Türkan Saylan'a veda

Türkan saylan son yolculuğuna uğurlanıyor. Saylan için Lütfi kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen törende izdiham yaşandı. Binlerce seveni ona son görevlerini yerine getirmek için Lütfi Kırdar'a akın etti. Binlerce kişi dışarıda kaldı.

Lütfi Kırdar Kongre Salonu, törenden saatler öncesinde doldu. Saylan’a son görevlerini yerine getirmek isteyenler Teşvikiye Camii’nde kılınacak cenaze namazı öncesi camiye gelmeye başladılar. Saylan’ın evi önünde ise kendisini sevenler karanfil bırakmaya devam ediyor.

Çok sayıda sivil toplum örgütü törene katılıyor. Ünlü isimler de törene katılıyor. Salondakiler törene katılan Uğur Dündar'ı uzun süre alkışladılar.

Lütfi kırdar Kongre Salonu tamamen dolmuş durumda. Törene katılan tanınmış isimler dahi salonda oturacak yer bulmakta zorlanıyorlar.

Cumhuriyet Halk Partisi'nden törene katılan Kemal Kılıçdaroğlu , Onur Öymen ve Mustafa Özyürek salondan büyük alkış aldı.

ÖYMEN: 'HEPİMİZ TÜRKAN SAYLAN'IZ

CHP'li Onur Öymen Saylan hakkında şunları söyledi:

-Türkan Hoca’ya basın yoluyla yapılan haksızlıktan ötürü özür dilenmesi gerekiyor. Adalet Bakanına sorumlulara buradan bu çağrıyı yapıyoruz.

-Bu halk da zannediyorum onlardan böyle bir özrü bekliyor.

-Türkan Saylan’ın yaklaşımları bütün siyasetçilere öncü olmalıdır. Biz CHP olarak Saylan’ın düşüncelerinden her zaman yararlandık, yararlanmaya devmam edeceğiz.

-Onun düşüncesini yaşatacağız. Onun gibi yürekli insanlar Türkiye’de az değildir. Hepimiz ‘Türkan Saylan’ız.

-Türkiye’nin çağdaş bir ülke olmasını kimse engelleyemeyecektir. Işık karanlığı her zaman yenecektir.

DSP'nin yeni Genel Başkanı Masum Türker salona geldi.

Saylan'ın cenazesi saat 14:00'te Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ne geldi. Sevenleri Saylan'ın cenazesini, alkışlar ve "Türkiye seninle gurur duyuyor", "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganlarıyla karşıladı.

Saylan'ın cenazesi salonda hazırlanan katafalka konuldu. Salondakiler Saylan'ı uzun süre ayakta alkışladı.

KANADOĞLU: 'UTANÇTA PAYI OLANLAR UTANSIN'

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği(ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan için Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen törene katılan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkan Saylan’ın Ergenekonla suçlanmasıyla ilgili olarak “Bu utançta payı olanlar daha fazla üzülsünler” dedi.

Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'na girerken uzun süre alkışta ayaklanan Sabih Kanadoğlu, Gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Saylan’ın ölümüne çok üzüldüklerini dile getiren Kanadoğlu “Onun öğrettikleri, onun yetiştirdikleri yolumuza ışık tutmaya devam edecek. Üzgünüz ama ölüm hepimizin başında” diye konuştu.

Saylan’ın Ergenekon’a yönelik suçlanmasıyla ilgilide düşüncelerini dile getiren Sabih Kandoğlu “Söyleyebileceğim tek şey bu utançta payı olanlar daha fazla üzülsünler” dedi.

SAYLAN'IN VASİYETİ HATIRLATILDI

Törenin başlangıcında salondakilere Saylan'ın vasiyeti hatırlatıldı. Türkan Saylan'ı sessiz ve dik bir törenle son yolculuğa uğurlanması istendi.

