Kanser ve nadir görülen genetik rahatsızlık başta olmak üzere birçok hastalığın bilinmeyenleri Biyobanka ile çözülebilecek. Ülkemizde yaygın olarak görülen kalp, hipertansiyon, şeker, kanser, bunama ve depresyon gibi pek çok hastalığın genetik temellerini ortaya koymak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Ancak bu hastalıkların genetik mekanizmalarının ortaya çıkarılabilmesi, tüm bilinmeyenlerin çözümlenmesi için, uygun koşullarda elde edilmiş çok sayıda biyolojik örnek ve bu materyallerin saklanabileceği biyobankalar gerekiyor.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı, aynı zamanda Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doku Tiplendirme Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. İbrahim Pirim ile İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Osman Nuri Dilek, Biyobanka Projesini 2012 yılında gündeme taşıdı. Biyobankanın İzmir’de İKÇÜ’nün öncülüğünde kurulmasının önemine değinen Prof. Dr. Pirim; “Üniversitemiz hem kuzey, hem de güneyde iki önemli eğitim hastanesini kullanıyor. Protokol yapılması durumunda, yaklaşık 30 hastanenin imkânları bu iş için kullanılabilecek” dedi.
KANSERİN GİZEMİNİ “BİYOBANKA” ÇÖZECEK
1990’lı yıllardan sonra ’biyobank’ diye bir terminolojinin oluşmaya başladığını söyleyen İKÇÜ Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Pirim, İzmir’de oluşturulacak bir biyobankın, insana ait bilinmeyenleri ortaya çıkaracağını söyledi.
Dünya ağına tabi bir biyobankımızın olmadığına değinen Pirim, İKÇÜ Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin öncülüğünde oluşturulacak bir biyobankla, farklı alanlarda incelenmiş binlerce değişik numunenin, tıp adamlarının araştırmalarına sunulmuş olacağını söyledi. Prof. Dr. Pirim; “Diyelim ki karşımızda bir tümör dokusu var, meme, prostat ya da mide kanseri var. Kanser tanısı konulduktan sonra hasta ameliyata uygunsa, açılıp hastalıklı parça çıkarılıyor. O parça patoloji tarafından kullanılıyor. Eğer bir biyobankımız olsaydı, kullanılmayan materyal üzerinde bilimsel çalışma yapmak mümkün olacaktı. Mevcut sistemde hekimler hastalara birebir alınan parçası üzerinde çalışıp çalışamayacağını soruyor. Depolama, saklama problemleri olduğu için sağlıklı ve sürekli bir çalışma imkanı da olmuyor” dedi.
İzmir’de bir biyobanka oluşturma projesinin ayaklarından birinin de etik olduğunu söyleyen Prof. Dr. Pirim; şöyle konuştu: “Bir fiziksel kullanım şartı var, bir de kanuni. Bu konularla ilgili bir yönetmelik getirilmesi lazım… Bu iş hangi şartlarda yapılacak, izin nasıl alınacak, materyaller nasıl muhafaza edilecek önemli… Yolumuz uzun gibi görünüyor ama birilerinin bu işe hemen ön ayak olması lazım.”
Kaynak: iha