"İzmir'e alternatif liman kurmayacağız"

Arkas Grubu, geçen ay İzmirli bir grup işadamıyla birlikte kurdukları Alsancak Liman Hizmetleri'yle İzmir Limanı ihalesine oldukça iddialı girmişti. Fakat kaybettiler.

Arkas'ın genç patronu Bernard Arkas, kazananın Hutchinson olmasına sevindiklerini söyledi.

Kesinlikle İzmir'e alternatif bir liman kurma arayışı içinde olmadıklarını söyleyen Arkas,"İhaleyi bu işi bilmeyen birileri kazansaydı zararı biz görecektik" diyor.

Özellikle son yıllarda yaptığı atakla, konteyner taşımacılığında Türkiye'nin en büyük denizcilik şirketi unvanına sahip olan Arkas Holding, geçtiğimiz haftalarda gıda işine de el attı ve Kristal Yağlan'nın yüzde 49'unu saün aldı.
Kısa bir süre önce İzmirli 142 girişimci ile birlikte İzmir Limanı Özelleştirme İhalesi'ne katılan Arkas'ın bu grupla birlikte farklı iş kollarında yatırıma gireceği tahmin edilirken, zeytinyağı sektörüne yapılan hızlı giriş, herkes tarafından 'sürpriz' olarak nitelendirildi.

Bünyesinde 40 şirketi barındıran 1 milyar dolar cirolu Arkas Holding'te ön planda yönetim kurulu başkanı ve 3'üncü kuşak yönetici Lucian Arkas bulunuyor. Ekonomist, Lucian Arkas'ın oğlu, daha çok işletme ve yürütme konusunda sorumluluk üstlenen Arkas Holding İcra Kurulu Üyesi ve dördüncü kuşak yönetici Bernard Arkas'a mikrofon uzattı.

Bernard Arkas, sorularımıza şu yanıtlan verdi:

Ekonomist: Dilerseniz en taze gelişmeden başlayalım. Gıda işine yatırım nereden çıktı? Arkas Holding olarak daha önce böyle bir şeyi planlıyor muydunuz?

Bernard Arkas: Öncelikle şunu söyleyeyim: Bu holdingin bir yatırımı değil! Çok spesifik bir konu. Dolayısıyla 'gıda sektörüne girdik' diyemeyiz. Kris-tal'in sahipleri 75 yıllık aile dostumuz. Yani çok yakından tanıdığımız bir şirket. 75 yıllık İzmirli Bay Noel Micaleff babamla arkadaş, biz de oğullar olarak... Hatta dedelerimiz bile arkadaşmış. Micaleff Ailesi'nden bir grup hisse satışı olacakmış. Bay Micaleff de 'yabancıya gideceğine tanıdığım biriyle ortak olmayı isterim' demiş ve babamı aramış. Olay, bundan ibaret.

Peki Kristal'e desteğiniz ne ölçüde olacak? Örneğin şirket yönetiminin neresindesiniz?

Arkas: Onlara kurumsal anlamda katkıda ve destekte bulunuruz, ama sektörün uzmanları onlar, biz değiliz. O şirketi, biz yönetmeyeceğiz. Biz, -babam ya da ben- o sektörde onlara ne yapacaklarını söyleyemeyiz. Büyümesine, geleceğine, vizyonuna kurumsal destek sağlarız. Ama Kristal, bir Arkas Holding şirketi olmayacak. Aile olarak karışmayacağız.

Otomotiv sektörüne girişiniz de sürpriz olarak görüldü. Bu alandaki planlarınız neler?

Arkas: Otomotivde işin bayi kısmında odaklandık. Distribütör de değil, sadece saüş bayisi. Modeli oluştururken aslında biraz İngiltere'den kopya çektik. Ben değil de, eniştem Erkut Bey bu işin uzmanı. Birçok markayı tek bir organizasyonla, -hepsinin kurumsal kimliğini ayn ayn-temsil etmek mümkün olunca, biz de böyle bir işe girişelim dedik.

Son yıllarda konteyner gemi sayınızda hayli artış oldu. Son rakam nedir?

Arkas: Durmadan konteyner gemisi alıyoruz. En son 23 tane var. Kesinleşmiş siparişlerimizle beraber toplamda, 27 rakamına ulaşacağız. İki tanesi yıl sonunda gelecek. Gerisi 2008'de. 2010'a kadar siparişlerimiz var. Bir de ikinci el piyasasına bakıp uygun gemiler alıyoruz. En son Tayvan'dan iki tane aldık. Konteyner gemi adedi olarak Türkiye'de 1 numarayız.

İzmir Limanı özelleştirme ihalesini kaybettiğinize üzüldünüz mü?

