Liman işletmeciliğinde yeni dönem başladı

İzmir Limanı'nın da özelleştirilmesiyle Türkiye'de liman işletmeciliğinde yeni bir dönem başladı. Gözler, liman işletmecilerinin yeni yatırımlarına çevrildi...

TÜRKİYE 134 milyar dolarlık mal ithal ediyor ve ihracatını 100 milyar dolara çıkarmak istiyor. Ne yazık ki eskiden olduğu gibi bu devasa iş hacmini yalnızca karayolunu, yani Urları kullanarak yapmak mümkün değil. Modern limanlara ihtiyaç var. O modern limanların da demiryollarına bağlanması gerekiyor. İşte bütün bu zincir kurulmadığı ve Türkiye dış ticaretini karayoluna yıktığı için bütün sınır kapılarında kuyruklar oluşmuş durumda. Yıllarca yatırım yapılmayan ve kaderine terk edilen limanlarsa artık ne kapasite ne de teknik altyapısıyla dış ticaretin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak.

Evet dış ticaretin yükünü taşıyan cephenin genel görünümü bu. Daha doğrusu buydu... İzmir Limanı'nın da uzun süreli olarak özel sektöre kiralanma-sıyla Türkiye yeni bir döneme girdi. Akfen Holding Başkanı Hamdi Akın bu dönemi, "Dünyanın benimsediği işletme modeline geçiyoruz. Yeni dönem daha çok iş hacmi ve teknolojik altyapıya daha çok yatırım demek" diye özetliyor. Akın'a göre, yeni dönemin bir diğer önemi de dünyada liman işletmeciliğinde söz sahibi olmuş iki ismin Türkiye pazarına girmiş olması... Bu isimler PSA (Singapur Liman Otoritesi) ve Hong Kong kökenli Hutchison... Bunun yanında eskiden beri deniz taşımacılığının pek çok alanında faaliyet gösteren Arkas başta olmak üzere yerli sermaye de liman işletmeciliği konusunda artık daha iddialı. Dünya devleriyle ortak olan Akfen ve Global Yatırım rekabete katılmış durumda. Borusan Holding, Gemport Limanı'yla epey iddialı konuma geldi. Bu şirketler önümüzdeki dönemde liman işletmeciliğine yön verecek isimler olarak gösteriliyor. Peki bu kadar şirketin bu alana yönlenmesinin altında yatan nedenler neler?

KONTEYNIR TAŞIMACILIĞI ARTIYOR

Dünyada son 10 yılda konteynır sayısı 2.5 kat arttı

Son 10 yılda dünya ticaretindeki değişim uluslararası taşımacılığı etkiliyor, özellikle küreselleşmenin getirdiği etkiler ve taşımacılığın hava, deniz ve kara üçgeninde bütünleşmesi konteynır ve gemilerinin tonajına ve taşıma hatlarına yansıyor. Bu da doğrudan konteynır trafiğini artırıyor. Yapılan araştırmalara göre, 1990 yılından bu yana konteynır sayısı 2.5 kat arttı. 2012 yılında konteynır sayısının 491 milyona ulaşması bekleniyor.
Halen konteynır trafiğinin yüzde 25'i Akdeniz koridorunu kullanıyor. Bütün bu trafiği kontrol edenlerden biri olmak ve bu trafikten pay almak için modern, alt ve üst yapısı yeterli donanıma sahip, etkin ve verimli çalışan limanlara ihtiyaç duyuluyor. İşte başta İzmir olmak üzere, özelleştirmeye çıkan Türk limanlarına verilen rekor fiyatların altında yatan nedenlerin başında bu geliyor.

DÜNYA DEVLERİ GELDİ

Liman işletmeciliğinde yeni dönemin oyuncuları dünyada bu alanda söz sahibi olan isimler. Hem yabancıların ilgisi hem de yerli büyük sermaye gruplarının liman işletmeciliğine yönelmesi, geçen yıl ihalesi yapılan Mersin'in ardından geçen hafta özelleştirilen izmir Limanı'na da rekor teklifleri beraberinde getirmişti. Mersin Limanı'nı PSA ile ortak alan Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın dergimize yaptığı değerlendirmede, "liman işletmeciliğinde öncelikli hedef mevcut limanları yenilemek, ekonomiye faydalı hale getirmek. Türkiye pazarında güçlenmek, bir kaç liman birden işletiyor hale gelmek istiyoruz. Sonra da yurtdışına açılacağız" diyor.
Mersin Limanı'nı Akfen ile birlikte 36 yıllığına kiralayan PSA, dünyada liman işletmeciliği konusunda ikinci sırada. Dünyanın değişik bölgelerinde 2ü liman işletiyor ve 335 milyon ton yük taşıma hacmine sahip. Bu rakamın Türk deniz ticaretinin 2 katına denk geldiğini hatırlatalım... Hong Kong merkezli Hutchison ise dünyadaki en büyük liman işletmecisi. Piyasa değeri 40 milyar dolar. 25 ülkede 45 limanı var. 220 bin kişi istihdam ediyor ve 24 milyar dolar ciro yapıyor. Şimdi bu üçlüye Deutsche Bank da katıldı. Deutsche Bank, Global-Hutchison-EİB konsorsiyumunun kiraladığı İzmir Limanı'na dördüncü ortak olarak girdi. Bankayla görüşmelerin ihale öncesinde başladığı ve İzmir Limanı özelleştirmesinin finansmanını sağlayacağı belirtiliyor, öte yandan Deutsche Bank'ın, liman işletmeciliğinde epey tecrübe sahibi olduğu biliniyor. Bankanın dünyanın çeşitli yerlerinde 11 limanda ortaklığı bulunuyor.

