Port Alaçatı: Alaçatı'da dünya ölçeğinde bir proje

Port Alaçatı; Fransa'nın güney sahillerindeki Port Grimaud, İtalya'daki Rosas ya da Avustralya'daki Sanctuary Cove'u aratmayacak derecede özenli bir çalışmayla yoluna devam ediyor. Bir kamu-özel sektör güçbirliği olan proje ilçenin marka değerini yükseltmeyi ve bölgeyi dünya turizmine açmayı hedefliyor.  


Ege'nin yeni cazibe merkezi Alaçatı, İzmir'e 80, Çeşme'ye ise sadece 8 km uzaklıkta şirin bir ilçe... Sörf tutkunlarının yıllarca önce keşfettiği rüzgârıyla ünlü bu belde, son dönemde İstanbul, Ankara ve İzmir'in kaymak tabaka tabir edilen kitlesince tercih edilir oldu.

Birbirinden güzel taş evleri, günün her saati hafif esen rüzgârı ve kendine özgü mutfağıyla Alaçatı için şirin bir Ege köyü de denilebilir. Ne var ki, Alaçatı denizden uzağa kurulmuş bir yerleşim yeri. Daha doğrusu 'eski Alaçatı' öyleydi. Çünkü şimdi bölgede yepyeni bir Alaçatı kuruluyor ve bu yeni Alaçatı denizin hemen kıyısında...

KANAL KENT

Toplam 236 hektar alan üzerine kurulan Port Alaçatı, denizle bağlantısı sağlanmış toplam uzunluğu 2 kilometreyi aşan ve ortalama 4 metre derinliğinde 30 metre genişliğinde bir kanalın etrafında konumlanıyor.

Bugüne kadar alışılan, denizin doldurulmasıyla yaşam alanı yaratmak yerine denizin içeri alındığı bu proje sayesinde, proje bittiğinde bölgede toplam 10 kilometreye yakın bir sahil yaratılmış olacak.

Projede evlerin yanı sıra Alaçatı'nın mimari kimliğine uygun alışveriş alanları, restoran ve kahvelerle meydan ve butik oteller yer alacak.

Bir kamu-özel sektör güçbirliği projesi olan Port Alaçatı, Alaçatı Turizm ve İşletme A.Ş. tarafından gerçekleştiriliyor. Projenin yüzde 51 ile en büyük ortağı ise Ankara'daki Portakal Çiçeği Vadisi'nin yaratıcısı, Mesa İnşaat'ın kurucusu ve Bursa'daki Zafer Plaza projesini gerçekleştiren Mimar Aykut Mutlu. Mutlu, projenin hikayesi ile ilgili şunları söyledi:

"Alaçatı'yı bir dünya markası haline getirecek Port Alaçatı Projesi aslında 1994'te Fransa'nın güney sahillerinde Port Grimaud'yu yaratan Mimar François Spoerry'nin teknesiyle Yumru Koyu yakınından geçmesiyle doğuyor. Hemen Alaçatı Belediyesi'ni ziyaret eden Spoerry, denizle karayı buluşturan evlerin bulunduğu Port Grimaud'nun aynısını Yumru Koyu'nda yaratmayı öneriyor.

Öneriyi kabul ederek projenin yüzde 5 ortağı olan Alaçatı Belediyesi, 1995'te altı yatırımcıyla Alaçatı Turizm A.Ş'yi kuruyor. Sonrasında yüzde 51'lik payla babam Mimar Aykut Mutlu ortaklığa katılıyor. Fikir babası François Spoerry'nin oğlu Yves Spoerry, Port Alaçatı'nın yüzde 10'unu, bir İzmir firması olan Agrilya Turizm ise yüzde 14'ünü alıyor. Villa ve konutların inşaatını yapan İstanbullu firma Ant Yapı, projenin yüzde 10'una ortak olurken, İstanbullu işadamı Kenan Suiçmez de yüzde 10 oranında pay alıyor."

