İddialar Vicdansızlık

Kurtuluş Savaşı’nın en önemli komutanlarından Kazım Karabekir’in ölümünün 62. yıldönümü nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı'nda bir anma töreni düzenlendi.

Törende kısa bir açıklama yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, "Balyoz" darbe planıyla ilgili mesajlar verdi.

Kazım Karabekir’in ''Vatandaş! Yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Her işin evvela hakikatini ara ve öğren, sonra münakaşasını istediğin gibi yap'' sözlerini anımsatarak, ''Bugün buna çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum'' dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, idialarla ilgili detaylı açıklamayı daha sonra gazetecilere yaptı. Ancak Başbuğ, konuşması sırasında soru almadı.

Org. İlker Başbuğ, şunları söyledi:

"2003 yılında Mart ayında Birinci Ordu Komutanlığı Karargahı'nda icra edilen plan semineriyle ilgili olarak Çarşamba günü bir gazeteye yansımalar oldu. Bazı bilgilerin dışında önemli olan iddialardı. Bu iddialar gerçekten çok kapsamlı. Bir gazetedeki iddialar yansıdıktan bir gün sonra Genelkurmay Başkanlığı olarak konuya ilişkin bir açıklama yaptık.

Şunun altını çizmek istiyorum, bu plan semineri 7 yıl önce icra edildi. Nerede, Birinci Ordu Karargahı'nda icra edilmiş. Bu iddiaların basında yer alması üzerine bu seminerle ilgili elimizdeki bilgileri toplamaya başladık. Ancak 7 yıl önce olması, yönetmeliğimize göre 5 yıl önceki elimizdeki belgeleri imha ediyoruz.

İnsaflı Olmak İsyiyoruz

24 sonra yaptığımız açıklama, o anda elde ettiğimiz bilgiler kapsamında bir açıklamadır. Bu açıklamada suallere cevap verildi. İnsaflı ve sabırlı olmak istiyoruz. Doğru bilgilerle bilgilendirmemiz gerekiyor. Bugün 'a' yarın 'b' diyemeyiz, kimse bizden bunu beklemesin.

Şimdi bu plan semineri ve buna bağlı plan konusunda çeşitli seyler söyleniyor. Biz ciddi bir kurumuz. Tabii, o günden itibaren, her iddiayı incelemek durumundayız. İnceleniyor olması, bunun kabulü anlamına gelmiyor. Çalışmalar devam ediyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı detaylı incelemelerine devam ediyor. İnceleme sonuçlandıktan sonra, bu hafta içinde sizlerle paylaşacağız.

'Allah Allah' diyen askar, Allh'ın evini mi vuracak?

Vahim iddialar var. TSK eğitimde kullandığımız dökümanlara 'talimname' deriz. Talimnamelerimizden taarruzla ilgili bölüme baktığımız zaman, özellikle hücum bölümü ‘Biz askere ne dedirtiyoruz; 'Allah Allah' diye taarruz ettiriyoruz. Ordu nasıl Allah’ın evine bomba atmayı düşünür? Vicdansızlıktır, lanetliyorum. Ordunun Mehmetçiği, 'Allah Allah' sesleriyle eğitim yapıyor. Talimnamemizde var. Böyle bir ordunun kişileri çıkacak Allah’ın evlerine bomba atacak, orada ibadetini yapanlara... Lanetliyorum.

Ordunun da sabrı var

Kendi uçağını düşürmek vs. Lanetliyorum. Türk ordusunun da bir sabrı var. Bu asker şimdi bölgede elinde silahla bu milleti bekliyor. Bu ordunun tümünü nasıl itam edersiniz. Hiç mi vicdan yok.

Kara Kuvvetleri detaylı incelemeyi sürdürüyor. İnceleme sonucuna kısa sürede açık ve net olarak sizlerle paylaşacağız.

Sasece şikayet etmem

Genelkurmay Başkanı olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanıyım. Bu elbette bana sorumluluk veriyor. Yetkili makamlarda olmak size şikayet etme durumuna yol açmaz. Yetkili kişiler sorunları çözmek konusunda vazifelidir. ‘Sadece şikayet ederim’; hayır, öyle bir şey yok. Bir sorun varsa bunun kökenine inerek çözmek görevimiz.

Başka ordularla kıyaslamayın

Kimse bizi başka ordularla kıyas etmeye kalışmasın. Biz ne Afrika ne de Kafkaslar’daki bir ülkenin orduyuz.

