1. Lojistik Savaş Gemilerinin Tanımı ve FonksiyonlarıLojistik gemilerinin başlıca görevi; operasyon güçleri için yiyecek, su, giyecek, ekipman, mühimmat, yakıt ve inşaat malzemelerinin teminini; personel, teçhizat ve ekipmanın kara, deniz ve havada taşınm

1. Lojistik Savaş Gemilerinin Tanımı ve Fonksiyonları

Lojistik gemilerinin başlıca görevi; operasyon güçleri için yiyecek, su, giyecek, ekipman, mühimmat, yakıt ve inşaat malzemelerinin teminini; personel, teçhizat ve ekipmanın kara, deniz ve havada taşınmasını; tibbi yardım, ekipman, araç, gemi bakım-onarımı gibi lojistik destekleri sağlamaktır(1).

Lojistik destek gemileri; denizaşırı askeri üslerde ordunun lojistik gereksinimini karşılamak amacıyla inşaa edilmiş ve dünyanın herhangi bir yerinde özellikle uzak bölgelerinde malzeme ve personel gibi ordunun ihtiyacı olan güç aktarımını sağlayan yardımcı gemilerdir. Sığ sahillere yanaşabilen ve onlarca ağırlık taşıyabilen lojistik savaş gemisi, dünyanın herhangi bir yerine askeri kuvvetleri ve malzemeyi götürmek ve en kısa zamanda istenilen yere çıkarabilmek amacıyla inşa edilmiştir. Söz konusu gemiler havuzlu sisteme sahip olup geminin ortasındaki havuz, içine aldığı küçük savaş gemilerine gideceği bölgeye kadar sürekli lojistik destek sağlayabilmesi amacıyla yapılmıştır. Lojistik savaş gemileri denizden karaya asker, deniz piyadesi, zırhlı araçlar, yüzen tank, zirhli araçlar, küçük savaş gemileri taşıyan çıkarma gemisi olan amfibik gemilerdir (2).

Operasyon alanlarında savaş gemilerinin etkinliği lojistik destek sağlama yoluyla artırılmaktadır.  Destek gemileri yukarıda belirtildiği üzere yakıt, su, iaşe, muhimmat ve personel sağlamakta ve karaya çıkan birliklere söz konusu lojistik unsurları transfer edebilmektedir. Ancak, lojistik yönetimi profesyonel ve bilimsel yaklaşımla olmalıdır.

Büyük ölçekte lojistik gemiler kara operasyonları için tank ile destroyer, firkateyn gibi savaş gemilerini de taşımaktadır. Küçük ölçekli lojistik gemiler ise çıkartma gemisi, takip botları gibi orta veya küçük ölçekli gemileri taşımaya daha uygundur (3).

2. Lojistik Savaş Gemilerinin Tarihçesi

Lojistik savaş gemilerinin tarihsel gelişimine baktığımızda; bu konuda ilk ve önemli gelişmelerin ABD ve İngiltere tarafından yapıldığını görmekteyiz. Denizde gemilere tedarik sağlamak fikri ABD donanması tarafından ortaya konulmuş donanma 1888 yılında lojistik ile ilgilenmeye başlamış ve lojistik donanma kolejinde donanma stratejisi dersi olarak okutulmaya başlanmıştır. Buharlı gemilerin icadı ile okyanusun kaba dalgalı sularında onlara itici gücü sağlayacak yeterli yakıtı taşımak için büyük kömür ambarlarının gerekliliği anlaşılmıştır. Büyük bir buharlı savaş gemisi günde 50 ton kömür yakmakta ve yakıt bittiğinde kömür temin etmek için her 10 günde bir limana dönmek zorundaydı. Denizde kömür gemilerinin gemilere yakıt vermesi planı ilk kez 1887 yılında İngiliz Kraliyet Donanması mensupları Lidger ve Miller tarafından ortaya konuldu. İngiliz Donanması tarafından kömür gemisinden savaş gemisine kömürün zincir halatla çekilmesi yöntemi kullanılmaya başlamıştır.

Amerikan Donanması 1898 yılında İspanya-Amerika savaşında yeni bir tecrübe daha edindi. İspanya Filosu Küba Santiago Limanı’nda abluka altına alındığında Amerikan donanmasına ait gemilerin kömür yakıtı temin edebilecekleri Guantanamo’nun 45 mil uzaklıkta olması nedeniyle İspanyol gemileri açık denize kaçmıştır. Bu tecrübeden sonra donanma denizde yakıt ikmali olmasının gerekliliği anlamıştır.

