Sıcakların dünya üzerinde etkisini arttırması ve insanların yeni deneyimler yaşamak istemesi dolayısıyla turistlerin “deniz kum güneş” turizminden ziyade alternatif turizm sektörlerine yöneldiklerini ifade eden Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Yasin Bilim, fakülte olarak amaçlarının özgün alanlarda iyi paralar kazanan kaliteli öğrenciler yetiştirmek olduğunu söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Bilim, dünyanın ilk turizm akımlarının, klasik olarak ifade edilen “deniz kum güneş” ile başladığını ancak bu turizm çeşidinin artık iyi bir getiri sağlamadığını vurgulayarak, “Ülkeler artık yeni alternatiflere doğru yöneliyor. Son dönemlerdeki sıcak havalar gibi bazı durumlar destinasyon anlamında Türkiye’nin değerini azaltmış durumda. Şöyle ki, havaların ilerleyen zamanlarda ısınması iklim değişikliği ile birlikte iklim kuşağının Kuzey’e doğru ilerlemesine de sebep olabilir. Mesela sıcak denizler için Türkiye’ye gelen bir Rus turist, ilerleyen zamanlarda kendi denizlerinin de ısınmasıyla bu ihtiyacı kendi ülkesinde karşılamaya başlayacak. Böylece Türkiye’ye olan talep düşebilir ve ekonomik getiri azalabilir” şeklinde görüş belirtti.

“Türkiye’de yayla turizmi önemli bir potansiyele sahip”

İnsanların tatilde denize girmek yerine daha serin yerlerde hem macera hem de eğlenceyi bir arada yaşamak istediklerini belirten Bilim, “Rafting, yayla turizmi, göl turizmi, akarsu turizmi ve mağara turizmi sıcak havalarda herkesin talep edebileceği turizm tipine dönüşüyor. Bir turist sıcak havada denize girmek uğruna sağlık problemi yaşamak istemez. Bunun için de insanlar, saydığımız alternatif turizm çeşitlerine yöneliyor. Türkiye’de yayla turizmi önemli bir potansiyele sahip. Sıcak havalardan kaçan Orta Doğu ve Arap coğrafyasından turistler serin havası ve doğal güzellikleri dolayısıyla Trabzon yaylalarını tercih ediyor. Aldığımız haberlere göre de Trabzon’daki otellerde boş oda yok. Bursa ve Sakarya taraflarında da termal turizm gelişmekte. İnsanlar bu şekilde sıcağın olumsuz etkilerinden korunarak farklı deneyimler kazanmış oluyor” dedi.

“Turizmde yeni alternatifler daha karlı”

Bilim, 2016 yılı istatistiklerine göre Türkiye’ye bir yabancı turistin ortalama 705 euro gibi düşük bir gelir bıraktığını kaydederek, “Türkiye’de 2010 yılından sonra öngörülen önemli pazarlardan bir tanesi sağlık turizmi. Bunun alt dalları olarak termal turizm, yaşlılara yönelik 3. yaş turizmi ve medikal turizmi gösterebiliriz. Mesela yabancı ya da gurbetçi bulunduğu ülkede pahalı, bekleme süresi çok olan tedaviyi Türkiye’de daha kaliteli ortamlarda daha az paraya kısa sürede alabiliyor. Böyle bir hastadan elde edilen gelir en az 5 bin dolar civarında. Ayrıca medikal turistler, ‘deniz kum güneş’ turisti kadar tüketim yapmıyor ve doğaya da çok zararları olmuyor. Kültür turizmi de önemli turizm çeşitlerinden. Bu turizm çeşidinde insanlar Türkiye’yi, insanlarımızı, kültürümüzü tanıyor, etkileniyor ve ülkelerine gittiklerinde bizleri, buraları anlatıyorlar” diye konuştu.

“Turizm eğitimi sektörle birlikte değişiyor”

İnsanların turizm taleplerinin çok hızlı değişebildiğini aktaran Bilim, “Dünyadaki yönelimlere uymak zorundayız. Çünkü Türkiye olarak önemli bir turizm kültürü olan ve turist sayısı, turizm gelirleri anlamında dünya pazarında sürekli ilk 10 içinde olan bir ülkeyiz. Böyle bir ortamda işin eğitim boyutuna bakacak olursak çok farklı yönelimlerin olması gerekiyor. Turizm açısından zengin bir ülkeyiz ve çok farklı alternatifler var. Biz müfredatlarımızı sürekli bunlar üzerinden yeniliyoruz. Fakülte olarak öğrencilerimizi genel anlamda turizm personeli olarak yetiştirmiyoruz. Her öğrencimizden yeteneği ölçüsünde özel bir alan belirlemesini ve bu alanlarda kendilerini geliştirmelerini istiyoruz. Çünkü bu, çok elemanın girdiği bir pazar ve farklılaşmak için pazarda özel yerlere gitmek gerekiyor. Öğrencilerimize engelli turizmi, sağlık turizmi, kültür turizminin alt dalı olarak gastronomi turizmi gibi alanların derslerini veriyoruz. Amacımız yetiştirdiğimiz öğrencinin daha özgün alanlarda, iyi paralar kazanan kaliteli bir eleman olması” ifadelerini kullandı.
Kaynak: iha