Baykal'dan Çarşaf Yorumu

CHP Genel Başkanı Baykal, partisine yeni katılan türbanlı ve kara çarşaflı vatandaşlarla ilgili olarak, "Türkiye'de yasalara uygun yaşamakta olan her insan, kılığı kıyafeti, kültürü, inancı, mezhebi, yaşam biçimi ne olursa olsun başımızla beraber, elbette CHP'de yer vardır" dedi.

İnsanların, AK Parti'ye tepki gösterme ihtiyacını hissettiklerini söyleyen Baykal, "Bu insanlar bir tuzağı bozdular, bir kuşatmayı kırdılar. "Senin çaren yok, sen daima bana oy vereceksin, bunlara hiç oy vermeyeceksin' Sen ne yapacaksın? her şeyi de yaparım. Her şey bana mubah. Ben tutarım, vatandaşın fitresini, zekatını toplar, onunla kendi siyasetimi yapmak için televizyon kurarım sen bana gene oy veririsin. Yağma yok" diye konuştu.

Baykal, partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekonomide alarm zillerinin çaldığını söyleyen Baykal, ekonomiyle ilgili her gün olumsuz haberler geldiğini söyledi. Türkiye'deki sıkıntıların dünyadaki krizden bağımsız olarak ortaya çıktığını savunan Baykal, ekonomiye yön veren temel politikaların bir biri arkasına çöktüğünü söyledi. Türk ekonomisinin sürekli küçüldüğünü ifade eden Baykal, ihracat rakamının düştüğünü kaydetti. Enflasyon ve hayat pahalılığının kendisini iyiden iyiye hissettirdiğini anlatan Baykal, dünyada petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen doğalgaza yapılan zammın oranını eleştirdi. Ekonomideki tablonun sürdürülemez olduğunu ifade eden Baykal, döviz kurlarındaki hareketliliğe ve faiz oranlarına dikkat çekti. Gelinen noktada hükümetin IMF ile anlaşma imzalama noktasına geldiğini belirten Baykal, IMF'ye umut bağlanmasının 6,5 yıllık iktidarın iyi değerlendirilememesine bağladı. Türkiye'nin IMF'ye teslim olma zorunda kaldığını anlatan Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, "IMF'ye ümüğümüzü sıktırmayız" sözlerini hakırlattı. Başbakanın IMF'nin önüne giderek, "Ümüğümü sıkabilirsin" deme noktasına geldiğini ifade eden Baykal, "Başbakan bu tablo karşısında "kriz bize teğet geçti' diyor. Başından beri "hamdolsun iyiyiz' diyor. İşadamlarının zulalarında iki yıllık para var diyor. Çıkar zuladan o paraları, niye IMF'ye gidiyorsun?" diye sordu.

"Obamaya akıl vereceğine"

Başbakan Erdoğan'ın, ABD Başkanı Barack Obama'ya "yalan yanlış" akıl verdiğini ifade eden Baykal, "Obama'ya akıl vereceğine, gel Türkiye'deki krizin önüne geç, o krizi ortadan kaldıracak tedbirler ortaya koy" dedi. Bir şey olmaz diye geçiştiriyor. Türkiye'de ekonomiyle ilgili kesimlerin kriz uyarısına hükümetin kayıtsız kaldığını ileri süren Baykal, hükümetin gelmekte olan krizi kavrayamadığını söyledi. ABD ve Avrupa ülkelerinin krizin önüne geçmek için çok sayıda çözüm paketi ortaya koyduğunu belirten Baykal, Türkiye'nin IMF politikasını eleştirdi.

Ergenekon davası

Baykal konuşmasında Ergenekon davasını değerlendirdi. Türkiye'nin tarihi bir hukuk süreci yaşadığını ifade eden Baykal, Ergenekon davasına kamuoyunun artık ilgisi kalmadığını da söyledi. Baykal, "Eski yayınlar söz konusu değil. Bu konu olağanüstü bir konu olmaya devam ediyor. Bu konuyu gündemden düşürmemeliyiz. Türkiye olarak olağanüstü bir ilgiyle bu konuyu takip etmeliyiz" dedi. Ergenekon davasında başından beri Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi itham mekanizmasının işletildiğini savunan CHP lideri Baykal, davanın siyasi siparişle ortaya çıktığını kaydetti. Davanın kilit isimlerinden haham olduğunu öne süren Tuncay Güney'le ilgili konuşan Baykal, şunları söyledi:

"Bu davada bütün bu sistemin altında bir isim var. Karanlık bir isim. En son bize bunu savcılık Kanada'da bir haham, Musevi Cemaatinin dini lideri haline gelmiş bir kişi olarak aktardı. Her şey onun elinden çıkıyor. İşin düğümlendiği nokta o haham. Bu olaydan Türkiye'deki Musevi cemaati rahatsız oluyor. Bizim böyle bir mensubumuz yok diyor. Kanada'da olabilir diye oraya birisini gönderiyorlar, Haham olarak yok. Musevi cemaati içinde kayıtlı biri var mı, yok. Savcının iddialarının temelinde bu yatıyor ama adam yok. Bizim çok sağlam bir hukuk geleneğimiz var, çok sağlam hukukçularımız var, Ayıp oluyor, yanlış oluyor."