Birinci Dünya Savaşında donanmanın kömür yakan gemilerden petrol yakan gemilere geçiş dönemi olmuştur. ABD Donanması 1899 yılında ilk kez denizde USS Marcellus kömür gemisinden denizde  ikmal sağlayan USS Massachusetts savaş gemisine yakıt ikmalini sağlamıştır. İngiliz donanması tarafından 1902 yılında gerçekleştirilen ilk deneme  “Lidger-Miller" Sistemi olup kömür gemisi MURIEL’den saatte 8-9,5 knot hızla giden savaş gemisi  TRAFALGAR’a yakıt ikmali sağlamıştır.

1923 yılında donanma filosu tatbikatı sırasında Omaha kruvazörüne başabaş tekniği (abreast technique) kullanılarak yakıt ikmali yapılarak lojistik destek sağlanmıştır. 1937 yılında İngilizler tanker ve savaş gemilerinin paralel rotalarda konumlandığı durumda omurgaya dik olarak yakıt ikmali sağlayan macuna yöntemini (derrick method) kullanmışlardır. 1942 yılında iki Alman tankeri Bismarck savaş gemisine yakıt ikmali sağlamıştır.

İkinci Dünya Savaşı’nda donanma ile ilgili gelişmeler nakliye operasyonları, amfibik (hem kara ve hem de suda) operasyonlar, seyyar lojistik ve denizaltı savaşları ile ilgili gelişmeler olarak dört kategoride sınıflandırılmıştır. Bunlardan en önemlisi seyyar lojistiğe ilişkin gelişmelerdir. Pasifik okyanusunda amfibik operasyonlar nakliye yapan ve yükdek tekmolojiye sahip seyyar lojistik gemiler olmaksızın yürütülememekteydi. Bu nedenle gemilerin yakıt ve diğer ihtiyaçlarını karşılayan ve içinde küçük savaş gemilerinin yer aldığı küçük havuzlar ve bakım-onarım atölyesi bulunan, tank gibi kara savaş araçları, muhimmat, ve personel taşıyan lojistik gemiler geliştirilmiştir. Lojistik gemilerinin savaş malzemesi ve araçları ile personel taşıması dışında ikinci önemli fonksiyonu da savaş gemilerine yakıt ikmali yapmasıdır (4).  

İkinci Dünya Savaşı aynı zamanda üslerin uzak mesafede olmasından dolayı lojistik sektörünün de savaşı olmuştu. Söz konusu savaşta ABD ve Japonya arasında Pasifik Okyanusunda gerçek bir deniz savaşı yaşanmıştır. Pearl Harbor ve Gilberts, Marshalls ve Carolines adaları arasında gelişmiş üsler kurmak için potansiyael yerlerin olmayışı seyyar lojistik/yüzen üslerin gerekliliğini ortaya koymuştur. Böylece, 1943’de Service Squadron seyyar lojistik üs kurulmuş ve söz konusu üs Japonlar için stratejik bir sürpriz olmuştur. Seyyar üsde gemi, romorkör bakım-onarımı yapılmakta, mühimmiyat , yakıt gemileri vb. mevcuttu. İngiltere’de ise yakıt ikmali sağlayan lojistik gemilerin kullanımı İkinci Dünya Savaşından sonra yakıtın lastik borular ile transferi şeklinde olan Alman yöntemi kullanılarak geliştirilmiştir. 

Haziran 1950’de Kore Savaşı başladığı zaman savaş gemilerine yakıt ikmalinde ve muhimmiyat temininde  zorluk yaşandı. ABD donanma gemileri operasyon güçleri ile limanlar arasında mekik dokuyan lojistik gemileri tarafından desteklendi. Kore Savaşı sonrasında daha büyük kapasiteye sahip yeni lojistik gemileri inşaa edildi. 1964 Vietnam Savaşı’nda donanma lojistik gemileri Vietnam’a yakıt, yiyecek, mektup ve personel getiriyordu. Soğuk savaş döneminde ABD donanması lojistik destek sistemini geliştirdi. Seyyar lojistik gemileri yakıt ve diğer hizmetler dışında asker de taşıyordu. Donanma; daha sonra iki adet küçük savaş gemisi, iki adet taktik komuta gemisi, iki adet hastane gemisi, 31 adet amfibi gemisi, 40 adet kruvaziyer, destroyer, firkateyn ve denizaltını içeren Savaş lojistik Gücü (CLF) gemileri oluşturulmuştur (5). İngiliz lojistik gemileri de içinde helikopter, kara araçları, gemi bakım-onarımı için atölye ve hastane taşıyacak şekilde tasarlanmıştır (6).

Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Donanması lojistik gemilerine sahip olmamakla birlikte  lojistik nakliyatı yapmıştır. Osmanlı Donanması, I.Dünya Harbi’nde, Karadeniz ve Çanakkale Boğazı yaklaşma sularında görev yapmıştır. Bu savaşta, Karadeniz Filosu; Yavuz, Midilli Zırhlıları ile Hamidiye ve Mecidiye Kruvazörleri, Berk-i Satvet ve Peyk-i Şevket Torpido Kruvazörleri ile Muavenet-i Milliye ve “Taşoz” Sınıflarından dörder muhripten oluşmuştur. Barbaros Hayreddin, Turgutreis ve Mesudiye Zırhlıları Çanakkale’de konuşlandırılmıştır. Küçük torpidobot ve gambotlar ise, İstanbul-Çanakkale lojistik nakliyatını idame, denizaltı savunma harbi, mayın tarama ve diğer görevlerde kullanılmıştır (7).

Geleceğin savaş gemilerinin tasarımı, itici gücü ve dayanınıklığına ilişkin konulara ilişkin araştırmalar devam etmektedir. Söz konusu araştırmalar hangi teknolojinin uygulanacağı ve yeni eğilimlere karşı bir sonraki modellerin geliştirilmesi ile ilgilin tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

3. Dünyadaki Başlıca Lojistik Destek Sağlayan ve Amfibi Gemiler

a) ABD Donanmasına ait Lojistik Destek Sağlayan Gemiler

Amerikan Donanması'na lojistik destek sağlayan LSD amfibi çıkarma gemisi “USS OAK HILL”, gemisi, lojistik destek sağlamak amacıyla yapılmıştır. Tonlarca ağırlık da taşıyabilen savaş gemisi, daha önceden belirlenmiş sahillere çıkartılması düşünülen askeri kuvvetleri götürmek amacıyla kullanılıyor. Söz konusu gemi, baş tarafındaki kapağın açılmasıyla taşıdığı asker ve malzemeyi en kısa zamanda istenilen yere çıkarabiliyor(8).


Şekil-1: ABD Donanması'na bağlı ‘USS ODK HILL’ adlı lojistik destek gemisi (9)

b) İtalyan Donanmasına ait Lojistik Destek Sağlayan Gemiler

“The Etna (A5326)” ise İtalyan donanması için lojistik destek sağlamak amacıyla inşaa edilmiştir. MM Etna gemisi donanma filosunu desteklemek amacıyla uçak, helikopter taşımakta, içerisinde bakım-onarım atölyesi, yedek parça, mühimmat,  ikmal ve teçhizat bulundurmakta olup lojistik destek sağlamaktadır (10). 


 
Şekil-2: The Etna Class A5326 İtalyan Lojistik Gemisi (11)

MM Etna, aynı zamanda kriz zamanlarında sivilleri koruma görevini de yerine getirmektedir. Söz konusu gemi elektrik gücü, temiz su ve hazır yiyecek sağlamak için   yüksek otonom kapasitesine ve ayrıca tam teçhizatlı hastane ve tıbbi kolaylıklara sahiptir.

MM Etna sınırlı sayıda silah, helikopter, Alenia Marconi Systems tarafından geliştirilen RASS araştırma radarı, Selex Sistemi Integrati tarafından geliştirilen Selex CTI 20 komut ve kontrol sistemi (command and control system), CIWS silah sistemleri, Selex yangın kontrol sistemi, elektronik destekli ölçme sistemi (ESM) ve Elmer MAC entegre haberleşme sistemi ile  donatılmıştır. Helikopter gemiden/gemiye personel taşınmasında ve yakıt ikmalinde kullanılmaktadır. Güvertede helikopterin iniş/kakış sahasının boyutları 28 x 16m olup bu sahaya  4 adet TEU konteyner istiflenebilir. Gemi 50 tonluk iki vince ve iki adet two Sulzer 12 V ZA40S dizel motora sahiptir. MM Etna’nın itici güç sistemi tam yakıt ikmali durumunda geminin hızı saatte 21 knot  olup ekonomik hız sınırı satte 18 knotda 7,600 deniz mili yol almaktadır. Geminin güç jenaratörleri ise herbiri 1000kW olan 2 adet şaft ile herbiri 780kW olan 4 adet dizel jeneratördür (12).