DÜNYADAKİ BENZERLERİYLE YARIŞIYOR

Konsepti, ünlü Fransız mimar François Spoerry imzasını taşıyan projenin master planının sorumluluğunu Aykut Mutlu ve uzun yıllar Spoerry ile birlikte çalışan mimar Xavier Bohl üstlenmişler. Proje ve arsa geliştirme görevi ise Alaçatı Turizm ve Yatırım İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç'ın. Proje Türk mimarlar Turgut Çıkış, Ahmet Sayar ve Sevim Ozan tarafından tasarlanırken inşaat faaliyetlerini de Ant Yapı üstlenmiş.

Port Alaçatı'nın mimarı ve en büyük ortağı olan Aykut Mutlu'ya detayları ve projenin son durumu hakkında şunları söyledi:

"1994 yılında başlayan projemiz, 2 bin 400 dönüm arazi üzerine kurulu. Bu alanın 1000 dönümü suyla kaplı olmak üzere geri kalanı konutlardan ve sosyal tesislerden oluşuyor. Arazinin 294 dönümlük kısmı Alaçatı Belediyesi'ne, geri kalan kısmı ise özel mülkiyete ait. Alışılagelmişin aksine projemiz karanın denize dönüştürülmesi suretiyle oluşturulacak kanallarla hayata geçiyor, denizin içeri alınmasıyla bir kıyı şeridi yaratılıyor ve 500 metre uzunluğunda olan bu kıyı şeridi 10 km'ye kadar uzatılıyor. Burada adeta sahte bir deniz yarattık, diyebiliriz."

Sürdürülebilir mimari çerçevesinde çevre ve doğal hayatın korunmasının en büyük hedef ve öncelikleri olduğunun altını çizen Mutlu, projede kamusal alanlara da geniş yer ayrıldığına dikkat çekerek şunları dile getirdi:

"Azmak deresinin yanına Yumrukuyu adıyla anılan bölgede ikinci bir kanal oluşturuyoruz. Bu sayede Azmak ile Yumrukuyu arası rekreasyon alanı olarak değerlendirilmiş oluyor."

Farklı etaplarda değerlendirebileceğimiz projenin 80 konut, bir butik otel den oluşan ilk etabının ve 300 yat kapasiteli yat limanının geçtiğimiz yıllarda tamamlandığını ve su an ikinci etap çalışmalarının sürmekte olduğunu ifade eden Aykut Mutlu, proje kapsamında 18 delikli bir golf alanı, rüzgar enerjisi yatırımı, termal sağlık tesisleri, spor ve kültür tesisleri ile bir de üniversitenin hayata geçirileceğinin müjdesini verdi.

Projenin başındaki önemli isimlerden bir diğeri olan Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, ilk kez 1999'da karsılaştığı bu büyük çapta ve zor projeye bastan beri inandığının ve arkasında olduğunun altını çizdi:

"Zordu çünkü insanlar için bir ilkti. Kafalarında canlandıramıyorlardı. Bence dünyada da örnekleri az görülen son derece zor bir proje. Bu projeyle Alaçatı'da nüfusun çok olmamakla birlikte artacağını düşünüyorum. Ayrıca Alaçatı'ya istihdam kapısı yaratacak."

YILDA 80 KONUT YAPILIYOR

Şu an birinci etabı tamamlanan projede 80 konut, marina ve marinada konumlanmış işletmeler hayata geçmiş durumda. Port Alaçatı'daki konutların mimari yapıları ve ayrıntılarını Port Alaçatı Genel Müdürü Atilla İzmirli şu sözleriyle açıkladı:

"Her yıl 50 civarında yeni konut yapmayı planlıyoruz. Alaçatı'nın özgün mimarisini yansıtan müstakil girişli evleri; cumbalı, teraslı, bahçeli, avlulu olmak üzere farklı tiplerde inşa ediyoruz. Tüm konutların kendine ait otopark alanı, tekne bağlamak için 30 metrelik kanalları ve depoları bulunmakta. Büyüklükleri 100 ile 296 metrekare arasında değişen bu konutlar, 200 ile 800 bin Euro arasındaki fiyatlardan alıcı buluyor.

