Günümüz dünyasında, özelliklede gelişmiş ülkelerde,  üniversiteleri birer “işletme” gibi gören anlayış giderek egemen duruma geldi.Yani topluma, sanayiye hizmetini veya iş dünyasıyla ilişkisini giderek artıran, artırmaya teşvik eden bir anlayış baskın dur

Günümüz dünyasında, özelliklede gelişmiş ülkelerde,  üniversiteleri birer “işletme” gibi gören anlayış giderek egemen duruma geldi.

Yani topluma, sanayiye hizmetini veya iş dünyasıyla ilişkisini giderek artıran, artırmaya teşvik eden bir anlayış baskın durumda.

Bu çerçevede, sadece iş ilişkilerine ve para kazanmaya öncelik veren üniversitelerle birlikte araştırma ve eğitim-öğrenim kalitesini yükselten kurumlar da ortaya çıkıyor.

Bizde de böyle olmalı.

Toplum, üniversiteleri, iş yapmaya, çok yönlü üretkenliğe zorlamalı.

Sadece üniversite diploması vererek öğrenci mezun etme dönemi tüm gelişmiş ülkelerde kapandı artık.

Bilimde üretkenlik, teknolojide yenilikçilik, topluma ve çevresine çok yönlü katkı önemsenmeli. Toplumun önünü açacak yeni düşünceler,
hemen her alanda toplumun toplam kalitesini yükseltecek bütün faaliyetler,  üniversiteden beklentiler arasında.

Haklı bir beklenti.

Değil mi ki üniversite, günümüzde toplumda ana katma değerlerin filizlerini yaratan kurumlar! Konularında elit ve uzman insanların toplandıkları yerler,  toplumun da bu kurumlardan faydalanmak istemesinden daha doğal ne olabilir.

Ancak,  bu yaklaşıma aykırı görüşler, özellikle de ülkemizde gücünü koruyor.

Üniversitelerin çok yönlü üretkenliğini göz ardı ederek, salt eğitim-öğrenim, hatta mezunları, “eksikleri tamamlayıcı” olarak değerlendiren bir görüş var.

Dahası, bu görüşün denizcilik camiasında egemen olduğunu da söyleyebiliriz.

Bu görüşün, “İhtiyaç var ve bu ihtiyaç en kısa yoldan ve daha ucuza nasıl giderilebilir” görüşünün tozunun atılması, silkelenmesi gerekiyor.

Bu görüş sahiplerine soruyorum;

İhtiyaçları ve bu ihtiyaçların giderilmesi için yapılacakları bir proje olarak görüyor musunuz, Görmüyor musunuz?

İhtiyaçları bir üst düzey nitelikte tanımlayarak bir projeye dönüştürmek, belirli hedefler gözetmek ve bu projeyi gerçekleştirmek için çaba sarf etmek, doğru olmaz mı?

Aslında, Toplumsal devingenlik ve bunun yarattığı gereksinimlerin farklılaşmasını veya niteliğinin yükselmesini doğal karşılamalıyız.

Son söz Denizcilik Fakültesi Dekanı, İdarecileri ve Akademisyenlerine;

Sektörün sizlerden bir beklentisi var.

Sizler fakültenin nitelikli bilim insanları öğretim üyeleri olarak, kaliteyi, hizmeti bir üst düzeye çıkarıp, böylelikle yaratacağı “toplumsal fayda”yı çoğaltarak iyileştirirken kapasiteyi mümkün olduğunca artırmak adına neden bir araya gelerek guruplaşamıyorsunuz, ağırlığınızı koyamıyorsunuz, fakülteye hedefler belirlemiyorsunuz, projeler üreterek yapılacak işleri sıralamıyorsunuz ve böyle bir beklentiyle camianın önüne çıkmıyorsunuz?

Neden acaba?