c) Avustralya Kraliyet Donanmasına ait Lojistik Destek Sağlayan Gemiler

Avustralya Kraliyet Donanmasına ait “HMAS Tobruk” amfibi gemi Avustralya’da inşa edilmiş olup 1981 yılında donanmaya katılmıştır. Son yıllarda Doğu Timor (Endonezya’nın güneyinde bir ada), Irak ve Solomon Adalarında (Büyük Okyanus’un güneyinde ve Papua Gine’nin Doğusundadır) konuçlandırılmış olup lojistik destek sağlamaktadır (13, 14). Deniz kuvvetlerinin en önemli lojistik destek gemileri 17 933 ton deplasman ağırlığı ve 19 knot hızındaki Sycess ve 25 016 ton deplasman ağırlığı ve 16 knot hızındaki Sirius isimli iki adet AOR (Auxillary Oiler Replenishment) tipi gemilerdir (17).


 
Şekil-3: HMAS Tobruk Avustralya Lojistik Gemisi (15)

d) Polonya Donanmasına ait Lojistik Destek Sağlayan Gemiler

Polonya donanmasına ait lojistik savaş gemisi “ORP Kontradmiral Xawery  Czernicki” uzak denizlerde diğer donanma gemilerini desteklemek ve hava araçları taşımak amacıyla inşaa edilen donanmayı destekleyen çok amaçlı bir lojistik gemidir. ORP , Kuzey Gdansk tersanesinde şimdiye kadar inşaa edilen donanmaya ait en büyük gemidir. ORP; NATO kuvvetlerini dünyada destekleyen ve çok fazla sayıdaki birlikleri taşıması açısından  kendi sınıfında tek gemidir. ORP; araçlar ile birlikte 140 birlik, çıkartma gemileri, helikopter, yiyecek, ekipman ve mühimmat taşıyabilir. Söz konusu gemi konteyner,içecek su, yiyecek ve diğer ihtiyaçları taşımakta olup aynı zamanda açık denizde gemileri onarma imkanlarına sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. ORP lojistik gemisi; Afgan ve Irak savaşlarına katılmış ve Hint okyanusu’nda NATO Daimi Deniz Kuvvetleri tarafından icra edilen terörizme karşı yürütülen taarruzi karakterli “Enduring Freedom” harekatına  ABD 5. Filo ile birlikte katılmıştır (18, 19, 20).

e)  Rusya Federasyonu Donanmasına ait Lojistik Savaş Gemileri

Mevcut Rusya Donanması 1991’de Soğuk Savaş döneminin sonunda Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Sovyet Donanmasından oluşturulmuş olup Kuzey Filosu, Rusya Pasifik Filosu, Karadeniz Filosu, Baltık Filosu, Hazar Deniz Birlikleri, Donanma Hava Kuvvetleri ve Kıyı Topçu Birliklerinden oluşmaktadır.

Kuzey Filosu’nda tahmini 130’un üzerinde lojistik ve destek gemileri ile savaş botları, Pasifik Okyanusu 57 adet lojistik ve destek gemileri, Baltık Filosu’nda 130 adet lojistik ve destek gemileri mevcuttur. 

Sovyetler Birliği ve Rusya’nın tarihinde ilk kez ordunun 2015 yılına kadar modernize edilmesi programı yapılmış olup söz konusu programda stratejik nükleer güçlerin de yer aldığı donanmanın geliştirilmesi yer almaktadır. Programda 2015 yılına kadar ordu ve donanmanın askeri envanterinin %45’inin değiştirilmesi öngörülmektedir. Bahsi geçen programın maliyeti 4.9 trilyon ruble (192.16 milyar ABD Doları) olmakta olup bunun %25’i yeni gemilerin inşaası için kullanılacaktır (21). 