Jandarma eski Genel Komutanı Şener Eruygur'un durumuna dikkat çeken Baykal, sanıkların savunmalarının basında yer almamasına da tepki gösterdi. Baykal, "Hiç mi vicdanınız sızlamıyor, ayıp olmuyor mu yakışıyor mu bu Türkiye'ye? Niye bu Ergenokon davası canlı yayınla 70 milyona izletilmiyor. Niye?" diye sordu.

Ergenekon davasıyla Cumhuriyet'ten ve devletten hesap sorulduğunu öne süren Baykal, yargılamanın bir cezaevinde yapılmasına da sert çıktı. Baykal, "Bunu kabul etmek mümkün değildir. Cumhurbaşkanı boyuna konuşuyordu, Başbakan konuşuyordu boyuna. Niye şimdi konuşmuyor kimse?" dedi. Ergenekon davasının vicdanları yıllarca sızlatacağını söyleyen Baykal, en kısa zamanda "Türk toplumunun vicdanını rahatlatacak, zulme son verecek, Türkiye'nin bir muz cumhuriyeti olmadığını, iktidarın istediği gibi insanların haysiyetiyle, şerefiyle, insan haklarıyla oynayamayacağını" gösterilmesini beklediğini kaydetti. "Davayı içimiz kan ağlayarak izliyoruz" diyen Baykal, davanın mağdurlarıyla dayanışma içinde olduğunu yineledi.

Anayasa tartışması

Anayasa değişikliği tartışmalarına değinen Baykal, Anayasa'nın tümüne yönelik değil de Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine karşı bir arayışın ortaya çıktığını söyledi. Anayasanın başlangıç bölümünden sonraki üç maddenin, Türkiye Devleti'nin temellerini ortaya koyduğuna vurgu yapan Baykal, ilk üç maddenin değiştirilmeyeceğinin altını çizdi.

Değiştirilemeyek maddelerin değişmesi için sistemli bir kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını belirten Baykal, dünyada pek çok Anayasa'da da değiştirilemez maddeler bulunduğuna dikkat çekti. Maddeleri tek tek okuyan Baykal, bunlardan rahatsızlık duyulmaması gerektiğinin altını çizdi ve ilk üç madde ile laiklik, millilik ve bölünmezliğin garanti altında olduğunu belirtti. Baykal, Anayasa'ya sahip çıkması gereken kurumların ise ürkek ürkek de olsa bu kampanyalara alet olduğunu ifade ederek eleştirdi.

Tuzağı bozdular
CHP'ye içlerinde kara çarşaflıların da olduğu katılımlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Baykal, bir mizansen peşinde olmadıklarını söyledi. Bazı vatandaşların kendi özgür iradeleriyle CHP'ye katılma kararı aldıklarını ifade eden Baykal, katılan vatandaşların bugüne kadar CHP'ye oy vermediklerine de vurgu yaptı. CHP'ye katılanlar içinde türbanlı ve kara çarşaflıların bulunduğuna dikkat çeken Baykal, "Türkiye'de yasalara uygun yaşamakta olan her insan, kılığı kıyafeti, kültürü, inancı, mezhebi, yaşam biçimi ne olursa olsun başımızla beraber elbette CHP'de yer vardır" dedi.

Partiye katılım kararını soruşturduğunu söyleyen Baykal, şunları söyledi:

"İnsanlar, AKP'ye tepki gösterme ihtiyacını hissediyorlar. AKP tarafından aldatıldıklarını düşünüyorlar. AKP'ye 'dur' deme ihtiyacı içindeler. Bunun için de tek çareyi CHP'de bulmuşlar. 'CHP'ye katılacağız, ama biz böyleyiz bu size bir problem yaratır mı?' Hayır yaratmaz dedik gelin hep beraber. Bu gelen insanlar, kimseye belli bir kılık kıyafet dayatma peşinde koşan insanlar değil. Kimseyi belli bir yaşama yönlendirme çabası içinde değil, kendi gerçeklerini yaşıyorlar. Din iman diye diye oylarımızı aldılar yıllarca. Bunların ne alakası var dinle imanla, dürüstlük desen işte burada, memleket sevgisi desen işte burada bunlara destek olacağız demişler. Bize bu kadar samimiyetle başvurmuş olan insanlara bir başka türlü davranmak söz konusu olabilir mi? 70 milyon insanız. Nasıl giyiniyorsa öyle giyiniyor. Hepsinin de Türkiye siyasetinde söyleyecek bir sözü var, AKP'ye oy verirken oluyor da CHP'ye oy verirken niye olmuyor?"

Katılımlar nedeniyle AKP çevrelerinin büyük telaş yaşadığını söyleyen Baykal, CHP'ye katılanlara çeşitli baskılar yapıldığını örnekleriyle ifade etti. Baykal, şöyle konuştu:

"Bu baskılara direnen insanlara sevgi ve saygı duymaz mısınız? Onların bu anlayışına değer vermez misiniz? Bütün güçlerini kullanarak bir panik, telaş içinde bunu önlemeye uğraştılar. Ama başaramadılar. Bu insanlar bir tuzağı bozdular, bir kuşatmayı kırdılar"

Editör: TE Bilişim