IMPA BAŞKANLIĞININ EN GÜÇLÜ ADAYI BİR TÜRK KAPTANI: CAHİT İSTİKBAL

Dünya Kılavuz Kaptanlar Birlik Başkanlığı'nın en güçlü adayı olan Kaptan Cahit İstikbal, Denizcilik Müsteşarlığı'nın son yıllarda IMO toplantılarında başarılı olduğunu, ancak dinlemelerin dışında tartışmalara aktif olarak katılarak IMO'yu yönlendirecek bir misyon üstlenmek gerektiğini vurguladı.

Dünya Kılavuz Kaptanlar Birliği'nin (IMPA) başkanlık seçimlerinin en güçlü adayları arasında bir Türk kaptan bulunuyor. Dünya Kılavuz Kaptanlar Birliği Başkan Yardımcılığı'nı ve Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği'nin Genel Sekreterliğini yapan Kaptan Cahit İstikbal, 2006'da yapılacak olan genel kurulda, IMPA başkanlığının en güçlü adayı olarak görülüyor.

Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği'nin 'kabotaj kanunu' hakkında görüşlerini dile getiren Kaptan Cahit İstikbal, "Avrupa Birliği sürecinde dernek olarak bu kanunun devam etmesinden yanayız. Ama bu hakkımızı bugüne kadar da doğru kullandığımızı söyleyemeyeceğim. Geçtiğimiz yıl kabotaj taşımalarında ÖTV'si sıfırlanmış yakıt imkanı verilmesine rağmen limanlarımız arasında yapılan yolcu ve yük taşımacılığında göze çarpan bir değişiklik olmadı. Bugün İzmir  İstanbul arasında dahi yolcu veya araç taşımacılığı yapamıyoruz. Yapamıyoruz diye gelsin yabancılar yapsın demek de olmaz. Bizim kültür olarak denize yönelmemiz lazım. AB üyeliği için öncelikle kabotaj hakkından ödün vermek olmaz. Önce bir AB'ye girelim sonra kabotaja sıra gelir. Önce bize verilecek haklarımızı öğrenelim gerekirse bizde bazı haklarımızdan vazgeçebiliriz. Yunanistan'ın AB'ye girerken bu konuda istediği müddet sanırım seneye doluyor" diye konuştu.

Türkiye'deki kılavuzluk hizmetlerine de değinen İstikbal, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir sistemin ülkemizde bulunduğunu belirterek, bu sıkıntıların giderilmesi için İspanya ile sürdürülen 'twininig' (eşleşme) projesinin devam ettiğini söyledi. Türkiye'de üç tip kuruluş tarafından kılavuzluk hizmeti verildiğine dikkat çeken İstikbal, "Bunların içinde TDİ, TCDD gibi kamu kuruluşları, Arpaş, Tekirdağ gibi özelleştirilen limanlar ve birde kılavuz kaptanların kurduğu ve körfezde hizmet veren Dekaş gibi kuruluşlar bulunuyor. Görüldüğü gibi Türkiye'de bir sistemsizlik var. Bahsettiğim eşleme kapsamında İspanya'da olduğu gibi Türkiye'de de kılavuzluk hizmetini bir merkeze bağlamak için dernek bünyesinde çalışmalar yapıyoruz" dedi. Kılavuzluk hizmet sisteminin ülkeden ülkeye değiştiğini ama sadece tek bir sistem tarafından yönetildiğini vurgulayan İstikbal, "İngiltere'de limanların kontrolünde, Almanya, İtalya, Betsmove İspanya, Yunanistan gibi diğer AB ülkelerinde devlerin belirlediği kurallar çerçevesinde kılavuz kaptanlar derneğinin kurduğu bir merkez tarafından sistem yönetiliyor" diye konuştu. Türkiye'de kılavuzluk mesleğini kontrol edecek, kuralları belirleyecek, sistemi denetleyecek Ve meslek içi eğitimi sağlayacak bir meslek örgütünün bulunmadığını dile getiren İstikbal, sistemin tek merkeze alınması halinde başta güvenliği olumsuz etkileyen ve AB'nin endişe ile izlediği körfezde yaşanan rekabet ortamının ve kargaşanın ortadan kalkacağını savundu.

IMO'da son yıllarda başarılıyız

Geçen ay Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği'nin (EMPA) genel kurulunda Türkiye'deki kılavuzluk faaliyetleri hakkında bilgi verdiklerini söyleyen İstikbal, 2009'da yapılacak olan Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği toplantısının Türkiye'de yapılması için de aday olduklarını ve kazandıklarını belirterek bunun denizciliğimizin dünyada duyurulmasında bir fırsat yaratacağını vurguladı. Dünya Kılavuz Kaptanlar Birliği'nin Başkan Yardımcılığına devam ettiğini ve 2006'da Küba'da yapılacak olan genel kurulda adaylığını koyacağını açıklayan İstikbal, birlik içinde büyük destek aldığını ve güçlü bir aday olduğunu kaydetti.  Türk Boğazlan'nda yaşanan sıkıntılar ve Rusya'nın bu konudaki tepkilerine de değinen Cahit İstikbal şöyle devam etti: "Ruslar Türk Boğazlan'nda geçiş sürecine endişe ile yaklaşıyor. Türkiye bunun teknik yönlerini açıklayarak, bu sıkışıklığın siyasi boyutunun olmadığını ve güvenlik nedeniyle yaşandığını çok iyi anlattı. Türk heyeti bir başarı göstererek Rusya ile bir iyi niyet köprüsü kurulmasını sağladı. Bu sıkıntıları öncelikle ikili ilişkilerle çözecekler. Bu konunun IMO'ya (Uluslararası Denizcilik Örgütü) taşınmaması olumlu bir karar. IMO'ya gidilmesi halinde Türk Boğazları'nı uluslararası müdahaleye açık hale getirirsiniz ve diğer devletlerin de müdahalesi söz konusu olur.

Denizcilik Müsteşarlığı son yıllarda IMO'da iyi şeyler yapıyor. Aralık ayında konsey seçimleri olacak Konseyde Türkiye yeniden aday olacak. Önümüzdeki dönemde IMO temsilciliğimizin de güçlendirilmesi gerekiyor. IMO'daki toplantılara daha aktif katılım yapılmalı. Dinlemelerin dışında teknik tartışmalara da katılıp denizci bir ülke olarak IMO'yu yönlendirmek gibi bir misyonumuz olması gerekir diye düşünüyorum. Müsteşarlığın teknik bir kadro oluşturma ve bunu IMO'da uygulama çalışması var. Bunun sağlıklı olarak uygulanması için bu konularda en az iki kişinin görevlendirilmesi gerekiyor."


İstikbal, son olarak Türk Boğazlan'nda artan gemi geçişlerine paralel olarak kılavuzlu geçişlerde de bir artış olduğunu belirterek VTS, kılavuz ve idare arasında koordinenin sağlanması ile riskin en aza indirildiğini ve kötü olaylann yaşanmasının da engellendiğini vurguladı. Mevcut sistemin daha da geliştirilmesi gerektiğine değinen İstikbâl, bu konuda her türlü koordinasyon çalışmasına katkıda bulunmaya hazır olduklarını belirtti.

(Kaynak: Dünya Gazetesi Perşembe Rotası "Denizcilik Bayramı" Eki)

 

Editör: TE Bilişim