Piyasalar neden sallanıyor? 
 
10 SORUDA KRİZ REHBERİ

1- Nedir bu ABD'deki mortgage krizi?

- Bizim hayatımıza yeni yeni girmeye başlayan mortgage ABD'de çok uzun yıllardır kullanılan ev kredisi sistemi. ABD'de şu anda mortgage kredilerinin toplamı 10 trilyon dolar. (400 milyar dolarlık Türkiye GSMH'sinin 25 katı) 10 trilyon dolarlık kredinin yaklaşık 3.5 trilyon doları değişken faizli krediler. Yani ülkede genel faiz oranları arttığında, kredi borcu olan kişinin de faizi, dolayısıyla her ay ödediği taksitler artıyor. Bu değişken faizli mortgage'lerin bir bölümü, ABD'de faizlerin çok düşük (yıllık yüzde 1.5-2), ev fiyatlarının da hızla arttığı 2000'lı yılların başlarında verildi. Kredilerin önemli bölümünün de ödeme gücü nispeten daha düşük olan kişilere verildiği biliniyor.

2- İyi de bu sadece o bankaların sorunu değil mi? Neden bütün piyasaları etkiliyor?

- Etkiliyor, çünkü borç-alacak ilişkisi sadece banka ile kredi kullanıcısı arasında kalmıyor. Bankalar, kullandırdıkları kredilerden doğan alacaklarını menkul kıymetleştirip (securitization) piyasada satıyorlar. Bizde de Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK) diye bir uygulaması var bu işlemin. Yapılan şu: Banka alacağını teminat göstererek tahvil çıkartıp belli bir iskonto oranıyla piyasada satıyor. Riskli müşteri grubunun kredilerine dayalı olan bu tahvillerin faizi piyasadaki benzeri enstrümanlardan daha fazla oluyor. Yani riski de getirisi de yüksek kağıtlar bunlar. İşte bu kağıtları elinde tutan yatırım fonları, ağırlıklı olarak hedge fon'lar bu işten büyük zararlara uğruyor.

3- Hedge fon nedir?

Hedge fonlar genellikle vadeli piyasalarda işlem yapan, nispeten daha yüksek riskli yatırımlara girişerek, yüksek karlar elde etmeyi amaçlayan fonlar. Bu fonlar vadeli piyasalarda kabaca 1 liralık yatırımla 10 liralık pozisyon alan çok hızlı hareket eden fonlar. Dünyada hedge fonların yönetiminde yaklaşık 1.5 trilyon dolar var. Ama fonların tuttuğu pozisyonların toplam değeri ise 13 trilyon dolar. Bu fonların amacı şöyle: 10 dolar ödeyip 100 dolarlık altın kontratı satın alıyorlar. Altın yüzde 10 değer kazanırsa, yani 100 dolarlık yatırımları 110 dolara çıkarsa yüzde 100 getiri elde etmiş oluyorlar. Altın yüzde 10 değer kaybederse yatırdıkları 10 dolar gidiyor. Yani piyasa beklentilerini doğrultusunda hareket ederse büyük para kazanıyorlar, aksi halde zararları büyük oluyor. Örneğin SoWood Capital adlı bir hedge fon, geçen haftalardaki harekette 3 milyar dolarlık portföyünün yarısını kaybedip, fonu kapattı.

4- Mortgage krizi hedge fonları da etkiliyor bu durumda...

Etkiliyor tabii. SoWood Capital de, portföyündeki mortgage tahvili pozisyonlarından battı. Bu, zincirleme etkinin sadece bir halkası. Bir kaç örnek daha verelim: Mortgage'lerde ödeme sıkıntıları çıkınca, bankalar her önüne gelene kredi vermeyi kesiyor. Kredi daralınca ev satışları düşüyor. Evlere talep azalınca ev fiyatları düşüyor. Bu kez paniğe kapılan, mortgage borçluları paniğe kapılıp evlerini satmaya kalkınca fiyatlar iyice baskı altına giriyor. Ev fiyatları düşünce, piyasaya tahvil olarak satılan kağıtların teminatı olan evler, kağıtların parasal değerini karşılayamayacak duruma geliyor. Rating kuruluşları bu kağıtların ratingini düşürünce kağıtların fiyatları daha da düşüyor... Riski hedge fonlara para yatıranlar, paralarını çekmek isteyince hedge fonlar yatırım yaptıkları varlıkları paraya çevirmek için satışa geçiyor. Bu durumda tüm piyasalarda satış baskısı artıyor. Dikkat edin hisse senetleri düşünce altın da düşüyor. Riskten kaçan para, daha sağlam varlıklara gidiyor. Burada da tek adres ABD Hazine'sinin çıkardığı tahviller. 10 yıllık ABD tahvillerinin faizi bu kriz sırasında yüzde 5.3'lerde yüzde 4.74'e kadar düştü.