4. Nanoteknoloji ve savunma alanında kullanımı

Nanoteknoloji, maddelere, milimetrenin milyonda biri büyüklüğündeki yapılara inerek yeni sentez özellikleri kazandıran atom ve molekül ölçeğinde özel yöntem ve tekniklerle yapıların, materyallerin ve araçların inşa edilmesini; bu ölçekte ölçme, tahmin etme, izleme ve yapım faaliyetlerinde bulunmayı ve bu ölçeğin bazı temel özelliklerinden yararlanma kabiliyetidir. Nanoteknoloji'nin bir başka tanımı ise üretilmek istenen maddenin, atomlarından başlayarak yapılmasıdır. Nano-teknoloji çalışmaları maddeler üzerinde 100 nanometre ölçeğinden küçük boyutlarda gerçekleştirilen işleme, ölçüm, modelleme ve düzenleme gibi çalışmalardır (22). Nanoteknolojide de atomlar veya moleküller tek tek alınıp hassas şekilde birleştirilerek istenen ürün elde edilir (23).

Nanoteknolojiye ilişkin ilgili ilk teorik bilgi, 1959 yılında fizik ödüllü Richard Feynman’ın bir konuşmasına dayanmaktadır. Daha sonraki yıllarda bu konuda araştırmalar hızlanmış, 1981 yılında Taramalı Tünel Mikroskobu(Scanning Tunneling Microscope)’nun geliştirilmesi sonucunda atomların tek tek görüntülenmesi mümkün olmuş ve bu sayede nanotknoloji araştırmaları hız kazanmıştır.
Nanoteknoloji alanındaki çalışmalara  AB, ABD, Japonya, Çin ve G. Kore öncülük etmiştir. Almanya, İngiltere, Fransa, İsveç ve Hollanda’ gibi Avrupa Birliği ülkeleri nanoteknoloji araştırmalarına yatırım yapmaktadır. Ayrıca İsrail, Tayvan, Kanada, Rusya ve Singapur’da da  nanoteknoloji araştırmaları  sürdürülmektedir.

Almanya nanoteknoloji çalışmalarına öncülük yapmakta ve buna ilişkin araştırmalara 1 Milyar ABD Doları’ndan fazla yatırım yapmaktadır. AB 7. Çerçeve Programında nanoteknoloji alanına 3.5 milyar Avro kaynak ayırmış olup önümüzdeki 7 yıl içinde AB, nanoteknolojiye 100 milyar avro kaynak aktaracaktır (24). Amerika"da özel sektör hariç sadece devletin nano teknolojiye ayırdığı kaynak 2003 yılı için 600 milyon ABD Doları, Japonya’nın 500 milyon ABD Doları ve Rusya’nın 2015 yılına kadar 7 milyar ABD Doları’dır. Ayrıca, Çin, Rusya, Almanya, Tayvan ve İngiltere de nanoteknoloji çalışmalarına bütçelerinde yer vermektedir (25).  nanoteknoloji gelecek 15 yıl içerisinde dünya ekonomisine 3 trilyon lira ek kaynak sağlayacaktır (26, 27).

Türkiye’de nanoteknoloji ile ilgili  İTÜ, Gazi, Bilkent, Sabancı, Kocaeli, Sakarya  ve TÜBİTAK  Marmara Araştırma Merkezi(Gebze) gibi birkaç  üniversite ile araştırma kuruluşu  vardır. Türkiye’de gelişmiş Ülkelere göre nanoteknoloji araştırmaları yetersizsizdir. Fakültelerinin  birçok bölümü,  bu alanda çalışma yapabilecek  laboratuvar donanımı ve araştırmalar için gerekli uzman insan kaynağına sahip değildir. Ayrıca, Ar-Ge potansiyelinin oldukça düşük düzeyde olması nedeniyle Türk özel sektörü de henüz nanoteknoloji ile ilgili çalışmalara başlamamıştır(27).

Nanoteknolojinin başlıca uygulama alanları; elektronik/bilişim ve iletişim, tıp/yaşam bilimi, otomobil üretimi, savunma  ve uzay, kimya/malzeme, inşaat, enerji /çevredir (27, 28).

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından Bilkent Üniversitesi bünyesinde Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (UNAM) Projesi hayata geçirilmiş olup UNAM-Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Enstitüsü'nde, aralarında savunma tekstil, otomotiv, inşaat, tıp ve biyoteknolojinin de bulunduğu hemen hemen her alanda hassas ürünlerin geliştirilmesine ilişkin çalışmalar yürütülmektedir.

