RODER 2. Başkanı Erol Soylu: "Bizim bundan sonra asıl hedefimiz Rusya, Kazakistan ve Türki Cumhuriyetler olmalıdır"

Sektörün en önemli ve hayati üç sorunu bulunduğunu söyleyen RODER 2. Başkanı Erol Soylu bu sorunları şöyle sıralıyor: "Bulgaristan geçiş konusu, İtalya geçiş belgeleri ve Rusya kotaları."

RODER'in şuan ki gündemini oluşturan konular nelerdir?

Bugün itibarıyla çözüm bekleyen konuların başında Bulgaristan geçiş meselemiz var. Bu teknik bir hadise değil. Bu siyasi bir hadisedir. Siyasi otorite tarafından çözülmesi gereken bir durumdur. Bulgaristan ile olan geçiş sorununun Türkiye tarafından biran önce çözülmesi lazım. Siyasi otorite tarafından çözülmesi lazım. Bu nakliyecilerin, derneklerin bir araya gelip çözebilecekleri bir konu değildir. Eğer olabilseydi zaten iki ülke dernekleri bir araya geldiklerinde bu meseleye bir çözüm yolu bulunabilirdi. Bu sektörün hayati bir konusu. Bizim hayat damarlarımız. Oradan ya geçeriz Avrupa'ya ulaşırız ya da geçemeyiz. Bulgaristan, Türkiye'den Bulgaristan'a yük taşıma hakkı istiyor. Burada teknik olarak sorunumuz yok. Türkiye'ye gelen arabaları; Türkiye'den Bulgaristan'a yük götürebilir. Ancak onların amaçları Bulgaristan'a yük götürülmesi değil, boş arabalarının da Türkiye'ye gelip yük alabilmesini ve Avrupa'ya götürmesini istiyorlar. Bulgaristan'ın 22 bin araçlık filosu var. Ancak bu filoyu Avrupa'ya götürecek ihracat yükü yok. Bu nedenle Bulgaristan, Türkiye'nin ihraç yüküne ortak olmak arzusunda.

Bulgaristan ile sorun yaşadığımız zaman ne olacak? Deniz yoluyla ulaşmamız lazım. Şu anda Batı Avrupa ülkelerine yılda 200 bin sefer yapılıyor. Bunun 100 bin seferi karayolu ile 100 bin seferi de denizyoluyla yapılıyor. Eğer denizyolu olmaz da 200 bin seferin tamamı karadan yapılmaya kalkılır ise sınırlarını kullandığımız ülkelere mahkumsunuz. Sizin bütün ekonominiz bu kara geçişi yaptığınız ülkelerin alacağı kararlara mahkum kalıyor. Denizyolunu kullanarak İtalya'ya çıkıyoruz. İtalya'ya çıkıyoruz da onda da sorunumuz var. İtalya'da da yeteri kadar belgemiz yok. Belgelerin İtalya'ya biran önce ulaştırılması konusunda TOBB'dan anlayış ve destek bekliyoruz. Belgeleri bekliyorlar, gemiler de boş kalkıyor. RO-RO işi Türkiye için önemli ve stratejik bir konu olduğu için bunu desteklemek gerekiyor. Biz RO-RO'culuğa 1993 yılında başladık. 2003 yılında AB teşvikleri kaldırdığı halde, RO-RO'yu teşvik etmeye başladık. Bulgaristan sorunu, İtalya sorunu ve son olarak da Rusya sorunu var. O kadar çok sorun var ki, ancak bu sorunlar ana sorunları oluşturuyor. Rusya ile olan meselemiz esas olarak kota meselesidir. Hala kotamızı 5 bin 500'den yukarıya çıkarabilmiş değiliz. Ama bu kota 5 yıl önce 10 bin 500'dü. Bunun mutlaka 3 misli artırılması lazım. Rusya bugün tüketim ekonomisi çok canlı olan bir ülke. Avrupa'da baktığınızda çok büyük harcama yoktur. Bizim asıl hedefimiz bundan sonra Rusya, Kazakistan ve Türki Cumhuriyetleri olmalıdır.

