NAVLUNDA BÜYÜK ARTIŞ

Son bir yılda navlun fiyatları yüzde 30 arttı. Uzmanlara göre, fiyatlar önümüzdeki üç yıl hızlanarak artacak. Sonrasında da düşüş değil duraklama bekleniyor. Ancak İthalat ve İhracatçının asıl derdi kurlar...

YASEMİN SALİH  [email protected]

KÜRESELLEŞMENİN nimetleri de var külfetleri de... Külfetlerden biri de, denizlerdeki kuru yük taşımacılığında navlun fiyatlarının katlanarak artması, öyle böyle değil, son beş yılda yüzde yüzleri bulan artışlardan söz ediyoruz. Geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında ise yüzde 30luk bir artış var...

Peki ne oldu da navlun fiyatları bu kadar arttı? Bu sorunun yanıtında bütün yollar global büyümeye çıkıyor. Amerika ve Avrupa eksenli global büyüme, bir süredir üretimin yönünü başta Çin olmak üzere Asya ülkelerine yönlendiriyor. Doğal kaynaklar yani hammadde Asya'ya, niha-i tüketimse Avrupa ve Amerika'ya devir daim oluyor. Bu da denizlerdeki ticaretin otoyollar gibi işlerlik kazanmasına yol açıyor. Deniz taşımacılığı, son beş yıldır adeta geçmiş durgun günlerinin acısını çıkarıyor. İstatistiklere baktığımızda, hem taşınan yük hem de alınan yolda patlama var.

Ancak bugünkü duruma baktığımızda ne armatörlerin ne de gemi inşa sanayicilerinin bu durumu önceden tahmin edebildiklerini görüyoruz. Her iki taraf da hazırlıksız yakalandı global büyümeye...

Deniz ticaretine talebin artmasına rağmen, piyasadaki gemi sayısı yetersiz. Son yıllarda denizlerdeki kirlilik ve deniz kazalarının artması, seyir halindeki gemilerin yaşı ve standartları sürekli sorun çıkarıyor. Tek çıdarlı gemilerin 2010 yılından itibaren denizlerde seyretmesi yasaklandı. 25 yaşın üstündeki gemilere de aynı yasak getirildi. Bir yandan eski gemiler sökülüyor, bir yandan da talebe yetişecek yeni gemiler yapılmaya çalışıyor. Ancak tersanelerdeki gemi siparişleri o kadar arttı ki, tamir ve sökme işlemi yeni gemi yapımının önüne bir türlü geçemiyor. Dolayısıyla ciddi bir arz sorunu var.

Martı Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Erol Yücel'e göre, fiyatların artmasındaki etkenlerden biri de limanların kapasitelerinin yetersizliği. Limanların gemi yanaşma kapasiteleri, artan ticareti karşılayamaz halde. Örneğin Avustralya limanlarında 50'den fazla geminin sıra beklediğini ve bu gemilerin dünya ticaretinden çıkmış olduklarını söylüyor Erol Yücel.

AKARYAKIT FİYATLARI

Arz-talep dengesizliği dışında navlun fiyatlarının yükselmesinin bir nedeni de akaryakıt fiyatlarının sürekli artması. Genta Denizcilik yöneticilerinden Ahmet Ku-laçoğlu, geçen yılı tonu 400-500 dolar olan akaryakıtın bu yıl 800 dolara yükseldiğini, deniz taşıma şirketlerinin de bu farkı navlun fiyatlarına yansıttıklarını söylüyor.

Kulaçoğlu'na göre, konut sektöründeki büyüme, bankaların para dağıtması ve alım satımların artması da navlun fiyatlarını artırdı. Kulaçoğlu, daha önce yıl sonlarında olan navlun fiyatı artışlarının bu yıl yaza çekildiğinin de altını çiziyor. Bu da sektörde eleman ücretlerinin artmasına neden olmuş.

ENFLASYONU YÜKSELTEBİLİR

Gemi fiyatlarının son bir yılda yüzde 100 arttığından da yakınıyor Kulaçoğlu. Türk gemilerinin daha ucuz olduğunu, son yıllarda kalitesinin artmasından dolayı daha çok tercih edildiğini belirtiyor. Bu trend Genta Denizcilik'i de yeni gemi yatırımına zorlamış. Halen 3 gemisi bulunan şirket, 2008 sonuna kadar 2 yeni gemiyi filosuna ekleyecek...

ARC Gemicilik Kiralama Müdürü Feyzi Oskay da, akaryakıt fiyatlarındaki artışın, en kısa yolda ve en küçük gemide bile ton başına minimum 3 dolar maliyet artırdığını belirtiyor. Oskay, dolardaki değer kaybının da önümüzdeki yılbaşında navlun fiyatlarını daha da artıracağı görüşünde. Liman masraflarının arttığına da dikkat çekiyor Oskay:
 
"Yılbaşından itibaren Rus limanlarının fiyat tarifeleri yükselecek. Onlar dolarla iş yapıyor. Ama Bulgaristan ve Romanya Euro'ya geçti. Yani ciddi bir kayıp söz konusu. Bu da Karadeniz'deki deniz ticaretini ve navlun fiyatlarını artırıyor."