5- Bir de carry trade riski var deniyor...

Doğru, bu da önemli bir risk. Carry trade faizi düşük ülkelerin para birimleri cinsinden borçlanıp, faizi yüksek para birimleri cinsinden yatırım yapmak. Bunun en iyi örneğin Japon yeni borçlanıp, örneğin Türkiye Hazine bonolarına yatırım yapmak. Japonya'da faiz yüzde 1'in altında. Türkiye'de ise yüzde 19-20. Yatırımcı, TL'nin Japon Yeni'ne karşı değer kaybetmeyeceğini veya yüzde 5'ler civarında değer kaybedeceğini öngörüyorsa bu pozisyona giriyor. Yüzde 0.5 gibi faizle Japon yeni borç alıp, bunu YTL'ye çeviriyor, yüzde 19 getiren Türk tahviline yatırım yapıyor. YTL Japon yenine karşı değer kaybetmezse yatırımcının yıllık karı yüzde 18 oluyor. Bu da ABD tahvilinden 1 yılda kazanacağı paranın neredeyse 4 katı. Carry trade'i genellikle hedge fonlar kullanıyor. Hedge fonlardan çıkış oldukça, fon örneğin Türkiye'deki tahvilini satıp, Japon yenine çevirip borcunu kapatıyor. Zaten piyasada şu anda en çok bakılan parite dolar/Japon yeni. Yen yükseldikçe piyasada stres artıyor.

6- Bizim piyasaları da carry trade'den çıkan fonlar mı etkiliyor?

Sadece fonlar değil. Genelde riskli ülkelerden çıkıp, güvenli limanlara demirleme eğilimi var. Buna "flight to quality" deniyor. Hedge fonlarla birlikte, yatırım fonları ve bankalarda da bizim gibi ülkelerdeki pozisyonlarını azaltma eğilimi gözleniyor.

7- Türkiye riskli ülke mi sayılıyor?

Varlık fiyatlarının çok yükseldiği ülkelerin tümünde risk var. Bizde bütçe performansı çok çok iyi ama, bu yıl 35 milyar doları bulması beklenen cari açık YTL üzerinde risk yaratıyor. Rusya, Hindistan, Brezilya, Çin gibi ülkelerde cari açık sorunu yok, hatta Rusya ve Çin'de müthiş cari fazlalar var. Türkiye ve Güney Afrika para birimleri diğerlerine göre oldukça zayıf görünüyor. Örneğin bu sabah Hollanda ve dünyanın en büyük bankalarından ING porföylerindeki Türk bonolarını azaltma kararı aldığını açıkladı.

8 - Bu bir trend dönüşü mü, yoksa düzeltme mi?

Onu henüz kimse bilmiyor. Şimdilik düzeltme deniliyor. Trend dönüşü haline gelinip gelmeyeceği ABD'de mortgage batağının kesinleşmesinden sonra belli olacak. Risk 200 milyar dolar deniyordu, şimdi trilyon dolara çıkabilir diye yorumlar var. Trilyon dolarları görürsek sıkıntı daha büyük olacak.

9- Şirket alım satımları da yavaşlayacak deniyor...

Bu yönde de tahminler var. Dünyada private equity fonlarının yaptığı alımlar piyasaları birkaç yıldır yukarı çekiyordu. Emeklililk fonlarının, bankaların parasını çalıştıran bu fonlar, kaldıraçlı satın alma (LBO) yöntemiyle şirket satın alıp, kar ettirip 3 ila 5 yıl içinde yüksek karlarla satma prensibiyle çalışıyor. Genelde topladıkları paranan 5 katı kadar işlem yapıyorlar. Yani 20 milyar dolar yöneten fon 100 milyar dolarlık şirket satın alıyor. Riskin yükselmesi bu fonlara para girişini yavaşlatacak. Bu fonlar, halka açık şirketlere borsa değerinin yüzde 30-40 fazlasını ödeyerek satın alıyorlardı. Bu iştahlı alıcıların piyasadaki ağırlığının azalması, yeni bir olumsuz etki olarak algılanıyor.

10- Peki bu hava ne kadar sürer?

Hiç belli değil. 1 hafta, 1 ay, 1 yıl... Kimse tahmin edemiyor. Önümüzdeki dönem sert iniş ve çıkışlar kaçınılmaz. En küçük gelişmeler bile alım veya satım fırsatları yaratacak. Büyük dalgalanmaların olacağı bir dönem içindeyiz.


Haber: VATAN 

Editör: TE Bilişim