UN RO-RO'yu neden satıyorsunuz? Satış aşaması şu an ne durumda?

UN RO-RO satılıp da bir başka yere gitmiyor. UN RO-RO satıldığı zaman yine burada Türk nakliyecisine hizmet vermeye devam edecek. Belki bu kadar camınıza taş atılırsa; siz de bir gün uğraşmayalım diyebilirsiniz. Satıldığı vakit hizmet alanlar açısından değişen bir şey yok. Bizim ortaklarımız şuan yüzde 67 doluluk oranını sağlayan kişiler. Onlar nakliyecilik yapmaya yine devam edecekler. Buradan elde ettikleri geliri kendi işlerini geliştirmek için kullanacaklar. Satış işini tamamen Citigroup yönlendiriyor. İlk aşama şirketin bütün mali analizlerinin yapılmasıydı, raporların hazırlanmasıydı, şirketin en ufak noktaya kadar rotgenini çeken bir kitap hazırlandı. Bu kitaptaki bilgiler Citigro-up'un mali uzmanları tarafından test edildi. Doğrulukları Citigroup tarafından onaylanmış bir kitap. Bu kitapta firmanın geçmişi nedir, ne taşıdı bu zamana kadar, geliri nedir gibi soruların cevaplarını içeriyor. Bu kitabın 13 sayfalık bir özeti çıkarıldı. Şu anda da 40 firma; firmanın mali analizlerini içeren 13 sayfalık kitap özetini aldı. Bu firmalar eğer teklif götürmek isterlerse; satın alabilirliğini ispat eden bir dosya ile başvuracak ve firma ile ilgili hazırlanan kitabı isteyebilecek. Ardından kitaptaki bilgiler sayesinde fiyat teklifini oluşturabilecek. Bu süreç Haziran sonuna kadar sürecek.

UND'de Başkan değişti ve yeni UND Başkanı Tamer Dinç-şahin oldu. Sizin UND'nin yeni başkanı hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Tamer Dinçşahin, UND başkanı olunca ilk arayan ve kutlayan benimdir. Burada önemli olan Tamer Dinçşahin'in, Tamer Dinçşahin gibi mi, Çetin Nuhoğlu gibi mi hareket edeceğidir. Tamer Dinçşahin, bundan sonraki davranışlarıyla, tutumuyla buna açıklık kazandırması lazım. Diğer taraftan derneklerin birleşmesi konusu bizim şuan gündemimizde yok. Bizim ihtiyacımız olan şey diyalog. Özellikle bakanlıklara karşı, dışarıya karşı birlikte harekettir. Ortak doğrularda buluşmak, o ortak doğruları da birlikte bakanlıkların önüne götürebilmektir. Bunun haricinde alttan iki dernekte rekabet etmelidir. Kendi üyesine daha iyi nasıl hizmet edebileceğinin rekabetini yapmalıdır. Ayrıca bizim RODER olarak ticari elbiselerimizi çıkartmamızı istiyorlar, çıkartmayacağız. Şuanda 4 takım ticari elbise giyiyorsak, 8 takım ticari elbise giymek var.

Sektörde dernek başkanları tek tek değişiyor. RODER'de de yakın zamanda böyle bir değişiklik görünüyor mu? Bu yeni dernek başkanları hakkında düşünceniz nedir?
Saffet Bey yaşadığı sürece bu derneğin başkanıdır. Bu dernekte başkanlık bir konu değildir. Diğer taraftan Tamer Dinçşahin'in iş hayatı Ulusoy'da başladı ayrıldığı güne kadar benim ile bire bir çalıştı. Kosta Sandalcı'yı 1976 yılından beri tanıyorum. Sektördeki yeni jenerasyonun bakış açısını son derece müspet görüyorum.

KAYNAK: TRANSMEDYA DERGİSİ

Editör: TE Bilişim