Saylan'ın cenazesinin salona gelişinin ardından ÇYDD Yönetim Kurulu üyesi Gülsüm Kaya kısa bir konuşma yaptı. Konuşmada şunlar kaydedildi:

"Ulusların geçmişinde yöneticiler komutanlar devlet adamları aydınlar yazarlar sanatçılar vardır. Devlet adamlarını yöneticileri komutanları bilim insanları yazarları ölümsüzleştiren büyük önder yapan, ulusların tarihine damgasına vurduran, onların birleştirici ışık tutucu ulusçu devrimci kafaları, düşünceleri ve öz yapılarıdır.

Mustafa Kemal ve Türkan Saylan böyle önderlerdir. Büyük önderlerin başarılarında en büyük etken akılcı olmalarıdır.

Başarılı devrimci önder kime kimlere karşı niçin mücadele ettiğini, kullanacağını amaçları, yöntemi, toplumsal yapıyı, onu oluşturan ekonomik sınıfsal etkinlikleri, mücadele edeceği güçleri, ulusunun özelliklerini, yeteneklerini, inançlarını, dayanma güçlerini en iyi tanıyan, tüm bunların üstünde neyi ne zaman nasıl yapabileceğini en iyi hesaplayan tasarlayan, yaşamı boyunca güvenini yoğunlaştıran kişidir.

Mustafa Kemal ve Türkan Saylan böyle akılcı önderlerdir.

Bandırma vapuruyla Samsun’a çıkarak kurtuluş savaşımızı başlatan, 19 Mayıs’ı aydınlık geleceğimizi kutsallaştıran başta Mustafa Kemal ve Bandırma vapurunun 19 yolcusunun ve ömrünü laik demokratik Türkiye’ye adayan Türkan Saylan’ın anısı önünde sizleri bir dakikalık saygı duruşuna ardından İstiklal Marşı’mızı okumaya çağırıyorum."

Gülsüm kaya'nın konuşmasının ardından 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu.

Saylan'ın hayat hikayesi, barkovizyonda kendi sesi eşliğinde sunuldu.

ÇELİKEL: "ONUN ARDINDAN KONUŞMAK ÇOK ZOR"

İstanbul Üniversitesi Hukuk Bölümü eski Dekanı, ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Aysel Çelikel konuşmasında şunları kaydetti:

"Sevgili dostum, ideal arkadaşım Türkan Saylan gibi, kamuoyuna mal olmuş özel bir insanın ardından konuşmak çok zor.

Hele Türkan Saylan’ın hak etmediği, acımasızca suçlandığı bir anlayışın, korkunun egemen olduğu bir ortamda, ona yapılan hukuksuzluklardan sonra insanın kendini suçlu hissetmeden konuşması da çok güç.

Türkan Saylan neler yapmak istedi, neler yaptı, ne ile suçlandı. Laiklik ve cumhuriyetin kazanımlarının ortak paydamız olduğunu savunması bu mu darbecilik?

Kız çocuklarının gençlerin çağdaş eğitime kavuşturulması bu mu darbecilik?

Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün savunulması bu mu darbecilik?

Demokrasi ve insan haklarının savunulması soruyorum bu mu darbecilik?

Hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının sağlanması bu mu darbecilik?

Düşünce özgürlüğü ve basın özgürlü isteği bu mu darbecilik?

Eğer bütün bunlar darbecilikse hepimiz darbeciyiz.

Türkan Saylan bir cumhuriyet kadınıdır. Onunla birlikte çalışan herkes ondan çok şey öğrenmiştir. Saylan, insan, toplum ve yurt sevgisiyle başardı. Çok çalışmak hızlı çalışmak. Bütün zamanı insanlara yardım için harcamak. Sevgi ve şefkate dayalı insan ilişkileri kurmak. Son ana kadar mücadele azim ve iradesi. İşte onun kişiliğinin bir parçasıdır.

Sevgili Türkan Saylan, cumhuriyetin yetiştirdiği kuşaklar, onun paylaştığı idealleri yaşatacaktır. ÇYDD, millete mal olmuştur. Ulusal mirasımızdır. Ülkemizin çağdaşlaşması için yakılan meşaleyi söndürmeyeceğiz. Söndürülmesine asla izin vermeyeceğiz.

