M.Cem Melikoğlu:"Türk Loydu AŞ artık daha hızlı, kıvrak ve rekabetçi"

Türk Loydu 30 Nisan 2015 Günü 57. Genel Kurul toplantısı sonrası ilk yönetim kurulu toplantısını gerçekleştimiş  ve Mehmet Cem Melikoğlu Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilmişti. Cem Melikoğlu ile yeni Genel Kurulun yaklaştığı şu günlerde kendi döneminde yapılan çalışmalar ve gelecekle ilgili projelerini konuştuk.

-Sayın Cem Melikoğlu Türk Loydu'nda göreve geldiğiniz günden bu yana çok yoğun çalışmalar içerisinde oldunuz. Bize bunlardan biraz söz edebilir misiniz?

-Önce şunu belirteyim; 2015-2017 arası çok zorlu dönemlerden geçtik. Türkiye bir genel seçim, bir erken seçim, bir darbe kalkışması atlattı, Suriye’den gelen büyük bir mülteci akınına maruz kaldı. Diğer taraftan dünya ve denizcilik ekonomisindeki krizler de maalesef bizi doğrudan etkileyen olumsuz koşullar arasındaydı.  Tüm bu olumsuz şartlara rağmen zaman zaman zorlanarak da olsa hedeflerimizden sapmadan devam ettik.

Göreve ilk geldiğimizde kurum içinde bir anket yaptık ve öncelikler konusunda personelimizin fikrini aldık. En önemli konu olarak IACS üyeliği çıktı. Biz de ilk aksiyon olarak uluslararası danışmanlarımızın önerdiği şekilde organizasyon yapısını rekabet ettiğimiz IACS üyesi kuruluşların yapısına göre tekrar düzenledik. Sonra da IACS üyeliği için oldukça detaylı bir aksiyon planı yaptık. Bu planın içinde yalnızca IACS denetimlerinin sonuçları değil, aynı zamanda uluslar arası lobi ve kulis faaliyetleri, Türk Loydu’nun uluslar arası tanınırlığının artırılması ve AB tanınırlığı (EMSA) çalışmaları gibi önemli aksiyonlar da vardı. Şu ana kadar da bu plandan sapmadan adım adım ilerledik. Ve artık gönül rahatlığıyla diyebilirim ki ; 

Türkiye’nin tek ulusal klas ve belgelendirme kuruluşu olan Türk Loydu, IACS (Uluslararası Klas Kuruluşları Birliği) üyeliği hedefinde sona yaklaşıyor. Gerek IACS  denetimlerinden , gerekse Avrupa Birliği tanınırlık çalışmalarından,  yani EMSA (Avrupa Birliği Deniz Emniyeti Dairesi) denetimlerinden başarıyla çıkan Türk Loydu’nun kısa bir süre sonra mutlu sona ulaşması sürpriz olmayacak.

Geçtiğimiz dönemde uluslararası arenadaki en önemli girişimlerimizden biri de Panama bayrağı için yaptığımız başvuruydu. Bizim portföyümüzde Türk bayrağının dışında başka beyaz bayraklar da olması lazım. Panama bayrağı bunlar içinde bizce  en önemlisi. Başvurumuzun ilk incelemeden geçtiğini ve olumlu görüş belirdiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Tahmin ediyorum, süreç  yakında muhtemelen mayıs ya da haziran gibi tamamlanacak. Bunu elbette başka bayraklar da izleyecektir.

Endüstri alanında her geçen gün daha iyiye doğru ilerliyoruz. Türkiye’de yapılan hemen  hemen bütün büyük yapılarda ve projelerde biz varız. Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Galatasaray Arena ve Beşiktaş Arena statları bunların arasında. Adını sayamayacağım daha birçok proje var. Basınçlı kaplar konusunda zaten Türkiye’de bir numarayız. Bunların yanı sıra yeni alanlara da girdik. Termik santraller ve rüzgar santralleri alanında ilerliyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yeni tesis kabul yetkisi vereceği kuruluşlardan biri olmayı bekliyoruz.  Ayrıca Çevre Bakanlığı’ndan sera gazı emisyonu doğrulama yetkisi aldık. İlerleyebileceğimiz diğer iki alan da nükleer enerji ve raylı sistemler olacak. Nükleer enerji ile ilgili yurt dışından şimdilik açıklayamayacağım çok önemli bir ortak bulduk: Bir çok ülkede nükleer santraller yapmış, bu alanda beş yüzün üzerinde uzmanı bulunan nitelikli bir kuruluş. Hedefimiz, bu iş birliği sonucunda Türkiye’de nükleer santraller konusunda uzman bir kadronun oluşması. Ayrıca raylı sistemler konusunda da Avrupa’nın alanındaki gene uzman bir kuruluşla iş birliğine gideceğiz. Raylı sistemlerde biraz daha geniş düşünmüyoruz. Sadece Türkiye’de değil; Türkmenistan, Kırgızistan, Gürcistan, Azerbaycan ve İran’da çalışmalarımız olacak.

