Derince Limanı'na dolgu tepkisi: İzmit Körfezi karşı yakaya kadar dolduracak

Özelleştirilen Derince Limanı'nın deniz dolgusu ve ilave rıhtımlarla 3 kat büyütülerek 1 milyon 200 bin metrekareye çıkarılma çalışması kapsamında, Kocaeli Valiliği'nin, 'Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir' kararı vermesine tepkiler büyüyor. Kocaeli Barosu Başkanı Sertif Gökçe, "İzmit Körfezi’ni neredeyse karşı yakaya kadar dolduracak kadar büyük bir dolgu alanının çevreye büyük zararları olacağı açıktır. Bu zararların tam hesaplanması ve bilimsel verilerden geçmesi için ÇED sürecine dahil edilmesi gereklidir. Çevrede yaşayan insanlar yok sayılarak 'ÇED gerekli değildir' kararı verilmesi Anayasa’ya, ÇED Kanunu’na ve ÇED yönetmeliğine aykırıdır." dedi.

'ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR' RAPORUNA TEPKİ

Türkiye'nin en büyük, en hareketli limanlarından biri olan Derince Limanı'nın işletme hakkı, Özelleştirme İdaresi tarafından 39 yıllığına Safiport firmasına satılmıştı. 450 bin metrekare olan kullanılabilir liman alanını deniz dolgusu ve ilave rıhtımlarla 3 kat büyüterek 1 milyon 200 bin metrekareye çıkarmak için çalışma başlatılmıştı. Bu kapsamda, Kocaeli Valiliği, limana 400 bin metrekare dolgu ve dip taraması yapılması için hazırlanan proje için 'Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir' kararı verdi. Bu karara tepkiler sürüyor. Kocaeli Barosu Başkanı Sertif Gökçe, yaptığı açıklamada, Derince Limanı'ndaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, "Safi Derince Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. Kocaeli Derince Şubesi tarafından 'Safi Port Derince Limanı İlave Dolgu Yapımı ve Dip Tarama Projesi' hazırlanıp 02.02.2016 tarihinde idareye sunulduğu, 11.02.2016 tarihinde Kocaeli Valiliği tarafından 'ÇED gerekli değildir' kararı verildiği öğrenilmiştir."ifadesini kullandı.

"ÇED RAPORU OLMAMASI KANUNA AYKIRI"

Kıyıların önemine vurgu yapan Gökçe, şöyle devam etti: "Dünyadaki yoğun nüfus artışı, sanayileşme, ulaşım ve turizm gibi etkenler, kıyının sunduğu olanaklar ve çekicilikler gibi nedenler, günümüzde kıyı alanların yoğun kullanımına yol açmıştır. Yoğun kıyı kullanımını barındıran alanlardan biri de İzmit Körfezi kıyılarıdır. Marmara Bölgesi’nin doğusunda, toplam 129,7 km. uzunluğunda sahil şeridine sahip olan İzmit Körfezi’nde kıyının jeomorfolojik yapısı ve kıyı alanındaki kullanım çeşitliliği bir etkileşim halindedir. Çalışma sahasının sanayi, ticaret ve ulaşım alanı olması, İzmit Körfezi kıyılarında yoğun bir ticari amaç güden kıyı alanı kullanımını meydana getirmiştir. Bu ticari kullanımların en büyüklerinden biri olan Safi Port Derince Limanı İlave Dolgu Yapımı ve Dip Tarama Projesi çevreyi büyük ve önemli ölçüde etkileyecek bir proje olup 'ÇED gerekli değildir' kararı ile ÇED sürecinden uzak tutulması Çevresel Etki Değerlendirme Kanunu ile Yönetmeliğine açıkça aykırıdır. ÇED sürecinden uzak tutulan Safi Port Derince Limanı İlave Dolgu Yapımı ve Dip Tarama Projesi, bir deniz tabanı doldurma ve yer sağlama projesidir. İlgili işletmede, 87.719,31 metrekare dolgu alanı mevcuttur. Yapılacak yeni dolgu alanı ile işletme 487.719,31 metrekare dolgu alanına sahip olacaktır. Bu durumda ilgili işletme 400 bin metrekare yeni dolgu alanı inşa edecek ve denizi dolduracaktır. Bunun yanında gemilerin yanaşması için dip tarama projesi yani deniz tabanı kazılıp derinlik sağlanmaya çalışılacaktır."

"BÜYÜK BİR ALAN DOLDURULACAK"

Kocaeli Barosu Başkanı Sertif Gökçe, yapılacak dolgu alanının çok büyük olduğunu belirterek, şunları aktardı: "İzmit Körfezi’ni neredeyse karşı yakaya kadar dolduracak kadar büyük bir dolgu alanının çevreye büyük zararları olacağı açıktır. Bu zararların tam hesaplanması ve bilimsel verilerden geçmesi için ÇED sürecine dahil edilmesi gereklidir. Bunun yanında, deniz tabanı tarama, yani halk dilinde deniz tabanının kazınması projesi de tek başına doğal yaşama deniz yaşamına büyük zararı olacak bir projedir. Derince Limanı’nın bu kadar büyütülmesi sonrasında oluşacak gemi trafiği İzmit Körfezi’ne büyük zararlar verecektir. Çevreye, ekosisteme, denize ve doğal yaşama ne kadar zarar vereceği bilinmeyen bu ve benzeri projelere ÇED sürecinden geçmeden ruhsat verilmesi ve inşasına başlanılması hukukun, mantık, çevre, insan ve canlı sağlığı açısından kabul edilemez bir yaklaşımdır."

"GELİŞMELERİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"

Gökçe, projenin çevrede yaşayan insanlara anlatılıp bilgi akışını sağlanması, çevrede yaşayan insanların proje hakkında ne gibi çekinceleri olduğunun ÇED süreci çerçevesinde öğrenilip gerekli tedbirlerin alınması gerekirken adeta çevrede yaşayan insanlar yok sayılarak 'ÇED gerekli değildir' kararının verilmesinin anayasaya, ÇED Kanunu’na ve ÇED Yönetmeliği’ne aykırı olduğuna vurgu yaptı. Kocaeli Barosu Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı: "ÇED sürecinin mutlaka işletilmesi, süreç işletilmeden ruhsat verilmemesi gerekmektedir. Kocaeli Barosu olarak çevreye, insan ve canlı sağlığına, ekosisteme zararları konusunda en hassas davranılması gereken bu projeye ilişkin olarak sürecin takipçisi olacağımızı, kentimizde yaşayan insanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının temini için çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygı ile arz ederiz."
Editör: TE Bilişim