Türkan Saylan’ı teşekkürlerimizle, alkışlarımızla, sevgilerimizle, ona yapılanlardan özür dileyerek uğurluyoruz.

Güler yüzüyle o anılarımızdan yüreklerimizden silinmeyecek, hiç çıkmayacak. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Sizlere de derneğimiz olarak gösterdiğiniz olağanüstü coşku ve sevgi için minnet ve şükranlarımı sunuyorum. "

KABOĞLU: 'HEPİMİZE GÜÇ KATTINIZ'

Anayasa Hukukçusu, ÇYDD Onur Kurulu Başkanı İbrahim Kaboğlu törende şöyle konuştu:

"Sevgili Türkan Hanım, ben şimdi sizin insan hakları savunucusu özelliğiniz hakkında birkaç kesit vermek istiyorum. Çünkü sizin çok yönlü çalışmalarınız eğitim temelinde topluma mal olmuş bulunuyor. Fakat insan hakları savunuculuğunuz o denli öne çıkmış değil. Bunu anlatabilirsek, size yapılan saldırıların nedenini daha iyi anlayabiliriz.

Siz özellikle son 10 yılda gerek ÇYDD başkanı olarak, düzenlediğiniz insan hakları laiklik ve demokrasi konulu, ulusal ve uluslar arası toplantılara konuşmacı dinleyici olarak katıldınız. Ama bunlarla yetinmediniz, aynı zamanda insan hakları projelerini geliştirdiniz.

Emniyet mensuplarının insan hakları projesinden tutunda, kahvehanelerde insan hakları projesine kadar birçok programa imzanızı attınız. İl İnsan Hakları Kurulu’nda, özellikle farklı kamu görevlilerine verilen eğitimlere öncülük ettiniz.

Ama esasen sizin, insan hakları faaliyetleriniz, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’na taşıdığınız dönemde daha çok öne çıktı. ÇYDD Başkanı olarak bu kurumun en aktif en üretici üyesi oldunuz.

Bir çok yükünüze rağmen, kah siz toplantıdan çıkıp geldiniz, kah doğu ilimizde yurt açıp geldiniz, kah tedaviden çıkarak toplantıya geldiniz. Ama hiçbir toplantınızı aksatmadınız. Ya bir dosyayla geldiniz ya bir tomar gazeteyle. Orada konuştunuz dinlediniz önerdiniz. Ama bununla yetinmediniz. İnsan hakları danışma kurulu etkinlik raporunu bizzat ÇYDD olarak fotokopisini yaptırmak suretiyle Ankara’lara gece vakti getirdiniz. Tabiî ki devletimiz olanaksız olduğu için değil, insan hakları fakiri olduğu için.

Görüşleri önerileri dikkate alınmayınca açıkça meydan okudunuz. Ama siz insan hakları faaliyetlerine devam ettiniz.

Yıl 2008 Kasım ayı, Hindistan’da başlattığınız Lepra projesini biz ancak İstanbul’dan geçerken görebildik. İstanbul’da başlatamazdınız, çünkü hükümetin gölgesi düşebilirdi. Ama 13 Nisan günü sizin hakkınız ağır biçimde ihlal edilince, 20 yıllık ajandalarınızı ben geri getiremedim ama size Atatürk’ün el yazması Anayasa projesini, hasta yatağınıza getirdim. Çünkü ona da polisler el koymuştu.

Sevgili Saylan, siz Türkiye’de insan haklarının hukuk yoluyla ilerletilebileceğine içten inanmıştınız. Bizzat Dernekler Yasa Tasarısı’nın hazırlanmasına öncülük ettiniz.

