Kararımı Vermiştim İntihar Edecektim     

İşte  Cüneyt Arkın'ın kişisel internet sitesindeki o yazısı:
 
Dev boyutta,uçsuz bucaksız büyüklükte madeni bir levha.

Sonsuzluğun içinde duruyor. Dayanılmaz soğuk.

Levhanın dibinde zor görünen minnacık Cüneyt Arkın dehşetli üşüyor.

Zaten varla yok arası.

Ameliyat süresince bu resim gözlerimin önünden gitmedi.

Önce bel emarı çektirdim. Çünkü bel omurlarım oldukça kötüydü. Ancak ağrı sızım yoktu. Doktorlar bel emarında gördüklerine dayanarak oraya yoğunlaştılar.

Ünlü bir hastanenin ünlü bir fizyoterapisttiydi. Ameliyatta olunmaz bu böyle sürüp gider, bazı bacak hareketleriyle rahatlarsın’ dedi. Bir beyin cerrahı fikir beyan edemedi. Birkaç doktordan daha medet umduk. Yanlış yerlerde care arıyorduk.

Ama gittikçe kötüleşiyordum.

Geceleri ayak bileklerimden başlayan ağrı uyluklarıma kadar dayanılmaz bir hal alıyordu. Ağrı dindirici etkisiz kalıyordu.

Sabaha kadar çığlık atıyor, haykırıyordum.

Ağrıdan sonra bacaklarımda korkutucu bir halsizlik başlıyordu.

Ağrılar dindi. Bacaklarımdaki halsizlik arttı. Ellerimin de gücü azalmıştı.

Zar zor ağrı merkezine gittik. Bu konularda tutarlı tavsiyeler vardı. Bizi Prof. Azmi Hamzaoğlu’na tavsiye etti. Ama tükenmiştim. Tam felç halindeydim. Bir et yığını gibi olduğum yerden kalkamıyordum. Korkunç acılar çekiyordum. Kararımı vermiştim.

İntihar edecektim. Hayır, zayıflık değildi. Yiğitçe yarı ölü halime son vermekti.

Bir ara karıma ‘ben böyle yaşayamam’ dedim. 
 

Editör: TE Bilişim