Ziraat Mühendislerinden GDO Yorumu
 
Günaydın: 'GDO teknolojisiyle Dünya çapında bir tekelleşme yaratılıyor'

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın, GDO teknolojisiyle dünya çapında bir tekelleşme yaratıldığını belirterek, "Bunda amaç, sadece firmaların kazancı değildir. Amaç, sizi tohumda, ilaç, gübre ve tarım teknolojilerinde dışa bağlayarak tarımınızı çökertmek"
dedi.

TEMA Vakfı İzmir Temsilciliği tarafından düzenlenen "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ve Gerçekler" konulu panelde konuşan Günaydın,Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ve Türkiye'deki durum hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Günaydın, biyolojik yöntemlerle bir türden başka bir türe gen aktarımı suretiyle belirli özellikleri değiştirilmiş bitki, hayvan ve mikroorganizmalaraGDO denildiğini ifade ederek, bunun doğal yöntemlerle yapılmasının mümkün olamayacağını vurguladı.

GDO'nun dünyada ilk ticari marka olarak raflarda 1994 yılında ABD'de yer aldığını aktaran Günaydın, "Flavr Savr domates" adıyla piyasaya sürülen buürünün, alerjik reaksiyonlara neden olması üzerine toplatıldığını, bunu üreten firmanın da başka bir firma tarafından satın alındığını anlattı.

Günaydın, bugün dünya genelinde 125 milyon hektarlık alanda GDO'lu üretim yapıldığını belirterek, GDO'lü üretimin yüzde 90'ının ABD, Brezilya, Arjantin,Çin, Hindistan, Paraguay ve Güney Afrika gibi ülkeler tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti.

Dünyadaki tüm ekili alanların yüzde 2,5'luk diliminde GDO'lu ekim yapıldığını öne süren Günaydın, bu ürünlerin yüzde 99'unu da mısır, soya, kolzave pamuğun oluşturduğunu dile getirdi.

Günaydın, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 107 bin hektarlık bir alanda GDO'lu üretim yapıldığını, dünyada 50'nin üzerinde GDO'lu ticari marka olduğunu bildirdi.

Gökhan Günaydın, GDO'nun daha az tarım ilacı kullanılmasına sebep olduğu ve yüksek verim sağladığı görüşlerinin doğru olmadığını savundu.

Bir araştırma yapıldığında GDO'lu üretim yapan, tohum ve zirai mücadele ilacı üreten firmaların birbiriyle örtüştüğünün görüleşeceğini dile getirenGünaydın, şöyle devam etti:

O halde bu konuda dünya üzerinden bir tekelleşme olduğundan bahsetmeye başlayabiliriz. GDO teknolojisiyle dünya çapında bir tekelleşme yaratılıyor.

Bunda amaç, sadece bu firmaların kazancı değildir. Amaç, sizi tohumda, ilaç,gübre ve tarım teknolojilerinde dışa bağlayarak tarımınızı çökertmek."Günaydın, 1998'den bu yana Türkiye'ye 20 milyon tona yakın GDO'lu ürün girdiğine, bunun için 15 milyar dolara yakın para harcandığına dikkati çekti.

-"TÜRKİYE'NİN TARIM ÜRÜNÜ İTHALATINA İHTİYACI YOK"-
Günaydın, konuşmasında GDO Yönetmeliğinde yapılan değişikliği de değerlendirdi.

26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi,İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik"in henüz bir ay geçmeden değiştirilmek zorunda kalındığını ifade eden Günaydın, şunları kaydetti:
"Yönetmeliğin bazı maddeleri ya da madde hükümleri yürürlükten kaldırılmış, bazı maddelerin hükümleri değiştirilmiş bir de geçici madde eklenmiştir. Asıl amaç bu geçici madde hükmünde gizlidir.

Bu madde 1 Mart 2010 tarihine kadar her türlü GDO'lu ürünün 1998 yılından bu yana olduğu gibi hiçbir kontrole tabi olmadan ülkeye serbestçe girmesinin yolunu açmaktadır."
Günaydın, Türkiye'de bu konudaki laboratuvar kapasitesinin yeterli olmadığını, sadece Ankara, Adana ve Bursa'da analiz yapabilecek laboratuvar bulunduğunu aktardı.

Türkiye'nin tarım ürünü ithalatına ihtiyacı bulunmadığını savunan Günaydın, "Bırakın GDO'lu ithalatı, ben hiçbir ithalatı istemiyorum. Eğer iç talebiniz varsa bunu karşılamak için üretimi arttıracaksınız. Açık varsa onu da, ithalatı azaltarak kapatacaksın" dedi. 

Editör: TE Bilişim