Cumhuriyet hukukunun çağdaşlaşması yoluyla, bütün taraflarla işbirliği yapmaya hep hazır oldunuz hepimize güç kattınız. Hafta sonları üniversite öğrencileriyle hukuk toplantıları yaptınız.  Siz cumhuriyetin çağdaşlık yolunda ancak hukukla ilerleyebileceğine o denli inançlı bir kişi oldunuz ki, bunu hukukun üstünlüğü yolundaki çalışmalarınızla her şekilde dile getirdiniz.

Dinci yobazların ve ırkçı faşistlerin iftira kampanyalarının nedeni budur Sayın Saylan. Keşke bunlar devletin derin ve saydam gölgesi altında yürütülmüş olmasaydı.

Emin olun Türkan Hocam, gençliğe armağan ettiğiniz umut güneşi, insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyet yolunda, ilerlemeyi sürekli kılmış bulunuyor.

Nur içinde yatın sevgili Türkan Hocam."

ÜNİVERSİTELİ PELİN BARDAKÇI: 'İÇİMDE ONDAN BİR PARÇA TAŞIYACAĞIM'

ÇYDD Bursuyla öğrenimini yapan Boğaziçi Üniversitesi Öğrencisi Pelin Bardakçı şöyle konuştu:

"ÇYDD’nin 36 bin bursiyerinden biri olarak bu konuşmayı yapmaktan büyük bir onur duymaktayım. Lise yıllarımdan itibaren bana verdikleri maddi ve manevi destek bana her zaman güç vermiş, üniversiteyi kazanmamda büyük rol oynamıştır.

Türkan hocam inancı kararlılığıyla benim için her zaman örnek bir insan olmuştur. Üniversite hayatım boyunca da devam eden burs, öğrenimimi tamamlamama yardımcı olurken, aynı zamanda yoluma ışık tutmuş, daha ışıklı yarınların olduğu inancımı pekiştirmiştir.

İçimde her zaman ondan bir parça taşıyacağıma, daima ileriye bakan bir insan olacağıma söz veriyorum."

Geleceği örecek olan gençlerden Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğrencisi Volkan Düzenli:

"Emperyalizme karşı 90 yıl önce yakılan ateşin yıl dönümünde, Türkan Hoca’mızı kaybetmiş olmamızın acısını yüreklerimizde hissetmekteyiz.

Bir doktor düşünün ki almış olduğu tıp diplomasını dolara çevirmek varken, ülkede okumayan, okutulmayan, evlendirilmek isteyen kız kardeşlerimize eğitim kapılarını açsın.

Üstelik bunu alevisi sunisi, Türkü Kürdü olarak ayırmadan insan temelli olarak sürdürsün.

Bir ana düşünün ki hasta yatağını ziyaret eden gençlere, ben evlatlarıma ilgi gösteremedim onlar okudular diyerek analığın kendi çocuklarına ilgi göstermek olmadığını hatırlatmak olmasın ve bütün bunları uğradığı tüm haksızlıklara rağmen yapsın.

Türkan Hocamızın iki büyük öğüdü ve büyük bir mirası var.

Birincisi, dünü bilmeyen bugününü tayin edemez. İkinci öğüdü ise öğrenebildiğimiz kadar dil öğrenebilmemizdi ve Türkan hocamız bunun ancak okuyarak olabileceğini de sözlerine eklerdi.

Hocamızın mirası yurdumuzda eğitim görmemiş insanlar bırakmamaktır. 90 yıl önce ulu önderim mirasının kazanımlarını korumak geliştirmek ve Ata’nın bu mirasını muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaktır.

Bizler bu mirası omuzladıkça, gerek ulu önder gerek Türkan hocamız her zaman hatırlanacaktır.

Sizlere öğütlerini ve mirasını hatırlatıyor ve çağdaş gençler adına üzerimize düşeni yapacağımıza söz veriyorum."