Savunma alanında nanoteknolojinin kullanılmasına örnekler verecek olursak;  mayınların saptanması, canlı bombaların belirlenmesi, bombalı eylemlerin önlenmesi ve askerlerin kurşun geçirmez, çok hafif giysilerle korunması, bomba tanıyan giysiler vb.’dir. Ayrıca, savunma sanayii günümüzde oldukça ilerlemiş olup yeni üretilen savaş silah ve araçlarının radarda görünmezlik özelliğine sahip olması ülkelerin savunmalarında stratejik öneme sahip gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi araçların radar tarafından tespit edilme ihtimalini binde 1'e kadar düşürmektedir. ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, radarda görünmezlik teknolojisinde kullanılabilecek yeni radar soğurucu kaplamalar geliştirmi olup yeni malzemeler, gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi askeri araçların radarda görünürlülüğünü binde 1’e düşürmektedir (29).

Ayrıca, Gazi Üniversitesi laboratuvarları, başta savunma ve elektronik sanayii açısından büyük önem taşıyan yarı iletken malzemelerin üretmektedir. Laboratuvarda, dedektör, lazer, gaz analiz sensörleri, termal kameralar, gece görüş sistemleri gibi hassas cihazların yapımında ihtiyaç duyulan yarı iletken malzemeler üretiliyor. Laboratuvarlarında yıllar boyu oluşan birikimlerle çeşitli algılama sistemleri geliştirilmekte olup savunma sanayiinin ihtiyaçlarına yönelik Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi, ODTÜ ve ASELSAN birlikteliği ile projeler yürütülmektedir (28).

Sonuç ve Değerlendirme

Dünya’da soğuk savaş döneminin sona ermesine rağmen, değişen dünya koşulları ve uluslararası ilişkilerin kazandığı yeni boyutlar ve trendler nedeniyle savunma hizmetleri hala önemini korumakta ve birçok ülkede bu alanda önemli harcamalar ve teknolojik araştırmalar yapılmaya devam edilmekte olup ülkelere savunma sanayiilerini geliştirme zorunluluğu getirmektedir.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) 2005 raporuna göre, 2004 yılında dünyadaki askeri harcamalann toplamı (2003 sabit fiyatları ile) 975 milyar ABD Doları’dır. Bu rakam dünyadaki toplam GSMH'nın yüzde 2,6'sına denk gelmektedir. Dünyada fert başına düşen askeri harcamalar ise 153 USD'dir. Dünya askeri harcamalan 1995-2004 döneminde toplam olarak yüzde 23 artmıştır. Bu artışın başlıca nedeni ABD'nin askeri harcamalan oluşturmakta olup ABD, bu harcamanın yüzde 47'sini tek başına gerçekleştirdi. 975 milyar USD'lik toplam askeri harcamalann 799,2 milyar USD'si (yüzde 82) 15 ülke tarafından yapılmaktadır (30).

Türkiye, dünya askeri harcamalannın önceliğini oluşturan 15 ülke arasında 14.sırada,  Orta Doğu’daki 10 ülke arasında dördüncü, Avrupa ülkeleri arasında da beşinci sırada bulunuyor (31). Orta Doğu’daki en yüksek savunma harcamasını, ortalama 37,1 milyar dolar ile İran yapıyor. Bu ülkeyi 35 milyar dolarlık harcamayla Suudi Arabistan izliyor. İsrail, 27,2 milyar dolarlık savunma harcamasıyla, üçüncü sırada yer alıyor (32).

Günümüzde askeri araştırma ve gelişmelere ilişkin birçok araştırmanın yapılması ve  ileri teknolojinin kullanılması 21. yüzyılın stratejik özelliğinin bir yansımasıdır.  Soğuk savaş döneminde uydu görüntüleri, güvenli haberleşme, kriptoloji,  stratejik ulaştırma ve büyük ölçekli lojistik gibi destek kabiliyetleri ve yüksek teknoloji askeri sistemler destekleme becerileri ulusların refahını ve güvenliğini sağlamak için geliştirilmiştir. Ancak, savunma sanayii teknolojisinin ilerlemesi sadece ülkelerin güvenliği sağlamamakta aynı zamanda  bunların ticari piyaslarda satışını da gündeme getirmekte ve dolayısıyla barıştan biraz daha uzaklaşılmaktadır.

