"Trabzon’a Demiryolu Türkiye’nin Ihtiyacıdır "
 
Trabzon Liman Müdürü Muzaffer Ermiş, demiryolu konusunu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den alıntı yaparak özetledi. "Trabzon Limanı, yanlızca kent için değil bölge için hayati öneme sahip." Bu hayati önemin azaldığı bu günlerde demiryolu ve transit bağlantının şart olduğunu herkes söylüyor.

Biz konunun birinci derecede sorumlusu olan Muzaffer Ermiş’e sözü verdik. Ermiş bu konuda çok birikimli ve geleceği herkesten daha iyi görebiliyor. İran’ın önemine dikkat çekiyor ve demiryolunun sadece Trabzon’u değil, Doğu Karadeniz’i ayağa kaldıracağını ekliyor. Her satırıyla beyinlere kazınması gereken bir röportaj…

Muharrem MERMERTAŞ: Trabzon’un demiryolu ağına alınması. Erzincan ve/veya Diyarbakır’a bağlanması çok maliyetli bir proje. Bu maliyeti açısından bakıldığında stratejik açıdan (GAP-Ortadoğu-Orta Asya) gerekliliğini nasıl açıklayabilirsiniz?
 
Muzaffer ERMİŞ: Trabzon limanı sayesinde bulunduğu coğrafi konum itibariyle stratejik bulunması dolayısıyla tarih boyunca her dönem önemini korumuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun eyalet merkezlerinden biri olan Trabzon’un demiryoluna bağlanması için Sultan Abdülhamit döneminde (7 Temmuz 1880,belge konulacak) çalışmalar başlatılmış, Trabzon’dan Erzurum’a kadar olan şose yolun düzeltilerek Doğu Beyazıt’a kadar uzatılması, bu yol üzerinde kara ve demiryolu geçirilmesi tasarlanmıştır.

Ulu Önder Atatürk’ün 15 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’u ziyaretinde ifade etmiş olduğu;”Bu feyyaz, ahalisi zeki, müteşebbisi çalışkan olan Trabzon’umuzu az zamanda dahili şimendiferle raptolunmuş, güzel rıhtım ve limanla teçhiz edilmiş görmek nuhbe-i malimdir” diyerek Trabzon için demiryolunun ne kadar çok önemli olduğunu beyan etmiş, 1937’de yapımı talimatını vermiştir.

Ancak, ne yazık ki ömrü vefa etmediği için bu yatırım gerçekleşmemiştir. Atatürk, “demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” ifadesinde vurguladığı gibi Cumhuriyet döneminde 3207 km demiryolu inşa ettirtmiştir. Savaştan yeni çıkmış, nüfusunun yarısını kaybetmiş ve ekonomisi yok olmuş bir ülke için demiryoluna yatırım yapmış olması, Ülkemiz için demiryolunun ne kadar önemli olduğunun açık bir göstergesidir.

Diğer taraftan sosyalizmin en büyük teorisyenlerinden biri olan Friedrich Engels’in Karadeniz çevresinde yer alan ülkeler arasındaki ticaretin önemini 12 Nisan 1853 tarihinde New York Daily Tribune gazetesine yazmış olduğu makalesinde “Trabzon ticareti, Rusya ile İngiltere’nin çıkarlarını İç Asya’da bir kez daha çatışma durumuna getirdiği için önemli siyasal hesap konusu haline geliyor” diyerek Trabzon’da yapılan ticaretin önemini vurgulamıştır. Bu önem bugün de devam etmektedir.

Globalleşen dünya ticareti Avrupa’yı Asya’ya yakınlaştırmış, doğunun zenginliklerini batıya akmaya başlamıştır. Doğu-Batı yük hareketlerinde ve özellikle İran transit ticareti için Trabzon Limanı kritik bir noktada olup, İran’ın Avrupa’ya açılan AB kapısı konumunda bulunmaktadır.

Basra körfezinde bulunan Bender-i Abbas ve Bender-i Humeyni yoluyla Avrupa yükleri İran’a 35-40 günde ulaşırken, Trabzon yoluyla 15 günde ulaşılabiliyor.

Türkiye; Hindistan, İran ve Rusya’nın oluşturduğu NORSTRAC (Kuzey-Güney) nakliye koridorunda yer alır ise, Trabzon transit ticarette önemli bir yer bulacaktır. Ayrıca, AB destekli bir alternatif koridor olan Avrupa, Kafkaslar ve Asya nakliye koridoru (harita konulacak) TRECECA koridorunda yer alması dolayısıyla Trabzon NORSTRAC ve TRACECA ‘nın kesişim merkezinde bulunmakta, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan önemli bir ticaret kapısı konumundadır. Trabzon’un bu önemi dikkate alındığında, yapılacak demiryolu yatırım maliyeti mevzubahis bile edilemez.

