"Seni Tekel İşçisi Ve Bakkallar Götürür"

Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Abdi İpekçi ve Muammer Aksoy’u, ölüm yıldönümlerinde saygıyla andığını söyledi. İkisinin de rastlantıyla, kişisel husumetin, özel bir gerginliğin sonucu ölmediğini ifade eden Baykal, "Laiklik, insan hakları, çağdaş hukuk devletini ayakta tutmak, Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkmak için büyük mücadele vermekte olan, bu anlayışın bayrağı olan bu insanlar, Türkiye’yi bugün karşı karşıya kaldığımız bunalımlara, çelişkilere sürüklemek isteyenlerin tertipleri, senaryolarıyla şehit edilmişlerdir" dedi. Baykal, bu olayların arkasındaki senaryonun ve tezgahın, tüm ayrıntılarıyla ortaya konulamadığını dile getirdi. Ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Baykal, AK Parti’nin iktidarda olduğu dönemde, ülkenin iyi yönetilemediğini, Türkiye ile aynı konumundaki ülkeler ciddi kalkınma hamleleri yaparken, Türkiye’nin bu şansı yeterince kullanamadığını savundu. Baykal, bu dönemde, Türkiye’nin iç ve dış borcunun arttığını, 1923’den 2002’ye kadarki süreçte, ortalama büyüme hızının altında kalındığını iddia etti. Baykal, son krizin ABD’de başladığına ve ABD’nin önlemler aldığına işaret ederek, ABD Başkanı Barack Obama’nın, ABD Kongresinde iktidarının 1 yılını değerlendirdiği konuşmasından bölümler okudu. ABD ekonomisi yüzde 3 küçülürken, Türkiye’de bu oranın yüzde 6 olduğunu anımsatan Baykal, işsizliğin ABD’de yüzde 8, Türkiye’de yüzde 14’ün üzerinde görüldüğünü anlattı.

"Tekel, Telekom zarar mı ediyordu?"

Ekonomi politikasında ciddi temel yanlışlıklar olduğunu ileri süren Baykal, buna örnek olarak özelleştirme uygulamalarını gösterdi. Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Zarar eden işletmeleri sattık" dediğini belirterek, "TEKEL, Telekom zarar mı ediyordu? Ekonominin kar eden ana sütunlarını niye sattın?" diye sordu. Baykal, Telekom’un taksitle satıldığını, kurumun yıllık karının, taksiti karşılamaya yettiğini ifade ederek, tarlanın taşıyla, tarlanın kuşunun vurulduğunu, halkın Telekom’a sağladığı karla, taksitlerin ödendiğini söyledi. Telekom’un satışından kısa bir süre sonra Kurumlar Vergisinin, yüzde 30’dan yüzde 20’e düşürüldüğünü belirten Baykal, "Ne karşılığı indirdiniz, kime ne geliyor? Kimseye bir şey gelmiyor, ne devlete, ne satanlara bir şey geliyor. Biz Hariri’nin hatırı için bunu yaptık... Bunu izah etmek mümkün mü? Bu soru ortada. Bu soru, AKP iktidardan düştükten sonra ele alınacak en önemli konulardan biri" dedi. -

"Herkesin aklına geliyor da benim gibi söylemiyor"

