Değerli okuyucular, Sizlerin de denizcilik basınından takip ettiğiniz üzere, ülkemizin Denizcilik Çalışma Sözleşmesine (MLC 2006) taraf olmasına ilişkin görüşmeler birkaç gün önce TBMM Dışişleri Komisyonu’nda devam etti. Türkiye’nin MLC 2006’ya tara

Değerli okuyucular,

Sizlerin de denizcilik basınından takip ettiğiniz üzere, ülkemizin Denizcilik Çalışma Sözleşmesine (MLC 2006) taraf olmasına ilişkin görüşmeler birkaç gün önce TBMM Dışişleri Komisyonu’nda devam etti.

Türkiye’nin MLC 2006’ya taraf olması ile ilgili resmi süreç, 2013 yılında, naçizane bizim de içerisinde aktif olarak yer aldığımız faaliyetler sonucunda başladı ve çok sayıda faaliyete imza attık.

2013 yılında Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sn. Binali Yıldırım’ın ve üst düzey bürokratlarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokrasisini ve Bakan Sn. Faruk Çelik’i çok iyi bilgilendirerek, konunun denizcilik sektörü ve çalışanları açısından önemini çok iyi anlattıklarına ve taraf olma sürecinin de bu farkındalık sayesinde başladığını bizatihi müşahede edenlerdenim.

Eğer o irade ve çaba gösterilmeseydi, geçmişte kabul edilen denizcilikle ilgili ILO sözleşmelerinde olduğu gibi, belki de Türkiye'nin MLC 2006’ya taraf olma süreci 30-40 yıl sürebilirdi.

Dahası, 2011 ve 2013 yillarinda yayımladığımız MLC 2006 & ILO 92/133 ile ilgili ön denetim uygulama talimatları olmasaydı, belki de bugün onlarca Türk bayraklı gemi çalışma ve yaşam koşullarındaki olumsuzluklar nedeniyle yurt dışı limanlarda seferden alıkonulmuş olacak ve çok ciddi ekonomik kayıplar bir yana, Türk bayrağı kara listeye bile düşmüş olabilirdi.

Bu bakımdan, Türk gemi çalışanları ve donatanları, emeği geçenlere şükran borçludur ve kaydedilen aşamanın geriye götürülmemesi noktasında konuyu takip etme görevleri vardır.

***  

Yine denizcilik basınından takip ettiğimiz kadarıyla,

TBMM Dışişleri Komisyonu’ndaki görüşmelerde konunun MLC 2006 ile sınırlı kalmadığını, bir komisyon üyesi tarafından “27.5 milyon tonluk Türk deniz filosunun sadece 8.2 milyon tonluk bölümünün Türk bayrağı taşıdığı” belirtilerek, Türkiye’de gemi taşımacılığı yapan gemilerin büyük bölümünün neden Türk bayrağı taşımadığı konusunun da tartışıldığını okuduk.

“Türk bayraklı gemilerin çalıştıkları bankaların, kredi ve sigorta işlemlerinde yabancı bayraklı gemileri tercih ettikleri ve bunu sözleşmelerine şart olarak koydukları” yönündeki gerekçeler çerçevesinde, 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili (TUGS) Kanunu ile sağlanan gelir ve kurumlar vergisi muafiyetlerine ilaveten, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın öncülüğünde yakın geçmişte “Türk P&I” (yerli P&I sigorta kuruluşu) kuruldu, Kredi Garanti Fonu (KGF) tarafından sağlanan kredilerde iyileştirmeler yapıldı, ÖTV'siz yakıt sağlandı ve buna benzer çeşitli teşvik edici, destekleyici imkanlar sağlandı.

Dolayısıyla, Bakanlığın verecek cevapları vardı ama bu soru, esas muhataplarından biri olan İMEAK Deniz Ticaret Odası’na da (DTO) sorulsaydı keşke.

Acaba bunca olumlu çalışmaya rağmen neden hala gemilerin 2/3’sine yabancı bayrak çekilmekte?

Ve bence daha da önemli olan soru şu:

“En az 20 yıldır devam eden bu durumu değiştirmek için İMEAK DTO bugüne kadar ne yaptı, çözüme yönelik hangi projeleri üretti? Sektör adına hangi kamu kurumları ve finans kuruluşları nezdinde hangi çalışmaları yürüttü? Hangi engelleri aşamadı?”

Ki, halen Türk armatörü, gemilerinin 2/3’sine yabancı bayrak çekmekle eleştirilmektedir!

Bana kalırsa, bu tarz soruların muhatabı, sadece bürokrasi değil, sektörün bizatihi kendisi ve uygulayıcısı olan İMEAK DTO vb. gibi sektörü elinde tutan kuruluşlardır.

***

Değerli okuyucular,

Meslek kuruluşumuz olan Gemi Mühendisleri Odası (GMO), kuruluş günü olan 11 Aralık tarihini içine alan haftayı, 2009 yılından beri, meslek alanımıza ilişkin çeşitli konularda konferans, seminer, sempozyum, kongre, vb. etkinlikler düzenleyerek “Gemi Mühendisliği Haftası” olarak kutlamaktadır.

Bu yıl 8-12 Aralık 2015 tarihlerinde kutladığımız Gemi Mühendisliği Haftası kapsamında; 3. Öğrenci Çalıştayı ve “61.Yılında Gemi Mühendisleri Odası ve Meslek Alanımız” konulu bir sempozyum düzenlendi ve Odamızın 61. Kuruluş Yıldönümünü kutlandı.

12 Aralık'taki gala yemeğine meslektaşlarımız, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sn.Binali Yıldırım da katıldı.

Sempozyumun 10 Aralık günü yapılan 2. Oturumunda, ben de meslektaşlarıma ve katılımcılara hitaben “Gemi Mühendisi İstihdamı ve Gemi Mühendisinin Sektöre Kazandırdıkları” konulu bir konuşma ve sunum yapma şansı buldum.

Gerek layık görüp şahsımızı konuşmacı olarak davet eden ve plaket ile onurlandıran GMO Yönetim Kurulumuza ve gerekse etkinlikler süresince olağan üstü gayret gösteren Odamızın değerli çalışanlarına buradan bir kez daha teşekkür ederim.

***

Ayrıca, Denizcilik ve Tersane Mensupları Derneği (Deniz-Der) tarafından düzenlenen “Tersane-i Amire’ nin 561.Kuruluş Yıl Dönümü” etkinliği kapsamında şahsımı plaket ile onurlandıran Deniz-Der Yönetim Kuruluna ve Onursal Üyesi Yüksek Müh. Sn. Ali Can Beye de nezaketlerinden dolayı mahsusen teşekkürlerimi sunarım.

***

Bu vesileyle, tüm okuyucularımızın ve camiamızın yeni yılını kutlar, 2016 yılının ülkemiz, milletimiz ve Türk denizciliği için hayırlı olmasını dilerim.