Denizcilik tarafında ise uçak gemisi olarak bilinen “havuzlu çıkartma gemisi” aslında çok amaçlı bir amfibi çıkartma gemisinde çalışıyoruz.  Akdeniz’deki dengeleri Türkiye lehine değiştirecek bir proje. Türk Loydu’nun bunun bir parçası olmasından büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Uçak gemisi yapan klas kuruluşu sayısı dünyada çok fazla değil. Diğer taraftan, hatırlarsanız, Türkiye’nin beyaz bayraktan gri bayrağa düşmesi gibi bir tehlike ortaya çıkmıştı. Sayın Hızırreis Deniz’in de büyük destek ve katkılarıyla kısa zamanda çok ciddi önlemler aldık. Uluslararası sefer yapan gemilerimizi çok hızlı bir şekilde ve de ücretsiz olarak gözden geçirdik. Amacımız Türk bayrağını beyaz bayrakta tutmak adına katkı verebilmekti. Sonunda başarılı da olduk, bayrağımız beyaz bayrak kategorisinde devam ediyor.  2016’nın mutluluk verici bir başka haberi de Türk Loydu’nun 2016’da sıfır hatayla Paris Memorandumu Performans Listesinde gene High Performance/ Yüksek Performans kategorisinde yerini almış olması. Dünya tarafından tanınan en önemli ve saygın göstergelerden birinde bazı IACS üyesi kuruluşları geçmiş olmak bize gurur veriyor.

Ayrıca Türk bayrağına geçişi kolaylaştırmak adına bakanlığımızın yaptığı düzenlemelere de katkı sunmak istedik. Bu amaçla özel yatlarla ilgili bir kampanya yaptık. Başka bayrakta ve başka klasta olup Türk Bayrağı ve Türk Loydu’na geçeceklere yüzde yetmiş beşe varan, klassız olarak başka bayraktan Türk Bayrağına geçip ilk klasını Türk Loydu’ndan alacaklara ise yüzde elliye varan indirimler yapıyoruz. Bütün bunların dışında, Türkiye’nin ilk milli balıkçı gemisine, yine ilk olan cam alt tabanlı semi-submarine ve ülkemizin ilk turistik denizaltısına klas verdik. Bu sayede hem ülkemizin turizmine katkı sağlamayı hem de ülkemizde denizciliğin yeni alanlarında gelişmeler sağlanmasını umuyoruz.

-Tekrar seçilmeniz durumunda devam edeceğiniz çalışmalar ve gündeminizde olacak projelerden söz eder misiniz?

-Denizcilikte ve Endüstride yeni alanlara, yeni teknolojilere ulaşıp etkili olduğumuz bölge ülkelerinde ilerlemek ve bölgesel bir güç olmak hedeflerimiz arasında. Askeri projelere verdiğimiz emeklerin karşılığını yavaş yavaş almaya başlayacağız. Her ihraç edilen askeri gemi, bir başka ülkede yapılacak her hücumbot, fırkateyn Türk Loydu’nun da servis hizmetleri yani akıl teri ihracatı yapacağı anlamına geliyor.

Endüstriyel faaliyetlerde etki alanımızı genişletiyoruz. Köprülerin, stadyum inşaatlarının yanına rüzgar santralleri, termik santralleri ekledik. Bunlara güneş enerjisi ve nükleer enerjiyi de ekleyeceğiz.

Bildiğiniz üzere çok yakın bir tarihte,  11 Nisan 2017’de Türk Loydu ve TÜV Nord Almanya arasında nükleer alanda bir işbirliği anlaşması imzaladık. Teknoloji ve know-how transferi anlamına gelen bu önemli işbirliğinin Türk Loydunun önünde çok önemli yeni ufuklar açacağına şüphe yoktur.

