Bunu Ancak Palyaçolar Yapar 
 
Partisinin grup toplantısında Başbakan'a yönelik ağır eleştirilerde bulunan CHP lideri Deniz Baykal, Türkiye'de 15 araçla dinleme yapıldığını iddia etti.

İşte Baykal'ın konuşmasından satırbaşları:

Telefon dinleme bir karargahtan yapılıyor. İktidarı kullanan çevrenin kullandığı bir defakto karargahtır.

Adalet Bakanlığı niçin acaba aynı gerekçelerle başka kurumların dinleme yapmasını engellemeye çalışıyor. Kurumlar arasında ayrım yapmayı nası izah edecek. İşin hukuki tablosu bu.

15 Araç Cirit Atıyor

Resmi dinleme sadece telefon dinleme olayı değil. Türkiye'de ortam dinlemesi var. 15 civarında araç Türkiye'de cirit atıyor. Kim biliyor neyi niçin dinlediklerini. Ceza Hukuk Dairesi'nin bir kararı var elimde. Adalet Bakanlığı baş müfettişliği dinlemeyi talep etmiş. Yasa diyor ki dinleyecek bu. Peki dinlenecek kim? Ama ne yazmış buraya. Şüphelinin kimliği: Faili meçhul. Ne oldu peki yasa çöktü mü? Faili meçhul bir kişi mi? Bu kararda 25 tane telefon numarası var. Kim istemiş Adalet Bakanlığı Müfettişliliği istemiş. Müfettişliğe talimatı kim veriyor. Adalet Bakanı veriyor. Bakan'a kim talimat veriyor?

Türkiye bunu seyrediyor. Kanunsuzluk var. Hukuksuzluk var. Kanunda süre dolacak ya. Süre yok. Alın size belge. Belge diyordunuz ya alın belge. Adalet Bakanlığı baş müfettişleri İstanbul'daki ceza mahkemesine başvuruyor. Ergenekon'dan bahsederek, şu yargı mensubunun şu 2 numarası dinlensin.

Sonra diyor ki; Kamuya açık yerlerin ve işyerlerinin teknik araçlarla izlenmesi ses veya görüntü kaydı alınması. Tablo çok açık. Yargıtay'ı dinlemekle kalmıyorsunuz, araçlarla da takip ettiriyorsunuz.

Gerçeğin ne olduğunu biliyoruz. Söylenen sözün ne anlamda söylendiğini, kimin iyi kimin kötü niyetli olduğunu biliyoruz. Buna rağmen bu kampanyanın sürdüğünü görüyoruz.

Geçmişte yaşanan acı olaylar vardır. Izdıraplar vardır. İnsanların maruz kaldıkları haksızlıklar vardır. Her toplumun tarihinde bunlar vardır. Evrensel bir gerçektir. Böyle olaylar karşısında aklı başın ülkeler, devlet adamları toplumun hissiyatına saygı göstererek, birbirlerini suçlayacak, isyan ettirecek olaylara mahal vermez.

Bu acıları, ızdırapları kendi gümrük olayları için istismar etmeye kalkışmaz. Böylesi bir örnek dünyanın neresinde var. Hiçbir yerde yok.

İnsanlığın bugün geldiği noktada çok ağır bedellerin ödendiği, inançlarına, kişiliklerine büyük saldırılarla geldiği bir gerçek. Herkesin kimliğine saygı göstererek yaşamaya çalışıyoruz.

Dersim Krizi

Türkiye Dersim'i konuşuyor. Sadece dersin değil ki. Yozgat'ta, Bolu'da isyanlar var, bir sürü isyanlar var. Bu durum kimliğe saldırı, etnik saldırı olarak düşünülmemeli.

Herkes kendi konumunu korumaya çalışıyor, otoritesini korumaya çalışıyor. Kolay bir dönüşüm değil. Yüzyıllık alışkanlıklar var. Bunları kimse bir mezhep tartışmasının, kimlik tartışmasının içine sürüklemeye kalkmasın. Olay bu değil. Başbakan ve başkalarının kullanmaya çalıştığı bu olay öyle değildir.

El Beşir'in 300 bin kişiyi öldürme katliamına "katliam" değildir diyen sen nasıl olur da, 62 yıl önce yaşanmış yüreğimizi kanatan o acı olaylar için böyle demeyi, bu sözleri nasıl içine, beynine, yüreğine sindirebilirsin. Ayıp olan bu. Yanlış olan bu.

Üzüntü verici olan bir Başbakan'ın bu manzara içinde olmasıdır. Kendisini buna layık görebilmiş olmasıdır. Biz acılarımızı yüreklerimize gömüyoruz. Aleviler bir günden bir güne böyle bir istismarın içine girdiler mi? Onlar incinsen de incitme diyor.

Bunu milletimiz gördü. Bu kampanyaya aklı başında kimse alet olmayacaktır. Biz bu konuda yıllardır samimiyetimizi ortaya koymuşuz. Hiçbir sarsılmayı kırılmayı gerçekleştiremeyecektir. Hz. Muhammed'i Hz. Ali'den ayırmak mümkün değildir. Hz. Ali'yi Mustafa Kemal'dan ayırmak mümkün değildir.

Bu beraberlik Türkiye'nin temelidir. Bu zinciri kimsenin kırması mümkün değildir.

Bunları yaşadık, bu üzüntüleri hep birlikte yaşadık. Milletimiz bunları en doğru şekikde değerlendirecek, değerlendiriyor. Böyle oyunların daima CHP'ye yönelik olarak sıkıştıkları zaman tezgahladıklarını biliyoruz. Kimse merak etmesin, bize zarar veremeyecektir.

Başbakan'a sorumluluğunu idrak etmeyi tavsiye ediyorum. Çok yanlış söylemlerin içine düştü. Bu olayların içinde yer alan insanları kahramanmış gibi göstermeye çalıştı. Sıkışınca CHP'ye saldırdı.  Demek ki Başbakan'ın sıkıştığı zaman gözden çıkaramayacağı hiçbir değer yoktur.

CHP'nin görüşleri çok net. 20 yıldır tutarlı bir siyasi çizgiyi götürüyoruz. Kimlik konusuna, dil konusuna yönelik anlayışımızı 20 seneden beri sürdürüyoruz.

Editör: TE Bilişim