Baykal, buna benzer yığınla konu bulunduğunu ifade ederek, Deniz Feneri e.V davasında dosyaların Türkiye’ye gelişinin üzerinden yaklaşık 1 geçtiğini söyledi. Dosyanın 1 yıla yakın süredir savcılıkta olmasına rağmen iddianamenin hazırlanmadığını vurgulayan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Almanlar konuyu inceledi, mahkeme kuruldu, yargılamayı yaptı, hükmü verdi, Türkiye’ye her türlü belgeyi, bilgiyi vererek, ’asıl sorumlular sizin orada’ diyerek, isimleri söylediler. Zor bela dosya geldi. Geldi, o tarihten şu ana kadar 1 yıla yakın süre geçti ama halen iddianame yok. İddianame olsa, dava, toplumun, kamuoyunun önüne gelecek, hepimiz ilgileneceğiz, tutuklama var mı yok mu savcılık ne talep ediyor, öğreneceğiz. Savcı bir şey talep edemiyor, daha talep yapılamadı, konu inceleniyor. Ne karmaşık işmiş bu. PKK davası, Öcalan davası bu kadar sürmedi. Bunun altında ne yatıyor? Adalet, hukukun gerekleri, ’kimseyi rencide etmeyelim, yanlış suçlama yapmayalım, sağlam deliller, iddialarla ortaya çıkalım’ özeni, dikkati mi yatıyor? İnşallah o yatıyordur. ’Şimdi başımıza iş açmayalım, burada suçlanacak adamlar, Başbakan’ın yakınları, himaye ettiği insanlar, bu AKP’nin himayesinde dava, şimdi kıyamet kopacak, hakkında suç işlenenlerle ilgili yayın yapılacak, geciktir...’ Yoksa böyle mi? Bu ihtimal aklınıza gelmiyor mu? Herkesin aklına geliyor da herkes benim gibi söyleyemiyor, ben sizin adınıza söylüyorum."

"Laubali hale geldi"

Baykal, "siyaset ve şirket ilişkilerinin, kabul edilebilir düzeyin çok üzerinde, laubali hale geldiğini, bazı özel şirketlerin, devlet şirketi muamelesi gördüğünü" iddia etti. Baykal, kredi notlarının, buna göre verildiğini, buna göre medya şirketlerinin, devletin, banka kaynaklarıyla aldırtıldığını ileri sürerek, "Bunların altında Başbakan’ın anlayışının, planlamasının yatmadığını, bilgisi dışında bunların olduğunu söyleyebilir miyiz?" sorusunu yöneltti. CHP’nin yeni döneme nasıl baktığına yönelik cevaplarının, Erdoğan’ı rahatsız ettiğini, tepki gösterdiğini savunan Baykal, yeni Türkiye ortamında emeklilerin yerinin, köklü şekilde değişeceğini söylediklerini anlattı. Baykal, iktidarın, oğullarının başında bulunduğu, devlet bankalarından 750 milyon dolar kredi alan şirketlerin işini düşünmeye artık mecbur olmadığını söyledi.

"Direnmeyin"
CHP Genel Başkanı Baykal, konuşmasında, TEKEL işçilerinin eylemine de yer verdi. "İnsanların kazanılmış haklarını, kendi yanlışların dolayısıyla elinden almaya hakkın var mı?" diye soran Baykal, şunları kaydetti: "(Var) diyorsan, kendinde bu hakkı görüyorsan, ’senin karşında ben de hakkımı alıncaya kadar bu işin peşinde duracağım’ diyen TEKEL işçilerinin de hakkı var. Başbakan, Vali’ye, ’dağıtın burayı’ diye talimat verdi, arkasından baktı bu iş yanlıştır. Sayın Başbakan, demokratik bir toplumda bunları hazmedeceksin. Sana daha önce de söyledim, seni asker değil ama TEKEL işçisi götürür. ’TEKEL işçisi mi beni iktidara getirdi’ diyorsan, bu kafayla çok daha büyük yanlışlar yaparsın. Nitekim yapmaya başladı, şimdi bakkallara taktı. ’Seni asker değil TEKEL işçisi götürür’ dedim inanmadın, devam ediyorsun. TEKEL işçisinin yanında seni bakkallar da seni götürür." Milletin bu işe sahip çıktığını, Başbakan’ın bunu anlaması gerektiğini ifade eden Baykal, olayın basit bir itiş kakış olayı olmadığını belirtti. Baykal, "Milletin sağduyusu harekete geçmiştir. Bunu anlamak lazımdır. Büyük hata yapılıyor. Dayatmacı bir siyaset anlayışını Başbakan bırakmalıdır. Kendisini uyarıyorum: direnmeyin Sayın Başbakan, direnmeyin, değmez, yazıktır, günahtır. O insanlara acıyın, o insanların ailelerine acıyın" diye konuştu.

 

 

Editör: TE Bilişim