YENİ YATIRIMLAR GELİYOR

Türkiye halen dış ticaretinin yüzde 90'ını deniz yoluyla gerçekleştiriyor. Ancak Türkiye ithal edilen ürünler önce dünyanın en büyük geçiş limanlarından biri olan Pire'ye geliyor. Orada kon-teynırlar boşaltılıyor, sonra yeniden küçük gemilere yüklenip Türk limanlarının yolunu tutuyor. Çünkü Türkiye'nin limanları büyük tonajlı gemilerin yanaşması için uygun değil. Yükleme-boşaltma kapasiteleri çok küçük. Teknolojik altyapıları da yetersiz, işte yeni dönemde bu tablonun tersine çevrilmesi yönünde planlar yapılıyor. Başta özelleştirilen limanlar olmak üzere, özel sektörün elinde olan tüm limanlarda büyük yatırımlar yapılacak.

İzmir Limanı'nı ele alırsak ihale sonrasında açıklama yapan ortaklar, kapasitenin en az 2-3 katına çıkarılacağını belirttiler. ihale şartnamesine göre izmir Limanı'nda ortakların kapasiteyi yüzde 40 oranında artırma şansları var. Uzmanların yaptığı değerlendirmelere göre İzmir Limanı'na ilk etapta yapılacak yatırım 150 milyon dolardan başlayacak. Sonraki dönemlerde 500 milyon dolara kadar çıkabilecek.
Benzer bir yatırım planı da Mersin Limanı'nda var. Mersin Limanı'nın 36 yıllığına işletmesini alan Akfen-PSA ortaklığı öncelikle teknolojik altayıpıyı yenilemek için çalışmalar yapacak. Bunun için 70-100 milyon dolar arasında bir yatırım planlanıyor, önümüzdeki 10 yıl içinde Mersin Limanı'nın iş hacmi 600 bin DVVTdan 2-2.5 milyon DWT'ya çıkarılacak. Yani limana gelen yük miktarı 4 kat artacak.

EN BÜYÜK PAY MARPORTUN

Son birkaç yıl içinde özelleştirilen limanlar dışında, liman işletmeciliğinin içinde olan yerli sermaye de boş durmuyor. İzmir Limanı ihalesinden galip çıkamasa da halen Türkiye'de liman işletmeciliğinin bir numaralı ismi Arkas. Arkas'ın istanbul'da işlettiği Marport'un kapasitesi geçen yıl 1 milyon 300 bin teu'yu buldu. Bu da Türkiye'nin en büyük limanı olarak gösterilen İzmir Limanı'nın yaklaşık iki katı kapasitesi anlamına geliyor. Bilindiği gibi Arkas geçen yıl ihale edilen İskenderun Limanı'na en yüksek teklifi veren ikinci şirket olmuş, ihaleyi alan PSA-Akfen ortaklığına Rekabet Kurumunda veto gelince, ikinciye, yani Arkas'a teklif edilmiş ancak bu da yargıya takılmıştı
Arkas'ın bundan sonra yeni özelleştirmelerde nasıl bir pozisyon alacağı belli değil. Ancak şirket bu alanda yatırımlara devam etme kararında...
Şirketin Gölcük'te kurduğu 400 bin araçlık araba terminali de bu kararın bir göstergesi... Bu yıl içinde faaliyete geçecek terminalin hem otomotiv tüketicisi hem de , üreteci için önemli bir maliyet avantajı getireceği öngörülüyor.

SIRADA BU LİMANLAR VAR

Mersin ve İzmir limanlarının özelleştirmelerinin ardından göz ler. özelleştirme gündeminde olan diğer limanlara çevrildi. Şimdi iskenderun'la birlikte özelleştirme İdaresi'nin portföyünde Samsun, Derince, Bandırma dahil dört liman bulunuyor.
 

Kaynak: PARA Dergisi

Yayın Tarihi: 13 Mayıs 2007

Editör: TE Bilişim