Bir Subay 'bilgi sızdırmak'tan cez aldı

Sorunlar var. Malesef bilgi çağındayız. Türk Silahlı Kuvvetler'den bilgi sızdırılması sorundur. Bu diğer dünya orduları için de sorundur. Bilgi sızdırılması konusunda ne yapıyoruz? Bazı yapısal eksikliklerimiz var. Bilgi sızdıranlarla mücadele içinde olmamız lazım. Bugüne kadar TSK içinde bilgi sızdırmasıyla ilgili kişi, bilgi sızdırması kapsamında açılan soruşturma adeti 61’dir. Bunlardan 9’u kovuşturma, yani yargı safhasına dönüşmüştür. Bir tanesi sonuçlandırıldı. Bir subaya 3 yıl hapis cezası verildi ve TSK’dan uzaklaştırıldı. Çeşitli rutbelerde 10 kişi de tutukludur. Bu konuda hata yapanları bulup, yargıya götürerek sonuçlandırmamız lazım.

Zamanı gelince kullanılıyorlar

Silahlı Kuvvetler’de hata yapanlar olabilir. Olursa bunları barındırmayız. Bilgi sızdırmaların büyük bir kısmı eski. Birilerinin ellerinde var, zamanı gelince sızdırıyorlar. Malesef sızan bilgi değiştirilerek, ekleme yapılarak kullanılıyor.

Devlet de tedbir almalı

Elbette Türk Silahlı Kuvvetler’e karşı faaliyetler konusunda bize görev düştüğü gibi, devlete de düşen görevler var. Biz bu mücadeleyi tek başımıza götüremeyiz. Görüş, düşünce ve tekliflerimi Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan’a da arz ettim. Bunların sonuçlandırılmasını da takip edeceğiz. Bizim dışımızda da tedbirler alınması zorunluluğu var.

Hicap duyuyorum

Son alarak, bunu söylemekten hicap duyuyorum ama söylemek zorundayım. Son dönemde, maalesef darbe, darbe iddiaları Türkiye'nin gündemini, ana gündem maddesini teşkil ediyor. Darbe, darbe iddiaları... Hicap duyuyorum ve bu kapsamdaki iddialardan Türk Silahlı Kuvvetleri olarak fevkalade rahatsızız. Bu konulara ilişkin Türk Silahlı Kuvvetlerinin durumu, pozisyonu nedir? Söyledim ama bir kere daha tekrar etme ihtiyacı duyuyorum. Bakın, ben 1960'da askeri lise öğrencisiydim, 1960 yılının Ekim ayında öğrenci olarak Kara Harp Okulu(na geldim ve 1962 yılında da genç bir teğmen olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevlerine katıldım. Yani bir noktada, 1960-2010 yani 50 yıl... Türkiye'nin yaşadığı olayları biz de görevimizin kapsamı içinde, bazısı daha detaylı, bu 50 yılı yaşayan birisiyim. Bu kapsamda diyorum ki; Türkiye'de, elbette, 1960'lardan beri benim jenerasyonum en azından, benim de yaşadığım geçmiş dönemlerle ilgili... Elbette Türkiye'de bazı olaylar yaşandı. Ama biz diyoruz ki Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bugün artık bu olayların geride kaldığını biz değerlendiriyoruz. Ayrıca bu süreçte yaşanan olaylardan kendi payına düşen bölümlerinden gerekli dersleri de çıkardığını düşünüyoruz.

İktidar ancak demokratik yöntemle değişir

Artık Türk Silahlı Kuvvetleri olarak, ülkenin huzur ve barışa ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bugün herkesin, 72 milyonun, bizce artık yürekten inanması gereken husus şu olmalı: Biz diyoruz ki, demokraside, demokratik yönetimlerde en önemli husus, iktidarların seçimlerle, demokratik yöntemlerle el değiştirmesidir ve bu düşünceye herkesin de yürekten inanması gerektiğini değerlendiriyoruz.

Kimin menfaati var?

Bu kadar net, açık olarak bu konuyla ilgili düşüncelerimi ifade ettikten sonra... Ben de haklı olarak şunu söylüyorum: Peki bu darbe iddialarının, darbe ile ilgili iddiaların devamlı gündemde kalmasından kim menfaatleniyor? Bunu da sormak benim hakkım. Ben, Silahlı Kuvvetler olarak bundan rahatsızlık duyuyorum. Türk milletinin de rahatsızlık duyduğu kanaatindeyim. O zaman kim bundan menfaatleniyor? Bu yararlı bir şey değil, yararlı bir konu olduğunu da düşünmüyorum. Ama bu soruyu da sormakta haklı olduğumu da değerlendiriyorum.

Bugün konuşmasaydım...

Bugün hiçbir şey söylemesek yanlış yorumlara gidecekti. Böyle bir noktadayız. Düşüncelerimi sizlerle paylaşmayı yararlı olacağını düşündüm.

Editör: TE Bilişim