İhsan Kalkavan: Öyle çok zenginimiz var ki...

İhsan Kalkavan, armatör ve işadamı olmasını ailesinin bu sektördeki 150 yıllık genetik mirasından aldığını söylüyor ve Kalkavan soyadının dünyada tüm denizcilik çevrelerinde bilindiğini belirtiyor

Türk iş dünyası denizcilik sektöründe de geçen yıllara göre çok önemli yol aldı. Ünlü armatörlerimiz yanında birinci sınıf armatörlük yapanların sayısında artış oldu. Türkiye’nin gemi taşıma filosu yenilendi. Sektörde bir asırdan fazladır armatörlük yapan Kalkavan Ailesi’nin ilginç ve renkli bireyi olan İhsan Kalkavan, kendi alanında duayen olarak denizciliğe nasıl adım attığını anlattı. Memorial Hastanesi’nin en üst katında, adeta bir “kaptan köşkü’ biçiminde düzenlenmiş ofisinde görüştüğümüz Kalkavan, hem iş hikayesinin az bilinen taraflarını anlattı hem de denizcilik sektöründe yaşananları dile getirdi.

Nasıl işadamı oldunuz?

Bizim işadamlığı farklı. Denizcilik sektöründe 150 - 170 yıla yaklaşan bir aile hegemonyası var, ben onların verasetini kullanıyorum. Onların mirasçısıyım yani. Genetik, kalıtımsal birikimler var.

Soyadınız Kalkavan, bunun kolaylığını gördünüz mü?

Hem de fazlasıyla rahatlığını gördüm. Dünyanın her tarafında biliniyor. Bizim sektörde çalışan veya yakın ne kadar denizci, armatör varsa, limanlar, acenteler filan dedelerimizin dedesinden beri, hele de bu işleri uzun vadede yapanlar varsa bizi biliyorlar. Tanımayanlar ise kısa vadede internet ortamında aile ile tanışıyor hemen.

Çok biliniyorsunuz ve oldukça zengin olmalısınız. Neden hâlâ Forbes’ın “Milyarderler Listesi’nde adınızı görmüyoruz?

Ben öyle yerlerde olmayı hiç istemiyorum. İkincisi de o listeleri hazırlayanlar o kadar amatör ki, dünyadan haberleri yok.

Forbes listeleri ABD’de, Avrupa’da hazırlanıyor. Nasıl dünyadan haberleri olmaz?

İsterse NASA’da, uzayda hazırlasınlar. Çok komik hazırlıyorlar.. Kendimle ilgili hiç konuşmuyorum. Ama en azından o listede çıkanların yüzde 70’inin servetine birden ‘çek’ yazacak binlerce insan var Türkiye’de. Listede neleri baz aldıkları bile çok tartışılır.

Siz de Forbes listesindekilere çek yazabilir misiniz?

Böyle diyemem. Çünkü, gerçek paranın kimde olduğunu bilmek Allah’a mahsustur. Dışarıda bile öyle çok zenginlerimiz var ki.

Türkiye’de çok gizli zengin mi var demek istiyorsunuz?

Türkiye’dekileri bir kenara bırakın. Onlar gizli değiller. Medya, etrafındakileri biliyor sadece. Bunları söylerken, bir ekonomist ve bankacı olarak servetini bildiğim insanlara dayanarak söylüyorum. Bu ticari sırdır ama benim bildiğim listenin yanından bile geçmeyen öyle çok servet sahibi var ki, kimse farkında bile değil. İşleri fevkalade ama medyada yer almıyorlar.

YASAKLAR BİZİ BÜYÜK DENİZLERDE MARKA YAPTI

Beşiktaş Denizcilik neler yapıyor?

Sektöründe lider kuruluş olarak devam ediyor. Petrol taşıyoruz. Türkiye’nin içine girmiyoruz. Uluslararası taşımacılık yapıyoruz. İçeride küstürdüler. Yeşil sermaye, kırmızı sermaye spekülasyonları yüzünden ihalelere sokmadılar. Mütedeyyin olduğumuz için bazı kesimlerce suçlandık. Yunanlıların elinde kalmıştı denizciliğimiz de, Allah’tan bazı Türkler de gemi yaptırdı da işin içine girdiler. Bu durum, bizim için çok iyi oldu, dışarıda büyük bir marka olduk.

Nasıl bir marka oldunuz?

Beşiktaş Shipping adıyla 10’a yakın gemimizle taşımacılık yapıyoruz. Tonajımız çok büyük. Karadeniz ve Akdeniz var. Afrika var. Genelde hatlarımız Akdeniz - Atlas Okyanusu arasında. Üç tane süper tanker var. Beşiktaş, Beşiktaş Bosfor, Beşiktaş Dardanel, Beşiktaş Findland, Beşiktaş Scotland gibi isimler var. Sonuna ‘land’ları ekliyoruz. Böylece marka daha vurucu oluyor.