Ulu Önder Atatürk’ün 1924’de yapmak istediği demiryolunun bugünlerde gerçekleşmesi halinde Trabzon’un uluslar arası alandaki marka değeri bir o kadar daha artacaktır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün 5 Ekim 2010 tarihinde limanımızı ziyaretinde kendisine vermiş olduğum brifing’de demiryolu konusu gündeme getirdiğimde, “Trabzon’a demiryolu Türkiye’nin ihtiyacıdır.” söylemi konunun öneminin çok açık bir göstergesidir. 

Muharrem MERMERTAŞ:  Trabzon Limanı yavaş yavaş önemini kaybediyor ve Samsun Limanı artık daha iyi bir konuma geldi. Bu açıdan bakıldığında, Doğu Karadeniz’in ve Trabzon’un demiryolu ile Doğu’ya, hatta Ortadoğu’ya Trabzon Limanı’nın bağlanması sağlanabilir mi? Bu sağlanırsa bölgenin kaderi değişebilir mi?
 
Muzaffer ERMİŞ: Trabzon Limanı’nın önemini kaybetmesi söz konusu olmadığı gibi limanda yapmış olduğumuz önemli yatırımlar dolayısıyla 2003 yılında 1 milyon ton civarında olan yük hacmi 2010 yılında 2.200.000 tonlara, 2003 yılında 2400 olan konteyner sayısı 2010 yılında 28650 adete yükselmiştir. Bu açıdan bakıldığında Trabzon Limanı Samsun Limanı’ndan daha iyi konumdadır.

Kaldı ki, Samsun Limanı’nın coğrafik konumu ve hinterlandı ile, Trabzon Limanı’nın coğrafik konumu ve hinterlandı mukayese bile edilemez. Her iki limanın vermiş olduğu hizmet kulvarları farklıdır. Ancak, Rusya’ya yapılan ihracat tamamen durmuş, bu ihracat Akdeniz’e bağlantı avantajı dolayısıyla Samsun Limanı’na kaymış, dolayısıyla ihracatın Rusya’nın Tuapse Limanı üzerinden yapılma sonucu ortaya çıkmıştır. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği ile yapmış olduğumuz çalışmalarda Adler(Sochi’ye 30km mesafede) limanı üzerinden Trabzon ihracatının yapılması yönünde önemli mesafeler katedilmiştir.

Diğer taraftan, açıklanan ihracat rakamlarına bakıldığında Trabzon 1 milyar Doları aşan ihracatıyla Adana, Gaziantep gibi illerle birlikte 1 milyar Doların üzerinde ihracat yapan 15 ilin arasına girmiş bulunmaktadır. Yapılan bu ihracatın önemli bir bölümü Limanımız üzerinden yapıldığı gibi, bu ihracat rakamları içinde yer almayan bölgemizde çıkarılan başta krom madeni (Ülkemizden Çin’e ihraç edilen krom madeninin %20’si limanımızdan ihraç edilmektedir.) olmak üzere birçok maden limanımız üzerinden ihraç edilmektedir. Bu itibarla, yukarıda belirtmiş olduğum rakamlar dikkate alındığında yapmış olduğumuz 12 milyon Dolarlık yatırım ile elde etmiş olduğumuz ekipman desteği paralelinde etkin, verimli ve hızlı çalışma temposuyla Trabzon Limanı’nın potansiyeli artmakta ve bir o kadar daha önem kazanmaktadır.

Trabzon’un demiryolu hattına bağlanmasıyla hızlı bir ivmenin kazanılacağı, dolayısıyla Doğu Karadeniz’in Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya bağlayacağı gibi, Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler bu yolla Ortadoğu’ya kestirmeden bağlanacaktır. Ayrıca, Ren-Tuna su yoluyla Karadeniz’e açılan Avrupa ülkeleri içinde en kısa ve en kestirme olan bu güzergah önemli bir fırsat kapısı olacaktır.

Muharrem MERMERTAŞ:  Güzergah tartışması da çok tartışılıyor? Herkes kendine yakın bir yerden güzergahın geçmesini istiyor. Sizin bu konuda bir çalışmanız veya fikriniz var mı? Sizce güzergah nasıl olmalı ve Liman’a nereden bağlanmalı? Trabzon’un Erzincan’a bağlanması ile ilgili çalışmalar başladı diyebiliyoruz. Siz bu süreci daha yakından takip ediyorsunuz. Bu konudaki çalışmalar ne aşamada? Bu sürecin daha da hızlandırılması için ne gibi çalışmalar yapılabilir? 

