Lojistik Öğrencileri Zirvesi’nde karar: GELECEK LOJİSTİKTE

Geleceğin lojistikçileri olan öğrenciler, Ankara’da düzenlenen Lojistik Öğrencileri Zirvesi’nde, lojistiğin geleceğini tartıştılar.  Tüm Türkiye’de lojistik eğitimi veren 40 fakülte ve yüksek okuldan öğrencileri bir araya getiren zirvede, iyi eğitim verilmesi ve altyapı yatırımlarının yapılması halinde, Lojistik Türkiye’nin geleceği en parlak sektörlerinden birisi olacağı vurgulandı.

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) tarafından desteklenen, tümüyle öğrencilerin organize ettiği, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde yapılan zirveye Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, TOBB Başkan Vekili Halim Mete, UND Başkanı Tamer Dinçşahin, UND İcra Kurulu Başkanı Mine Kaya ve çok sayıda öğretim üyesi ile öğrenci katıldı.

Zirvenin açılış konuşmasını yapan UND Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Dinçşahin, mesleğe başlangıç serüvenlerinin bir hayalle başladığını, babadan oğula miras kalan mesleğin bugüne kadar alaylılar tarafından icra edildiğini belirtti. 10-15 yıl önce de karşılarına bir anda lojistik kavramının çıktığını ifade eden Tamer Dinçşahin, şöyle devam etti: “Kamyonların üzerine ‘lojistik’ yazarak başladık işe. Tamam artık biz de lojistikçiyiz diye düşündük. Ama iş böyle değilmiş. Bu, bir hizmetler bütünüymüş. Lojistik, gelişmiş ülke ekonomilerinde, yurtiçi milli hasılalardan yüzde 10-15 arası pay alıyormuş. Ülkede istihdama, dolaylı hizmet verenleriyle birlikte yüzde 10’un üzerinde katkı sağlarmış. Bunu iyi yapan ülkeler rekabette bir adım önde olurmuş. Dış ticaretin artmasına katkı sağlarmış. Hatta yabancı yatırımcıyı çekmekte en büyük kozmuş.  Bunun için ülkeler hedefler koyar yatırım yaparmış. Ama en önemlisi ise okullar açar eğitim verir lojistiği gerçek sahipleri ile yaparlarmış. Biz bunu 2000’li senelerin başında anladık. Ve o günlerden bugünlere geldik. Çalıştık sonucunda neler yaptığımızı, gelecekte neler yapabileceğimizi anlatabilmek için bu etkinliği yapmaya karar verdik.”

“2023 hedeflerinin sonuçlarının içinde olacaksınız”

Ulaştırma Bakanlığı tarafından “27 Eylül - 1 Ekim 2009”  tarihleri arasında İstanbul’da  10. Ulaştırma Şurası yapıldığını söyleyen Dinçşahin, şöyle devam etti:

“Şura’da slogan “Hedef 2023” idi. Sektörde yaşanan problemler ve darboğazlar tartışıldı, geleceğin misyon,  vizyon ve hedefleri ortaya konuldu. Bizler 13 yıl sonra farklı boyutta olacağız ancak bugün burada birer lojistik öğrencisi olarak bulunan sizler o tarihte sektörün stratejistleri, yöneticileri, çalışanları olacaksınız. 10. Ulaştırma Şurası’nda belirlenen hedefler, alınan kararlar aslında bizim değil, sizlerin meslek hayatında büyük etkiler yapacak, biz bugün ne kadar sektörün içinde isek, 2023 için yapılan planların, hedeflerin sonuçlarının içinde de sizler olacaksınız. Bu sebeple bugün burada sizin bize anlatacaklarınız, sizin 2023 hedeflerine bakışınız, bu konudaki değerlendirmeleriniz, eleştirileriniz, eklemeleriniz bizim için büyük önem taşıyor. Lojistik üs olmak ve bu sayede ülkenin rekabet gücünü arttırmak, en başta bu sorumluluğu layığıyla taşıyabilecek ve bir değere dönüştürebilecek donanımlı, eğitimli insan gücünün varlığıyla, sizlerle mümkün olabilecektir.