Arkas: Samimi olarak söylüyorum, hayır. Hong Kong Limam'nın işletmecisi Hutc-hison Whampoa'nın büyük ortak olarak kazanması bizi rahatlattı. Biz almadık ama hiç olmazsa onlar aldı diye rahadadık. İşi bilmeyen biri alsaydı, hem üzülecektik hem de büyük sıkınular çekecektik. Bu işi bilen birisinin alması iyi oldu. Çünkü İzmir Limam'nın en büyük müşterileri biziz. Konteyner hacminin yüzde 60'mı biz yapıyoruz. Liman iyi işleülmezse, en büyük zararı biz görürüz.

Liman ihalesi için bir araya geldiğiniz İzmirli grupla başka yatırımlarınız olabilir mi?

Arkas: Liman için oluşturulan grup çok iyi, çok uyumlu bir grup. Dağıunak yazık olur. İyi bir fırşat, iyi bir proje çıkarsa ellbette değerlendirebiliriz. Ama Alsan-cak Liman Hizmetleri AŞ'de yönetim, bizde değil. Sadece yüzde 20 hissemiz var. Eğer ihaleyi ka-zansaydık, liman konusunda uzman olduğumuz için işletme sorumluluğunu biz alacakük. Olmadığına göre yeni fikirlere açığız. Ama fikir üreten taraf değiliz.
İzmir'e alternatif bir liman projesi içinde olduğunuz söyleniyor... Arkas: Limancılık bizim kollarımızdan birisi. Ama reaksiyon olarak liman arayışı içinde değiliz. Arkas olarak önceliğimiz bu değil zaten. İzmir Limanını alanlar, gerçekten limancılığı çok iyi bilen, işinin profesyoneli insanlar. Limanın iyi çalışması, bizim için çok önemli. O konuda aslında sevinçliyiz. 'Yeni bir liman arayışı içindeyiz' söyleminin yanlış anlaşılmasını istemiyoruz. Sanki 'biz almadık, onları boykot edeceğiz' gibi bir hava olmasını, onlara karşı bir hareket planlıyoruz gibi bir hava doğmasını istemeyiz. Biz u limanla çalışacağız ve en iyi müşterisi olmaya devam edeceğiz.

Ülkenin gözde limanlarının yabancılar tarafından alınması sizi rahatsız ediyor mu?

Arkas: Limanı satın almıyorlar ki! 39 yıllığına işleüne hakkını alıyorlar. Toprak yine devletin. Devletin denetleme yetkisi var. Gümrük TC'nin kontrolünde.Onlar sadece operasyonel işletmesini yapacak.

Liman işletmeciliğinde dünyanın en büyüklerinin Türkiye'ye gelmesi, sektöre ne kazandırır? Örneğin Pire Limanı ile rekabette avantaj sağlayabilir miyiz?

Arkas: Pire. zaten kendi vaptığı halalar yüzünden çok zayıfladı. Grev ve yavaşlatma yaptılar. Çok tepki topladılar. Hizmet kaliteleri çok düştü. Ve çok müşteri kaybettiler. İyi bir hizmetle, kolaylıkla Akdeniz pazarında İzmir yer alabilir. Hong Konglular ve Singapurlular, bunu nasıl yapacaklarını iyi biliyorlar. Bu işin uzmanı onlar.

Voleybola Desteğe Devam

Voleyboldaki sponsorlukları, takımlannın iki yıldır şampiyon olması ve bu işbirliğinden memnun olup olmadıklarını sorduğumuz Bernard Arkas," Bizimkisi sponsorluk değil. Spor kulübü kurduk. Saint Joseph'ten başlayarak... Ama Arkas şirketleri, spor kulübüne sponsor oluyor. Başka kimseye ihtiyaç duymadan gidiyoruz" değerlendirmesi yapıyor.

Voleybola yıllık 3 milyon dolar civarında - inşaat yatırımı hariç- bütçe ayırdıklarını ifade eden Arkas.voleybolun fazla seyircisinin olmaması konusunda da şunları söylüyor:

"Bu durumdan üzülmüyoruz, aksine çok memnunuz. Çok daha efendi, kavgası az olan bir spor. Arada file var, o yüzden daha çok taktik var. Fiziksel çarpışma yok. Seyirci de bu nedenle fazla değil. Babam da ben de İzmir Saınt Joseph Lisesi'nden mezunuz. Okulda voleybol çok yaygındı. Spora kabiliyetli olmasak da, her teneffüste voleybol oynandığını görüyorduk. Voleybola ilgi ve sempatimiz, oradan geliyor." Futbola sponsorlukları konusunda ise Arkas, "Bunu herkes soruyor. Ama girmeyeceğiz. Çünkü futbol yıpratıcı bir iş. Apayrı bir dünya. Şirket olarak futbol işine girip de huzurlu olan yok" diyor.

Kaynak: EKONOMİST Dergisi

Yayın Tarihi: 8 Temmuz 2007

 

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilişim