Ertosun: Yargıya Gideceğim

Hakim ve Savcı atamaları Yaz Kararnamesi toplantıları sırasında, bazı basın organlarında hakkında haberler çıkan HSYK Üyesi Ali Suat Ertosun'un basın toplantısı, saat 10.30'da başladı.

Ertosun hakkında yapılan küçük düşürücü yayınlar için yargıya başvuracağını söyledi.

Ertosun hakkındaki iddalara şu şekilde yanıt verdi: "Son günlerde gerek şahsıma gerekse üyesi bulunduğum Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna eleştiri sınırlarını aşan yayınlar yapılıyor.

Eleştiri değil hakaret etme, küçük düşürme ve karalama için yapılan yayınlar için gerekli yasal başvuruları yapacağım.

Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü olduğum dönemde yapılan birkaç olaya dair kurulan komplo teorileri yapıldı.

Cezaevleri Genel Müdürlüğü'ne atandığımda cezaevleri ülkemizin önemli sorunlarından biriydi. Devletimiz uzun yıllar bazı cezaevlerine hakim olamamış, terör için okul vazifesi görmüştü. Firarların gerçekleştiği, tutukluların mahkemeye çıkarılmadığı, adliyeye getirelemedikleri, içeriye silah sokulduğu yerler haline gelmişti. Cezaevlerinin koğuş sistemi halinde olması da bunların nedenidir.

Sonrasında koğuş sisteminden oda sistemine geçirildi. 11 F tipi cezaevi çok uygun maliyetle yapılmıştır. F Tipi cezaevlerinin hizmete girmesiyle güvenlik sorunu çözülmüştür. Terör suç örgütü üyelerinin hakimiyeti sona ermiştir.

Mustafa Duyar para istedi

Mustafa Duyar'ın öldürülmesine ilişkin bazı iddialar da var. Şahsıma yönelik olarak yapılan yayınlar için, hakkımda inceleme ve soruşturma yapılmasını istedim. Soruşturma sonunda soruşturmaya geçilmesine yer olmadığına karar verildi.

Mustafa Duyar kendi isteğiyle, asıl failler Kırklareli Savcılığı istemiyle Afyon Kapalı Cezaevine 1997'de nakledilmişlerdir. Ben 16.11.1998'de oraya genel müdür oldum.

Can Dündar Mustafa Duyar ile Sabancı suikastinin yıl dönümü nedeniyle görüşmek istemiş; yargılamayı etkiler diye benim taraftar olmamama rağmen bakanlık tarafından izin verilmiştir.

Can Dündar'a izin verilmemesinin sebebi Mustafa Duyar'ın para istemesidir. Bunu da soruşturma yapılırken Can Dündar söylemiştir. Şahsıma suçlayıcı beyanı olmamıştır.

Ancak 10 yıl sonra bu konu tekrar gündeme getirilmiştir. Gerçek durumun bu şekilde olmasına karşın Can Dündar'ın "Duyar konuşacaktı" başlıklı bir yazı kaleme alması yeniden gündeme gelmiştir.

Üstün başarılarımdan dolayı üstün hizmet madalyası aldım. Sözkosu olayların çarpıtalarak verilmesinin asıl hedefi mahkemenin bağımsızlığı olan HSYK'yı zayıflatmak olduğu anlaşılmaktadır.

Korsan olarak nitelendirilebilecek bir anlayış varsa bu; HSYK üyelerinin görüşlerini beyan etmeleri değil, bazı basın oranlarının insaf ölçülerini aşan hakarete varan, tek elden organize edilmiş yayınlarıdır.

HSYK noterlik makamı değildir. Kurul üyeleri yeni teklif getirip ekleme ve çıkarma yapabilirler.

Fotoğraftaki kişilerle gizli görüşme olmadı

Engin Aydın'la çekilmiş fotoğrafımın yayınlanması hakkında de yanıt vereyim. Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürü olduğum dönemde 2,5 yıl Engin Aydın'la birlikte Adalet Bakanlığı'nda çalıştım. Engin Aydın ile ailecek görüşürüz. Bizim görüşmemiz gizli bir görüşme değildi, gizli bir yerde de biraraya gelmedik.

Kızılay'ın göbeğinde 4 arkadaş bir araya geldik. Davalarla ilgili tek bir konuşma olmamıştır. Hakim ve savcıları değiştirmeye yönelik bir konuşma olmamaktadır. Burada fotoğraftaki kişiler değil, kim tarafından çekildiği ve çektirildiğidir. Eğer bu fotoğraf devlet tardafından çektirilyse daha vaihmdir. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'na şikayetçi olacağım.

Bu ülkede bir yargıtay üyesi, bir danıştay üyesi takip ediliyorsa araştırılması gerekir. Ama gizlice olmuşsa, gayri yasal dinlenmişsek bana göre daha vahimdir, Türkiye'nin sorunudur.

Albay Cemal Temizöz ile  tanışmadım, karşılaşmadım. Can güvenliğim için Jandarma tesislerinde kaldım."  

Editör: TE Bilişim