Bir çırpıda tüm gemilerinizin isimlerini sayabilir misiniz?

Yemin ederek söylüyorum ki sayamam.

Armatörlükte dünya markası olmak için hacim çok önemli değil mi?

Tonaj ve yaş ortalaması çok önemli. Tonajlar 800 bin ton civarında Bizde yaş ortalaması 2 - 2.5 yıl. Filoyu gençleştirdik.

OLUMLU TRAFİK KAZALARI AİLENİN KADERİ OLDU

Kalkavan Ailesi, kalabalık mı, sülalenizin ucu bucağı var mı?

Bizim aile, Karadeniz’deki öbür aileler kadar büyük değil. Mesela, Rize’de Ekşioğulları, Meto’lar daha geniş aileler. Daha büyük aileler de var. Ancak, Kalkavan’lar daha çok ses getiriyor.

Hepiniz denizci mi oldunuz?

Biz toplam 7 kardeştik. Şu anda iki kız, iki erkek yaşıyor. Kızlar, evlenince hisselerini alıp ayrıldılar. Biz 5 erkek kardeş ayrı branşlarda işlerimizi sürdürdük. Ağabeyim Salih, denizden uzaklaşmak istedi. Londra’da yaşıyordu ama o da öldü. Denizden ayrılmak isteyince gemilerini de bize bıraktı. Erkek kardeşlerimden şu anda benimle birlikte yaşayan bir Muharrem var. O da Mersin bölgesinde. Petrol işleri var. Üçü de öldü. Birisi trafik kazasından, öbürü trafik kazasının verdiği sıkıntılardan sonra öldü. Diğeri de geçen yıl karaciğeri naklinde öldü. Şanşsızlık ama babam da trafik kazasından gençken öldü. Ben de bir kazadan kıl payı sıyrıldım. Bu söyledikleriniz korkunç.

Sizde ölümler hep trafik kazasından mı oluyor?

Maalesef bizim ailenin yapısında bu var. Esasında trafik canavarı değiliz. Kendimize güvenerek iyi araba kullanıyoruz. Fakat, siz ne kadar iyi kullanırsanız kullanın, karşı taraf gelip sizi buluyor. Ben, Çin’in Şian bölgesinde kaza geçirdim. Türkiye’ye karadan geliyordum. G. Kore’den çıktık yola. Bangladeş, Vietnam’lara inip gelecektik. Üç ay içinde tamamlayacaktım. Geçen yıl denizden gelmiştim, bu yıl da karadan gelip ikisiyle bir rekoru tamamlamak istemiştim, başaramadık.

BEŞİKTAŞ BİZİM MAHALLE TAKIMI

Kalkavan ailesi, neden hep Beşiktaş yönetiminde yer alıyor? Bizim ailenin 400’e yakın mensubu varsa bunun yüzde 95’i Beşiktaşlı. Şadan Abi (Kalkavan) ve dar bir çevre ise Fenerbahçeli’dir. Turkon Denizcilik Nevzat Kalkavan ile Metin Kalkavan ve bir grup ise Galatasaraylıdır. Ailemizin, İstanbul’a ilk gelip yerleştikleri yer Beşiktaş’tır. Beşiktaş’ın kurulmasına da öncülük etmişler. Yani, Beşiktaş bizim mahalle takımımız. Kaptan Ahmet Fetkeri kurdu 1903’te. Bizim aile daha önce geldi. Bu yüzden de Kalkavanlar, takımın kuruluşundan bu yana yönetimde görev aldılar.

GENÇLİĞİMİN SIRRI NAMAZ VE SPOR

Kalkavan, henüz 59 yaşında ama yaşını göstermiyor. Bunu nasıl başardığını sorunca, sırrını şöyle açıklıyor: Sürekli spor yaparım. Günde beş vakit namaz kılıyorum. Her namazdan sonra da özellikle öğle, ikindi ve akşam 50’şer mekik ve 20 de şnav çekerim. Ofisimde mescidim vardır. İbadet de bir spordur bana göre, boyun hareketleri var, günde 40 rekat sünnetleriyle beraber kılarım. Uykudan da çok ciddi fedakarlık yaparım.Çok geç yatar, çok erken kalkarım. Sabah, namazdan sonra yürüyüşe çıkarım.’

Kaynak: PERİHAN ÇAKIROĞLU/BUGÜN Gazetesi

Yayın Tarihi: 20 Nisan 2007

Editör: TE Bilişim