ARC Denizcilik daha çok bakır, çinko gibi hammadde ticaretine odaklanmış. Oskay, navlun zammının hammadde maliyetlerini artıracağını, bunun da niha-i tüketiciye yansıyacağını, hatta enflasyonu bile yükselteceğini iddia ediyor.

İHRACATÇININ DERDİ KUR!

Navlun fiyatlarının artması elbette ithalat ve ihracat şirketlerinin işlerini de etkiliyor, özellikle ticaretlerini denizaşırı ülkeler üzerinde odaklayanları. Ancak Türkiye'nin ihracatının Avrupa ağırlıklı olması bu etkileri biraz geri planda tutuyor.

Türbosan Türal Makine Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Silahtaroğlu, navlun fiyatlarındaki artışın bütün dünyanın sorunu olduğunu ve daha çok genel ekonomiyi etkilediğini savunuyor. Aslında ihracatçı, akaryakıt fiyatlarındaki artışın navlun maliyetine daha fazla yansımasını bekliyor-muş. Ama korkulan kadar yansımamış. Silahtaroğlu, navlun fiyatlarındaki artışın işlerini etkilemediğini, asıl dertlerinin doların değer kaybı olduğunu belirtiyor: "Dolar yüzünden ihracatçının ocağına incir dikilmiş durumda. Navlun etken değil."

Nuh Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu ise, navlundaki yükselişin ihraç mallarının fiyatlarını etkilediğini ifade ediyor.

"Avrupa düşük fiyatlı mal istiyor. Navlun sürekli artınca başka şeylerden fedakarlık etmemiz gerekiyor" diyor.

Kömür ithal ettiklerini hatırlatan Şahinoğlu, iki ay önce tonu 78 dolar olan kömürün 100 doları bulduğunu, bunda da nakliye maliyetlerindeki yükselişin etkili olduğunu söylüyor. Şahinoğlu, "Merkez Bankası düşük kur diye tutturdu. Bütün hesaplar düşük kura göre. Yarın bir yükselirse o zaman felç oluruz" diyor.

Kimya sanayiinde da navlun maliyetlerinin artışından kaynaklanan bir kar azalması söz konusu. Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı Timur Erk, navlun fiyatlarındaki artışın akaryakıtla ilgili olduğunu ve yüzde 10'luk bir maliyet artışı getirdiğini ifade ediyor.

Sarar Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarara göre de navlun fiyatları sorun değil: "Navlun fiyatlarının getirdiği maliyet farkı, alıcı ve satıcı firma arasında bir formülle paylaşılıyor. Devletin asıl kurdan kaynaklanan zararlar nedeniyle ihracatçıyı desteklemesi gerekiyor."

Tersaneler ful kapasite

Türkiye'nin ithalat ve ihracatının yüzde 87.4'ü deniz yoluyla taşınıyor. Bunda Türk bayraklı gemilerin payı yüzde 20.6. İşte bu gelişme, yatırımlarını zaten artıran Türk tersanelerine talebi de artırıyor. Öyle ki, düşük tonajlı gemi yapabilme kapasitesine sahip tersanelerimize bile artık büyük tonajlı siparişler geliyor. Türk tersanelerinde halen inşa halindeki gemilerin değeri 1.5 milyar doları buluyor. Bakım ve onarımda ise 1 milyar dolarlık gemi var. 2003 başında tersanelerimizin toplam kapasitesi 654 bin dvvt'ydi. 2007 eylül itibariyle 1 milyon 767 bin dvvt'ye yükseldi. İşlenen çelik miktarı yüzde 106, ihracat ise yüzde 217 arttı.

Tersanelerde 2003 yılında 14 bin kişi çalışıyorken, bugün 33 bin kişiye ekmek sağlanır hale geldi. Ve Türkiye 2007 itibariyle 220 adet gemi inşasıyla bu alanda dünyada beşinciliğine yükseldi. Tonajda ise altıncıyız. Aynı şekilde tersane sayısı da yüzde 95 artmış durumda. Uzmanlar, tersanelerdeki teslim süresinin üç yılı bulduğunu belirtiyorlar. Bu arada, Türk armatörlerinin yurtdışına sipariş ettiği gemilerin toplam kapasitesinin 7 milyon dwt olduğu bilgisini de verelim...

GİSBİR Başkanı Murat Bayrak: "Bir yıl sonraya bile fiyat veremiyoruz"

Murat Bayrak'ın açıklamaları şöyle: "Talep çok artmış durumda. Ancak dalgalı kur nedeniyle bundan yararlanamıyoruz. Kurdan dolayı ayar tutturamıyoruz. Bir yıl sonrasına bile fiyat veremiyoruz. Gemi yapmaya dolar 1.4'ken başlamışım, 1.18'ken bitirmişim. Yüzde 20 gibi zarar etti bütün tersaneler. Öte yandan büyük bir talep var. İkisi arasında sıkıştık kaldık. Bu durum, yeni siparişlerde gemi fiyatlarına yansıtılıyor. Piyasada sadece navlun değil, gemi fiyatları da arttı."

Kaynak: PARA Dergisi/14 Ekim 2007


 

Editör: TE Bilişim