Muzaffer ERMİŞ: Son günlerde basında yer alan haberlere bakıldığında bir tartışmadır sürüp gitmektedir. Herkes demiryolunun kendilerine en yakın geçmesini istemesini doğru bulmuyorum. Bu basit bir karayolu yapım talebi değildir. Zaten, bu konuda Ulaştırma Bakanlığı gerekli çalışmaları başlatmış, fizibilite ihalesi yaparak ihaleyi alan Yüksel Domaniç firması çalışmalarını son noktaya getirdiği bilinmektedir.

Dolayısıyla, demiryolunun hangi güzergahtan geçeceği hususundaki kararı teknik çalışmalar ve bu paralelde ortaya çıkacak olan maliyete bağlı olarak yetkililer karar verecektir. Bu kara sonucunda Trabzon’a demiryolu gelsin de nereden gelirse gelsin.

Ancak, Trabzon Limanı’nın transit ticaretteki hinterlandının İran olduğu düşünülürse, İran’a uzanan demiryolu ağının Van Gölü geçişinin mutlaka yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Zira, Van Gölü üzerinden ferilerle geçişlerde büyük sıkıntılar yaşanmakta olup, havanın bozuk olduğu zamanlarda trenlerin Van Gölü kenarında istasyon günlerce bekledikleri gerçektir. Bu bakımdan Trabzon’un Erzincan’a bağlanması yetmez, Van Gölü geçişinin karadan sağlanması gerekmektedir.

Bu konuda da Ulaştırma Bakanlığı’nın bir çalışma yürüttüğü bilinmektedir. Sınır komşumuz olan ve artan bir ticari potansiyelimiz bulunan İran için bu konu çok önemlidir. Sürdürülen çalışmaların sonuç vereceğini ümit ediyoruz. Bu konuda bölge milletvekillerinin daha katılımcı ve aktif olarak süreci takip etmeleri hizmetin daha erken gerçekleştirilmesini sağlayabilir. Ancak, bu takipte genel menfaatler doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir. Herkes ayrı talebin peşinde olursa, bu durumun sürece zarar vereceği kanaatini taşımaktayım.

Muharrem MERMERTAŞ:  Bazı sivil toplum örgütleri Trabzon Demiryolu Platformu’nu oluşturdu. Bu platformun çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeterli lobi çalışması ve baskı oluşturabiliyor mu?
 
Muzaffer ERMİŞ: Demiryoluna ilişkin talebin etkin bir şekilde dillendirilmesi ve takibi için birçok sivil toplum örgütü bir araya gelerek, 100 yıllık bu davanın gerçekleştirilmesi için irade ortaya koymuşlardır. Bu durumda ortaya çıkan birliktelik Trabzon adına sevindirici bir gelişmedir. Oluşturulan platformun bir üyesi olarak platformumuzun etkin ve güzel çalışmalar ortaya koyduğu kanaatindeyim.

Hatta Prof.Dr. Fazıl ÇELİK hocamızın bu platform içinde yer alması ve yapmış olduğu teknik ve bilimsel çalışmalardan elde ettiği verilerin ilgililere de yol göstereceğine inanmaktayım. 

Muharrem MERMERTAŞ: Demiryolunun maliyeti çok fazla. Bu konuda gerekli kredilerin sağlanması için neler yapılabilir? Avrupa birliği veya Dünya Bankası mı yoksa başka kredilendirme kuruluşlarından mı kaynak sağlanmalı?
 
Muzaffer ERMİŞ: Demiryolunun maliyetli bir yatırım olduğu bir gerçektir. Ancak, sağladığı faydalar dikkate alındığında ve uzun vadeli düşünülmesi halinde maliyetin ikinci planda kalması gerçeğini göz ardı etmemek gerekir.

Son zamanlar kamuoyundan öğrendiğimiz bilgiler ışığında, Çin’in Ülkemizdeki demiryolu ağlarının geliştirilmesi ve yenilenmesi için 28 milyar dolarlık kredi desteği vereceği bilinmektedir. Bu büyüklükteki kredi desteğinin Çin tarafından sağlanması Çin için akılcı bir yaklaşımdır.

Zira Asya ile Avrupa arasında köprü konumunda olan Ülkemizdeki demiryolu ağının yeni ve modern olması, dev ekonomiye sahip Çin’in Avrupa’ya ulaşmasında büyük avantaj sağlayacaktır. Dolayısıyla kredi sağlamakla Çin kendi gelecek çıkarlarını da hesaplamaktadır. 

Muharrem MERMERTAŞ:  Sizin konuyla ilgili olarak eklemek istediğiniz şeyler nelerdir?
 
Muzaffer ERMİŞ: Ülkemizin marka şehirlerinden biri olan güzel Trabzon’umuzu demiryoluna kavuşturma zamanı gelmiştir. Bu eksikliğin giderilmesi ile Trabzon’umuz taçlandırılmış olacaktır.


 

Editör: TE Bilişim