıkış beyannamesi’ ya da ‘x konşimento ile ilgili bir şey soracağız’ denilerek, bir yetkili isteniyor; yardımcı olmak için koşa koşa kim gidiyorsa ifade vermeye, o kişi suçlu durumuna düşüyormuş. 34 davanın 26’sında da başroldeymiş.

Konteyner taşımacılığının evrensel ilkesini, ‘taşımanın yükletenin beyanına göre yapılması’ olarak açıklayan Özbiçer, enternasyonal taşımacılığın sınırlarını da şöyle tanımlıyor: “Taşıma belgeleri, (konşimento)

- said to contain – kısaca STC (muhteva beyana göredir)

- shipper’s load, stow, weight and count (yükleme, istifleme, tartı ve sayım yükletenin beyanına göredir)

şeklinde ifadeler içerir. Düzenli sefer yapan konteyner hatlarının acenteliğini yapan firmaların görevleri de:

-ihracatçılara boş konteyner sağlamak, gemide dolu ve boş konteynerlere yer rezerve ettirmek, yükletenin beyanına göre konşimento düzenlemek ve ilgili gemiye ait tüm yüklemelerin konşimentolarının özeti olan “özet beyanı” gümrüğe zamanında ve kurallara uygun olarak vermek ve -ithalatta da yurt dışında düzenlenen özet beyanı (manifestoyu) gümrüğe zamanında ve kurallara göre vermek, ithalatçıların mallarını teslim almalarını teminen konşimento alıcı nüshasını (ordino) düzenlemektir.

Yani kısaca ne ithalatta, ne de ihracatta buradaki acentenin, çalışanları ve yöneticilerinin konteynerin içerisindeki malın cinsi, miktarı, değerini bilmesi mümkün değildir. Mühürlü konteyneri açma, kontrol etme hakkı, yetkisi ve sorumluluğu da yoktur. Konteynerler ihracatta, ihracatçıya teslim edilir, konteyneri teslim alan ihracatçı konteynere malı ya kendi fabrika veya deposunda veya limanda yükler. Yüklenirken, acente bu yüklemeye nezaret etmez. Konteyner doldurulduktan sonra, mühürlenir ve mühürlü konteyner acenteye teslim edilir.

Mühürlenmiş konteynere ait beyanı yükleyen bize yazılı olarak verir; biz de buna uygun konşimento ve manifestoları düzenleriz. Dikkat edilmesi gereken, konteynerlerin doldurulmasının beyana tabi olmasıdır. Zaten Gümrük Kanun ve Yönetmeliklerinde de ‘acentenin gümrüklü malı denetleme yetki ve görevi’ne ilişkin bir hüküm bulunmamakta, aksine denetleyecekleri tek tek de belirtmiş bulunmaktadır.”

“Doldurmadığımız konteynerlerden sorumlu tutuluyoruz”

İthal taşımalarda da yine yükletenin beyanının esas olduğunun altını çizen Kemal Özbiçer,

"Konteyner yurtdışında mühürlenmiş olarak Türkiye’ye gelir.Buradaki acentenin, yurtdışında doldurulmuş bir konteynerin içinde ne olduğunu bilmesi ve denetlemesi zaten mümkün değildir. Gelen konteynerler, donatanın geliş manifestolarına uygun olarak, girişleri  birebir aynı düzenlenir ve gümrüğe verilir. Konteyner içindeki malın eksik veya fazla çıkması, malın beyan edilen maldan değişik olmasının acente ile ilgisi yoktur ve ne mantıken ne de hukuken mümkün olmaması gerekir. Bir şirketin temsilcisinin kendi doldurmadığı konteynerden sorumlu tutulmasını anlamak mümkün değildir.

Ancak, maalesef Türkiye’de direkt firma adına değil de, suçların şahsiliği ilkesinden yola çıkarak, Maersk Line acenteliğini yapan (2001’e kadar Merit Gemicilik, 2001’den sonra Maersk Denizcilik)  çalışan ve yöneticileri adına açılmış 34 dava var. Konteynerin içerisinde giden, gitmeyen; gelen, gelmeyen beyan dışı maldan firma yetkilisi olarak sadece benim yargılandığım 26 dava bulunuyor” diyor.

Bu uygulamaların dünyada eşi benzeri olamayacağını ifade eden Özbiçer, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yaşananlar çok üzücü ancak şükür ki davalardan beraat etmeye başladık ve bu tür sorunlar giderek azalıyor. Artık görevliler, yargının da konuya hassasiyetle yaklaşma eğilimleri sonucunda ‘iyi’ ve ‘kötü’yü ayırt edebiliyor. Dileğimiz bunların en kısa sürede tümüyle ortadan kalkması” açıklamasını yapıyor.

Selçuk ONUR - PERŞEMBE ROTASI

Editör: TE Bilişim