Raylı sistemlerde de yol almak istiyoruz. Milli bir kuruluş olarak ülkemizin gelişecek olan demiryolu ve metro alt yapısında etkin rol almak istiyoruz. Bu konudaki çalışmalarımız hızla devam ediyor.

- Türk Loydu A.Ş.'nin kurulması çalışmaları olduğunu gündeme gelmişti, bu çalışmalar hangi aşamada? Sizce Anonim Şirket olmanın ne gibi avantajları olacak?

-Geçtiğimiz dönemde yaptığımız çok önemli işlerden biri de şirketleşmenin tamamlanmasıdır. Burada ilk zorlayıcı adım “Türk” ismini kullanmak için gerekli olan izinleri almaktı; bakanlar kurulu kararı gerekiyordu. Sağ olsunlar Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Sayın Ahmet Arslan’ın büyük yardımları oldu ve Türk adını kullanma hakkını Bakanlar Kurulu kararı ile resmi olarak aldık.

Yıllardır konuşulan ama aksiyon alınamayıp tamamlanamayan bu konuyu bitirmek de bizim yönetimimize nasip oldu. Gururla ve sevinçle bildirmek isterim ki TÜRK LOYDU UYGUNLUK DEĞERLENDİRME HİZMETLERİ A.Ş. 6 Nisan 2017 tarihinde tescil oldu ve duyurusu 11 Nisan 2017 itibarıyla Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanmıştır. Böylece  Anonim Şirketimizin kuruluşu resmi olarak tamamlanmıştır.

Artık Türk Loydu’nun ticari faaliyetleri daha profesyonelce yürütülecek,  piyasada daha hızlı, daha kıvrak ve daha rekabetçi olabileceğiz. Elbette eski sistemin yeniye adapte olması bir geçiş süreci alacaktır ama bunu çok hızlı aşacağımızdan hiç şüphem yok.Denizcilik camiasına hayırlı olsun.

-Türk Loydu’nun gündeminde uzun yıllardır var olan IACS üyeliğinde gelişmeler var mı? Neden bir türlü üye olamıyoruz?

-Bildiğiniz üzere IACS 12 farklı ülkenin klas kuruluşlarından oluşan bir birlik ve dünya pazarının nerdeyse %90’ına sahipler. Elbette aralarına yeni bir rakip almakta çok istekli değiller. Ama kriterler koymak zorundalar ve biz Türk Loydu olarak bu kriterleri fazlasıyla karşılıyoruz. Hatta artık IACS üyesi bazı kuruluşlardan daha iyi durumda olduğumuzu söyleyecek kadar da iddialıyım. Çok yol aldık. Bunun en önemli göstergesi Paris MoU istatistikleri. Türk Loydu son 10 yıldır Paris MoU’nun listesinde “High Performance/ Yüksek Performanslı” kuruluşlar arasında yer alıyor ve ilk 10 kurum içinde. Bu listede geride bıraktığımız bazı IACS üyesi kuruluşlar var.

Tabii IACS üyeliği kolay bir iş değil.  Büyük mücadeleler, lobi ve kulis faaliyetleri gerekiyor. Geçtiğimiz yılki Loyd List’te izlenmesi gereken kuruluşlar arasına girdik. Türk Loydu dışarıda artık yükselen yıldız olarak görülüyor. Bu elbette kolay olmadı. IACS üyesi olan bir çok kuruluşa başkanlar düzeyinde ziyaretler yaptık. Türk Loydu’nun ne yaptığını, nerede olduğunu, neden IACS’ı hak ettiğini anlattık. Özel bir ayrıcalık istemediğimizi ama adil bir denetim ve değerlendirme ile IACS’a girmeyi hedeflediğimizi vurguladık.  Artık yurtdışında Türk Loydunun ayak sesleri duyuluyor. Yabancı sempozyumlarda yer alıyoruz, AB toplantılarına, IMO toplantılarına aktif katılım gösteriyoruz. Hak ettiğimiz yeri almamızın engellenebileceğini sanmıyorum.

-Özellikle eğitim alanında Türk Loydunun önemli çalışmaları oluyor. Bize gündemde olan eğitim çalışmalarından söz eder misiniz?