DEPREMZEDE KAYA: 'SENİ UNUTMAYACAĞIZ ÖĞRETMENİM'

Deprem bölgesinden Erkan Kaya konuşmasında 17 Ağustos depremi sonrası yaşananları anlattı:

"17 Ağustos 1999’da sabaha karşı bir uğursuzluk çöktü Yalova’nın üzerinde. Ölenler, yaralananlar, evsiz barksız kalanlar. Cehalet bana necilik, açgözlülük, bilime inançsızlıktı yıkıma yol açan.

Öğrendik ki daha sonra Yalova’nın ÇYDD’li üyeleri durumu Türkan Saylan’a iletmişler. Onun yönlendirmesiyle bir kriz masası kurulmuş.

ÇYDD üyeleri başkanlarıyla Yalova’ya geldiler. Baktık ki arı gibi çalışıyorlar. Baktık ki onlar bizim biz de onların onlara katıldık.

Bir savaş yeriydi sanki alan yürekler yangın yeriydi. Bitmiyordu ihtiyaçlar ama olsun varsın bitmesin ihtiyaçlar. Türkan Saylan’ın eli değmişti bir kere.

Nakış nakış örüyordu her yeri o hünerli elleriyle.

Devlet adamları, asker, işadamları belki doğrudan fark etmediler ama güç veriyordu Türkan Saylan onlara.

Burslar depremzede öğrencilere yönlendiriliyordu. Ceset torbasıyla başlayan ama bugüne gelen bir süreç.

Bu dayanışmanın tam ortasında Türkan saylan ve ÇYDD gönüllüleri bulunuyordu.ü

Seni unutmayacağız öğretmenim

EV HANIMINDAN DUYGUSAL KONUŞMA

ÇYDD sayesinde okuma yazma öğrenen bir ev hanımı törende şöyle konuştu:

"Hayatımda hiç okula gitmedim. Önceden okuma yazma bilmezdim ve küçücük bir dünyam vardı.

 Ta ki ÇYDD’yi duyana kadar. Oraya gittiğimde bütün kapıla bana açıktı.

Bize sarıldılar bize sıcaklığı gösterdiler. Orada okuma yazma öğrendim, haklarımı öğrendim.

Şimdi okuyorum çevreye başka gözle bakıyorum. İki tane kitap yazdım. Şimdi üçüncü kitabımı yazıyorum.

Bu derneğe bu büyük insana çok şey borçluyum. Onun yolunda yürümeye devam edeceğim."

LİSELİ MERVE: 'SİZİN YOLUNUZDA YÜRÜYECEĞİM'

ÇYDD bursuyla lisede okuyan Merve Aras:

"Sayın Türkan Hocam ÇYDD’nin okuttuğu binlerce kızdan sadece biriyim. Ben lise, ağabeyim üniversite bursu ile ailecek ÇYDD ışığı ile aydınlanıyoruz.

Kurup geliştirdiğiniz ve yüreklendirdiğiniz üyeleriniz olmasaydı eğer, babamı liseyi okumam için kim ikna edecekti?

İleride bir eğitimci olarak tüm yüreğimle çalışacağıma, son nefesimde bie vasiyetinizi yerine getireceğime değerli konuklar önünde söz veriyorum.

ÇYDD bursluları sizin gibi duyarlı bir insan yaratıcı bir öğretmen ve iyi bir vatandaş olacağız. Rahat uyuyun."

Gülsüm Aras, Saylan'ın ailesini ve ÇYDD yöneticilerini sahneye davet etti.

Lütfi Kırdar'daki tören, binlerce katılımcının Saylan'ın tabutuna çiçek bırakmalarının ardından sona erdi.

TEŞVİKİYE'DE BÜYÜK KALABALIK

Türkan Saylan'ın cenaze namazının kılınacağı Teşvikiye Camii tarihi günlerinden birini yaşıyor. Cami civarındaki bütün sokak ve caddelerde büyük bir kalabalık birikmiş durumda.

Kemal Kılıçdaroğlu ve yanındakiler büyük sevgi gösterileri eşliğinde Teşvikiye cami'ne geldi.