Biyoloji biliminin, imalat teknolojisinin, mikroelektromekanik sistemlerin, bilgi teknolojisinin hızlı gelişmesi ile askeri endüstri gelişmekte ve nanoteknolojinin gelişmesi ile askerlerin kurşun geçirmez, çok hafif ve bomba tanıyan giysiler ile korunması sağlanmakta,  yeni üretilen savaş silah ve araçlar ile gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi araçlar  radarda görünmezlik özelliğine sahip olmaktadır.

Türkiye’nin jeo-politik konumu dikkate alındığında; ulusal güvenlik açısından ileri teknoloji askeri sistemlerin ve donanımın diğer ülkelere göre daha fazla kullanılması ihtiyacını ortaya çıkarmakta olup ülkenin çevresindeki tehdit ortamı nedeniyle silahlanma ve çağdaş bir ordu bulundurma gereği söz konusudur. Türkiye askeri güç açısından tüm Avrupa'da belirgin bir üstünlüğe sahiptir. Ordu ve donanma modern ekipmanlar, radarda görünmezlik özelliğine sahip lojistik savaş gemileri ve  savunma sanayiinde nanoteknolojinin kullanımı ile desteklenmelidir. Bu nedenle, ordunun modernizasyonu ile birlikte lojistik savaş gemilerine gerekli yatırımların ve savunma sanayiine ilişkin nanoteknoloji araştırmalarının yapılması son derece önemlidir. Türkiye’nin  güçlü bir ulusal savunma sanayiini oluştuması  hem Türkiye’nin ve hem de bölgesinin barış ve istikrarını sağlayacaktır.

Satırlarıma barış dolu bir dünya dileyerek ve Hindistan’nın ruhani ve siyasi önderi olan, 1937 ile 1948 yılları arasında Nobel Barış Ödülü'ne 12 defa aday gösterilen (ölmeseydi 1948 yılı Nobel Barış Ödülü’nü alacaktı) Mohandas Karamchand Gandhi’nin barışa dair bir sözü ile son vermek istiyorum.  

“Barışa giden yol yoktur, barışın kendisi bir yoldur!”
Gandhi"

KAYNAKLAR

1) http://www.asianresearch.org/articles/2354.html
2) http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=246227
3) http://www.navy.gov.au/spc/ncamo/chap10.html
4) http://www.grolier.com/wwii/wwii_12.html
5) http://www.globalsecurity.org/military/systems/ship/logistics-history.htm
6) www.mod.uk/.../DefenceNews/HistoryAndHonour
7) http://www.yorumla.net/showthread.php?t=129301
8)http://www.webhatti.com/wh-haber-bulteni/31999-abd-helikopter-gemisi- marmariste.html
9)
http://www.haber7.com
10) http://www.naval-technology.com/projects/etna/
11) http://www.yorumla.net/showthread.php?t=129301
12) naval-technology.com
13)
http://www.news.com.au/adelaidenow/story/0,22606,20833716-5005962,00.html
14) http://minister.defence.gov.au/media/2006/280506.doc
15) www.navy.gov.au
16) http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_ships_of_the_Royal_New_Zealand_Navy
17) http://www.navy.gov.au/fleet/replenish.html

18) http://en.wikipedia.org/wiki/ORP_Kontradmira%C5%82_Xawery_Czernicki"
19)
http://www.navy.mw.mil.pl/index.php?akcja=news&id=1629&limes=7
20) http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_ships_of_the_Royal_New_Zealand_Navy
21)
http://en.wikipedia.org/wiki/Russian_Navy
22) http://www.nanoturk.com/
23) http://www.kobitek.com/makale.php?id=100
24) http://www.hurriyet.com.tr/teknonet/6047605.asp?m=1
25) http://www.kobitek.com/makale.php?id=100
26) http://teknonet.blogspot.com/  
27)
http://www.teknogirisim.com.tr/default.asp?yazid=11&id=10
28) http://www.ssm.gov.tr/TR/dokumantasyon/basinbulteni/Pages/20070406.aspx
29) http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/7679907.asp?gid=180&sz=86114
30) http://gbulten.ssm.gov.tr/arsiv/2005/06/27/01.htm
31) Giray, F. “Savunma Harcamalari Ve Ekonomik Büyüme”
     
http://www.cumhuriyet.edu.tr/edergi/makale/865.pdf
32) http://www.ntvmsnbc.com/news/379854.asp

Not: Yazarın bu yazısı; Lojiport.Com web sitesinde aynı başlıkla yayınlanmış köşe yazısının revize edilmiş halidir.