UND’nin ve UND üyelerinin desteğiyle İstanbul Üniversitesi’nde Türkiye’deki ilk Ulaştırma–Lojistik Bölümü’nün kurulduğu 1999’dan bugüne geldiğimizde Türkiye’de 46 Üniversitede ve bu üniversitelere bağlı yaklaşık 40 Meslek Yüksek Okulu seviyesinde ve Fakülte seviyesinde Lojistik eğitimi verildiğini görmek bizim için çok gurur verici.  Aynı zamanda 46 üniversitemizin 19’unda ulaştırmanın diğer hizmet alanları ile ilgili, örneğin; Sivil Hava Ulaştırma, Deniz ve Liman İşletmeciliği, Raylı Sistemler, Gemi inşaatı, Ulaştırma ve Trafik Hizmetleri gibi bölümler bulunuyor.

Sadece 10 yıllık geçmişi olan lojistik eğitimimiz inanıyorum ki, öğrenci arkadaşlarımın da katkıları ile gelecek yıllarda gerek programlarının içeriği, gerekse öğretim görevlilerinin bilgi ve birikimi ile birçok ülkeye örnek olacak seviyelere ulaşacaktır. Özel sektörün beklentilerinin çok üzerinde, sektör profesyonellerinin birebir öğretim kurumlarında görev alacağı, tecrübelerini paylaşabileceği bir lojistik eğitim ve öğretimi sektörümüzün geleceği için çok önemlidir. Lojistik sektöründe lisans üstü ve doktora seviyesinde öğretimimizin güçlenmesi, sağlıklı bir araştırma altyapısı sektör stratejilerinin oluşturulmasında önemli rol oynayacaktır.”

Tamer Dinçşahin, lojistik alanındaki bilimsel çalışmalara daha fazla bütçe tahsis edilmesi; Orta ve Yüksek Öğrenimde faydalanılabilecek kaynakların desteklenmesi, sektörde çok önemli faydalar sağlayacak kitap, araştırma, yayın gibi yeni kaynakların temin edilmesi; lojistik alanındaki tezlerin derlenmesi; kütüphanelerin kurulması gibi tedbirlerin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini de vurguladı.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım: Ülkemizi asla küçümsemeyin

Lojistiğin ilk kez Amerika’da askeri bir olgu olarak ortaya çıktığını vurgulayan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, insanlığın felaketi için ortaya çıkan kavramın günümüzde önemli bir faaliyet alanı haline dönüştüğünü kaydetti.

Türkiye’de lojistik yapılanmaya biraz geç başlandığını söyleyen Yıldırım, “Türkiye artık küresel bir güç haline gelmiştir. 7 yıl önce dünyanın 26. ekonomisi olan Türkiye bugün 17. sıradadır. Ülkemizi asla küçük görmeyelim. Türkiye, muazzam bir dönüşüm yaşıyor. Ama, bazı kuşaklar bu değişim ve dönüşümü takipte zorlanıyorlar. Gelecek sizsiniz, gelecek sizlerle şekillenecek. Eğer Türkiye’nin 45 üniversitesinde lojistik eğitimi veriliyor, 200 öğrenci bir araya gelip, başkentte zirve yapabiliyorsa gelecek konusunda hiçbir kaygım kalmamıştır. Son 7 yılda 70 yıla sığmayacak değişiklikler yaptık. 15 bin kilometre bölünmüş yol yapacağız dediğimizde bizi hayal satmakla suçladılar. Ancak şimdi 17 bin kilometre bölünmüş yol inşasını bitirdik. 6 ilimiz bölünmüş yollarla bağlanabilirken bugün 64 ilimiz bölünmüş yolla bağlandı. Bölünmüş yoldan önce fazladan yakılan yakıtın bedeli 4 milyar TL. Biz 25 milyar TL harcadık. Yani 6 yılda geri dönüşü sağlayacağız. Normalde yol, demiryolu yatırımları geri dönüşümü 100 yılı aşan yatırımlardır” dedi.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik gelişme ve yaşam kalitesinin arttırılması için, lojistik politikaların oluşturulması ve geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını ifade eden Yıldırım, ''Lojistik sektörünün gelişmesi, yüküne uygun taşıt ve depolama şartları, mesleki yeterlilik ve saygınlık, teslim zamanları ve benzeri performans kriterleri gibi birçok alanda ulusal ve uluslararası standartların sağlanmasından geçmektedir'' dedi.