Şu an tamamı satılmış durumdaki birinci etap konutlarının yüzde 70'lik dilimini vatandaşlarımız, geri kalan kısmını ise yabancılar satın almış durumda. Alaçatı'nın karakteristik evleriyle modern mimarinin bütünleştiği projemizde, doğal yaşamı korumak adına gerekli önlem ve çalışmalara da özen gösteriyoruz.

Atık su arıtma tesisinde arıtılan suyu, bahçe sulamasında kullanıyoruz. Ayrıca Alaçatı Belediyesi tarafından 18 delikli bir golf merkezi kurmak için hazırlık yapılıyor."

Port Alaçatı'da yer alan evlerin her biri birbirinden farklı mimari yapıda tasarlanmdı. Ege ve Akdeniz olarak genelleyebileceğimiz görüntülerinin detayında kimi zaman Alaçatı tarzı tipik yapıları, kimi zaman Venedik tarzı bir mimari detayı yakalayabildiğimiz konutlarda en fazla üç katlı apartman içindeki 1 salon ve 1 yatak odalı konut tipi evden, 5 yatak odalı, 5 banyolu dubleks ve tripleks villaya kadar çeşitli seçenekler sunuluyor.

Evlerin tek tip olmamasının ilgi gördüğünü söyleyen İzmirli, sahiplerine beyaz eşyaları da hazır olarak teslim edilen konutlarda kışın sıcak, yazın serin tutan bir yalıtım sistemi bulunduğunun da altını çizdi. Genel Müdür Atilla İzmirli Port Alaçatı projesi ile Alaçatı'nın marka değerini yükselteceklerini vurgularken ilçenin yakın zamanda turizmin yanısıra eğitimle de dünyaya açılmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi:

"Dünyanın en iyi üniversiteleri listesinde 87'nci sırada yer alan Münster Üniversitesi, Alaçatı'da bir Türk-Alman Üniversitesi açmaya hazırlanıyor. Gelecek yıl hizmete girecek olan bu üniversitenin dört fakültesi olacak."

İLÇENİN EN YENİ CAZİBE MERKEZİ: MARİNA

Port Alaçatı projesinin en dikkat çekici öğelerinden biri şüphesiz ki marina. Püfür püfür gündüzü, ışıl ışıl gecesiyle Alaçatı'nın kalabalığından usananlar için yepyeni bir kaçış noktası. 300 yat kapasitesiyle bölgenin ihtiyacına cevap vermenin yanısıra, kompleksi içerisinde yeralan ve ileride açılacak yepyeni restoran ve mağazalarla Alaçatı'ya şimdiden farklı bir görünüm ve ambiyans kazandırmış durumda...

Marina Müdürü Yaşar Ateş, marina hakkında şunları söyledi:

"Bu projede baştan beri denizle iç içe bir yaşam alanı kurmayı hedefledik. Marinamız 270 yat kapasitesiyle hizmet veriyor. Her eve ait özel tekne bağlama yerleri bulunuyor. Konut sahiplerinin birçoğunun teknesi var. Teknesi olmayanlar da tekne almayı düşünen insanlar. Teknelerin koya giriş yönlerini ve hızlarını belirledik, bir kurala bağladık. Bu sayede sörfçülerin de durumdan minimum rahatsız olmalarını amaçlıyoruz. Sörf sporu Alaçatı ile özdeşleşmiş, bu bölgeye çok yakışan ve sürmesini istediğimiz bir faaliyet. Müşterek bir noktaya geldiğimize inanıyorum. Bu bir hoşluk. Çeşme Marina bizden sonra açıldı ancak farklı amaçlara hizmet eden oluşumlar olduklarından bizi etkilediğini söyleyemem."

Haber: Dilhan HIZ/ Gastronomi Dergisi
Fotoğraflar: Banu BEYSÜNGÜ

Editör: TE Bilişim