Tekirdağ Özel Star Medica Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihangül Can Sevil, Bahar’da doğa uyanırken ve çevremiz değişirken bedenimizin de bu sürece ayak uydurmaya çalıştığını, bazen dengemizin de bozulabileceği ve bahar hastalıklarının oluşabileceğini söyledi.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihangül Can Sevil, bahar aylarında doğa değişirken sağlığımızın da bu değişime bağlı olarak olumsuz etkilenebileceğini belirterek, etrafta uçuşan polenlerin alerjik reaksiyonlara neden olabileceği, psikolojik rahatsızlıkların oluşabileceği, tüketilen sebze ve meyvelerin sindirim sisteminde sorunlara neden olabileceğini kaydetti.

Dr. Neslihangül Can Sevil, açıklamasında, “Bedenimiz doğada oluşan yeni ritme ayak uydurmaya çalışırken bu yorucu süreçte psikolojimiz de etkilenir. Etrafta uçuşan polenler alerjik reaksiyonları başlatabilir. Tükettiğimiz sebze ve meyveler bile sindirim sorununa yol açabilir” ifadelerini kullandı.

“Kalp ve yüksek tansiyon hastaları aşırı etkilenebilir”

Bahar aylarının gelmesiyle çoğu insanda olumsuz bir durum gözlenmezken, azımsanmayacak bir kitlede de bir çok sağlık sorununu beraberinde getirdiğini aktaran Dr. Neslihangül Can Sevil, “Bahar ayları alerjik reaksiyonlara sık rastlanan, migren, depresyon, tansiyon değişiklikleri, kronik yorgunluk gibi sağlık sorunlarını da beraber getirir. Hava sıcaklığında ki artış sıcağa maruz kalan kişilerin kalp hızındaki artış, terleme, vücuttan sıvı kaybında artışa yol açıyor. İleri yaş, diyabet, yüksek tansiyon, koroner kalp hastalığı, kalp yetmezliği, kan yağlarında yükseklik gibi sorunlar kalp, beyin ve bacak damarlarında kan pıhtıları oluşmasına ve kalp krizi, inme, bacak damarlarında tıkanma gibi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Ayrıca ısı artışıyla stres ve baş ağrısı da sık görülebilir” dedi.

Nasıl önlem alınmalı?

Baharda karşımıza çıkabilecek hastalıklara havalar ısınmadan önlem alınması gerektiğini belirten, Uzm. Dr. Neslihangül Can Sevil, “İlk yapılması gereken şey, beslenme düzenimizi değiştirmek olacaktır. Bol sebze ve meyve tüketmeli, aldığımız besinlerde yağ miktarı azaltılmalıdır. Katkı maddeleri barındıran, pasta, kek, cips, tuzlu kuruyemişler gibi yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Yüksek oranda glikoz içeren tatlı yiyecek ve içecekler azaltılmalı ve yeterli derecede sıvı tüketilmeli. Günlük sıvı tüketimi 2 litre ve üstü olmalıdır, genellikle su tüketilmelidir, süt ve süt ürünleri de tüketilebilir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: iha