Şadan Kalkavan, ‘birkaç hurdacı’nın olası ekonomik çapına dikkat çekti:

Mittal, çelik devi olmasını gemi sökümcülüğüne borçlu

Armatörler Birliği ve Gemi Söküm Sanayicileri Derneği (GEMİSANDER) Başkanı Şadan Kalkavan, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin ‘birkaç hurdacı’ sözüne yeni bir boyut kazandırdı. Kalkavan, bakanın beyanatının hatalı ve araştırmadan söylendiğini vurgulayarak, sektörün siyasi ve kamuoyu desteği aldığında gelebileceği boyutu gözler önüne serdi. Dünya çelik piyasasının en büyüğü konumunda bulunan Arcelor’un Hintli sahibi Lakshmi Mittal’in de, önce gemi sökümcülüğü ile başladığının altını çizen Kalkavan, “Kamuoyu ve siyasi destekle, Avrupa’nın en büyüğü, dünyada da söz sahibi ülkeler arasında yer alabiliriz” dedi.

Bir koyunun nasıl etinden, sütünden, işkembesinden, yününden vb yararlanılıyorsa, geminin de kendileri için öyle olduğunu belirten Şadan Kalkavan, “Geminin de her unsurundan yararlanılır. Bu nedenle söküm işi, yeniden dönüşümü sağladığı için hem ekonomik, hem de çevre dostu bir endüstridir” diye konuştu.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin ‘Birkaç hurdacı para kazanacak diye, çevrenin kirletilmesine izin vermem’ beyanatını da hatalı ve araştırmadan söylenmiş bir söz olarak niteleyen Kalkavan, “Türk gemi söküm sanayiinin ülkeye getirdiği katkıları göz ardı etmek mümkün değildir. Hindistanlı Mittal’in, dünyanın en büyük çelik üreticisi olmasının temelinde gemi sökümü yatar. Sektörde on binlerce kişi ekmek yiyor. Düşünmeden konuşmamak lazım. Ben 50 yıldır bu mesleğin içindeyim. Henüz, hiç kimsenin asbestten öldüğünü görmedim. Çünkü, gemi söküm tesislerinde her  türlü tedbir alınarak, en modern şartlar altında söküm gerçekleştirilir” şeklinde konuştu.

Kapımız herkese açık

Şadan Kalkavan şöyle devam etti: “Asbesti korkulacak bir şey gibi gösteriyorlar. Ama, yaşamın her alanında asbestle iç içe yaşıyoruz. İşin daha korkunç bir boyutu var: Tonlarca hurda ithal ediyoruz. İthal edilen hurdaların içinde asbest dahil, birçok kimyasal atık da bulunuyor. İşte tam burada gemi söküm sanayiinin önemi bir kere daha gözler önüne seriliyor. Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde söküm işi, hijyen koşullarda uzman kadrolar tarafından yapılır. Bu işin ne kadar özenle yapıldığını, herkesin iyi anlaması gerekir. Özellikle, çevreci örgütlere sesleniyorum. Bu sektörü tanımadan, kulaktan dolma bilgilerle eylem yürütmeyin. Bizim kapımız herkese açık. Koşulların ne kadar düzgün olduğunu, herkese ispat etmeye hazırız. Türkiye’de gemi sökümü olmasaydı, ekonomik ömrünü bitiren gemiler batırılmak zorunda kalır, bu da denizlerin hurda mezarlığına dönerek bitmesi anlamına gelirdi. Gemi sökümcülüğü çevre dostu bir iştir ve herkesin bunu böyle kabul etmesi gerekir.”

Kaynak:Selçuk ONUR-Dünya Gazetesi/Perşembe Rotası

DenizHaber.Com

Editör: TE Bilişim