-Eğitim de biraz daha butik çalışmaya karar verdik. Herkesin yaptığı rutin eğitimlerden ziyade sektörde ihtiyaç duyuşan ancak yapılamayan eğitimlere daha çok yer veriyoruz. Bazen yurtdışından getirttiğimiz uzmanlara ücretsiz seminerler verdirdiğimiz de oldu. Ulvi amaçlarımız doğrultusunda sektöre olabildiğince destek olmaya çalışıyoruz. Bilgi güçtür ve unutmayalım ki “Reislik Bilgidedir”. Her bilgi bize yeni ufuklar ve yeni kapılar açacaktır.

 Eğitim çalışmalarımızı yeni teknolojilerle birleştirerek çağdaş standartları yakalamayı hatta aşmayı amaçlıyoruz. Daha yeni AB’den görev alarak IMO için “Denizde Çatışma Eğitim modülü” hazırlamayı üstlendik. Uluslarası bir proje ve farklı ülkelerden gruplar var ama Türk Loydu Proje lideri. Bu bize duyulan güvenin bir göstergesidir.

Yakında 3D modülleri eğitimlerimize katarak hem daha ilgi çekici hem de bu tip yüksek teknolojilerle daha verimli olmayı hedefliyoruz.

-Türk gemi inşa sanayini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

-Dünya çapındaki durgunluktan elbette Türkiye’de etkilendi.  Ama Türk Armatörleri mücadeleye devam ediyorlar, tabi ki Türk Loydu olarak biz de sektöre elimizden gelen desteği yapıyoruz.

Aslında verilere baktığımızda Türk Loydu olarak hiç de fena değiliz. Ocak 2015’te Türk Loydu klaslı gemiler toplamda 711 bin grostondu. Bu veri 1 Ocak 2017 itibariyle 828 bine çıktı. Adet olarak ise klasladığımız gemilerin sayısı aynı tarihler arasında 561’den 586’ya yükseldi. Bir başka önemli gösterge de yaş. Klasladığımız gemilerin yaş ortalaması ortalamada 20,27’ten 19’a indi ki bu çok iyi bir gösterge. Filomuzun gençleştiğini ifade ediyor.

-Sizin eklemek istedikleriniz?

-Durmak yok çalışmaya devam.

-Çok teşekkür ederiz. 

                                                                                                 ++++++++++

Cem Melikoğlu kimdir?

Gemi İnşaatı ve Mak Müh olan Cem Melikoğlu, ExxonMobil Firmasında 21 yıldan fazla Avrupa, Afrika ve Ortadoğu bölgelerinde çeşitli uluslararası yöneticilik görevlerinde çalışmış, ExxonMobil’in muhtelif ülkelerdeki yönetim sistemlerinin kurulmasını, denetlemelerini ve çeşitli projelerini yönetmiştir. Daha sonra OMV Petrol Ofisine geçen Cem Melikoğlu, 3 yıl içinde kurduğu departmanla uluslararası standartlarda Sağlık, Emniyet, Çevre ve Güvenlik yönetim sistemlerini hayata geçirmiştir. İyi derecede Almanca ve İngilizce bilen Cem Melikoğlu, 2014 yılından beri ülkemizin enerji güvenliğini sağlamayı hedefleyen TANAP Doğalgaz Boru Hattı Projesinde halen HSSE Direktörü olarak çalışmaktadır.

Türk Loydu Hakkında:

Türk Loydu; 1962 yılında TMMOB Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulmuş, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Deniz Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Armatörler Birliği, Gemi İnşa Sanayicileri Birliği, Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği gibi birçok değerli paydaşa sahip klaslama, muayene ve belgelendirme hizmetlerini sağlayan bir “Klaslama ve Uygunluk Değerlendirme Kuruluşu” dur. Türkiye’nin önemli sektörel kuruluşlarının bir araya gelerek, ülkemizin öz kaynaklarıyla oluşturduğu Türk Loydu; o günden bu yana sürekli hizmet alanlarını genişleterek, deniz ve kara endüstrisindeki gelişmelere öncülük etmiş ve sektörü sürekli bilgilendirerek gelişimini sürdürmüştür. Bugün gelinen noktada hizmetlerini uluslararası tanınırlığı olan akreditasyonlar ve yetkiler çerçevesinde sürdürmekte, çeşitli alanlarda yetkin teknik kadrosu ile geniş bir yelpazede gemi klaslama, yönetim sistemleri, ürün ve personel belgelendirme, muayene, onaylanmış kuruluş, üçüncü taraf kontrolörlük ve gözetim hizmetleri vermektedir.

Editör: TE Bilişim