Saylan'ın cenazesi saat 16:25'te Teşvikiye Cami'ne getirildi. Cenaze aracı kalabalık yüzünden zorlukla ilerleyebildi.

BAYKAL CENAZEDE

Cumhuriyet halk Partisi genel başkanı Deniz Baykal da Teşvikiye cami'ndeki cenaze törenin katıldı.

Baykal cenaze namazı öncesi gazetecilere açıklama yaptı. baykal açıklamasında şöyle konuştu:

"Türkan Saylan bütün yaşamını insanlığın acılarını azaltmak, ilerlemesini gelişmesini sağlamak için harcamış, her ülkede her zaman büyük bir saygıyla anılmayı hak eden biridir.

Böyle bir kişinin yetişmiş olması aslında hepimizin iftihar etmesi gereken bir durum.

Kendini gençliğe, sağlığa adamış bir insan.

Fakat yaşamının son döneminde çekmiş olduğu acılar hepimizi derinden yaralayan bir durum olmuştur.

Bunu kesinlikle hak etmiyordu. Demokratik bir toplumun oluşması, cumhuriyet değerlerinin sahiplenilmesi, bu uğurda mücadele etti.

 Yaşadığı sıkıntıları ona reva görenleri düşünerek buruk ve karmaşık duygular içinde onu uğurluyoruz.

Onun anısını hep beraber yaşatacağız. Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun.

Ona çektirilen acılan yüreğimizi çok acıtıyor."

Bu arada TSK'nın törene gönderdiği çelenk cenazeye katılanlar tarafından alkışlanırken, törene katılmayan Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, 'Türk Silahlı Kuvvetleri olarak Türkan Saylan'ı anmak borcumuz" dedi.

CAMİ İMAMINA ALKIŞ

Teşvikiye Cami'nde Beyoğlu Emekli Müftüsü İhsan Özkeskin cenazede yaptığı konuşmada şöyle konuştu:

 

- Bir müslümana kafir denmesi kendisini çok incitir. Buna ancak Allah karar verebilir.

 

- Bu yakıştırmayı yapanlar hiç olmazsa merhumenin ölüsüne saygı göstersinler.

- Türkan Saylan hanımefendi sadece iki oğlunun annesi olmadı. Binlerce çocuğun da annesi de olmuştur.

- İnsan eğitiminin önemi hepinizce malumdur.

- İnanıyoruz ki, hizmetlerinden ötürü ödülünün Allah’tan alacaktır.

- Allah, “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu” diyor.

- Merhume Türkan saylan hanımefendi 74 yılını insan sağlığına ve insan eğitimine harcamıştır.

- Kuran’da şöyle deniyor. “Her kim zerre ağırlığınca iyilik yaparsa karşılığını görecektir.”

- Türkan Saylan Hanımefendi aslında ölmemiştir, istirahata çekilmiştir.

- Onun adı eserleriyle hep anılacaktır.

- Samsun’a çıkışının 90. yılında Ulu önder Atatürk’ü rahmetle anıyoruz.

- Prof. Dr. Türkan Saylan Hanımefendi dünyasını madden değiştiriyor. Ancak onun başlattığı hizmet devam ediyor.

- Bugün milyonlarca insan onu duayla anıyor. Rahmetle anıyor.

O bizlerden ayrılıyor ama bizden daha fazlası onu diğer tarafta karşılamaya hazırlanıyorlar.

Ölüm sevgiliyi sevgiliye kavuşturan bir köprüdür. Türkan Saylan Hanımefendi’nin burada kaldığı kadar diğer tarafta da sevdikleri vardır.

Umarız merhumenin bıraktığı yerden hizmet bayrağını devralacak nice Türkan salyanlar çıkacaktır.

 

Cami imamının ‘Türkan Saylan Hanımefendi vefat etmiştir” demesinin ardından kalabalıktan biri “Katil iktidar” diye slogan attı ancak cenazeye katılanlar tarafından susturuldu.

İmamın vaazı sık sık alkışlarla kesildi.


 

Editör: TE Bilişim