Yıldırım, “Böyle bir ülke yok. 3 saatlik uçuşla 50 ülkeye ulaşırsınız. Gerçek anlamda dünyanın merkezi Türkiye’dir. Türkiye geçiş değil, bir kavşak noktasıdır. Medeniyetlerin buluştuğu doğu ile batının buluştuğu bir ülkeden söz ediyoruz” diye konuştu.

“Bu ülkeyi kısa vadeli ticaretini yapıp, ülkeyi terk edenlerden kurtaracağız” diyen Yıldırım, “Bugün her şeyi sanal yapabilirsiniz. Ama, taşımayı sanal yapacak bir teknoloji daha icat edilmedi. Uyumlu taşıma şartlarını kaynaştıran kazanır. Demiryolunu, karayoluyla, denizyoluyla örtüştüren kazanır. Bugün lojistik köylerde birçok konuyu bir arada yapabilen kazanıyor. Beğensek de, beğenmesek de bu acımasız bir yarıştır. Ve rekabetinizi de global yapmalısınız” sözleriyle öğrencilere yöntemin adresini verdi.
“UBAK belgelerimiz Arnavutluk ile aynı sayıdaydı”

Türkiye’nin, ağırlıklı olarak kara taşımacılığına bağlı olduğunu ifade eden Yıldırım, “Ama 2003’e kadar bir kuralı kanunu yoktu. Kimsenin elinde veri bulunmuyordu. Tehditlerimizi, fırsatlarımızı, zayıf ve güçlü yanlarımızı nasıl saptayabilirdik. Oturduk sektörle birlikte Karayolları Yönetmeliği’ni hazırladık. 53 maddelik kanun hiçbir partinin itirazı olmadan kabul edildi. Bir kamyonculuktan 39 farklı model yarattık. Bu sınırların dışına çıktığınızda elin oğlu ‘gel buraya’ diyor. Doğru olan standardını uluslararası standarda getirip, rakiplerine fırsat bırakmayacaksın. UBAK belgelerine baktık, Arnavutluk ile Türkiye’ninki aynı. Arnavutluk ile nasıl aynı oluruz dedik. ‘UBAK öyle belirlemiş’ dediler. Toplantıda itiraz ediyorum dedim. Hiç cevap veren yok. Herhalde kabul ettiler diye düşündüm. Başkan yanıma geldi. ‘Siz galiba yeni bakan oldunuz’ dedi bana. Sonra devamla ‘bu işler mutfakta olur. Burası karar alma yeri değil’ açıklamasını yaptı. Tam iki yıl mücadele ettik. söke söke alarak oranı yüzde 80’e çıkardık. 52 ülkede üçüncü sıraya geldik. Şimdi, bir karar alınacaksa Rusya, Almanya ve Türkiye’ye soruyorlar” dedi.

“Vatandaşla en içli dışlı bakan benim”

Öğrencilere “Tek düşünceniz kendinizi donanımlı hale getirmek olsun. Ve mutlaka bir yabancı dili iyi konuşun” diye tavsiyede bulunan Bakan Yıldırım, sözlerini esprili bir anekdotla tamamladı: “Ulaştırma Bakanı her şeydir. Vatandaş uçağını kaçırır bana selam gönderir. Trafikte takılır benim kulaklarımı çınlatır. Telefonu çekmez beni anar. Yani vatandaşla en içli dışlı bakan benim. Ve bundan hiçbir şikayetim yok.”

Halim Mete: Altyapıyı geliştiremezsek hedeflere varamayız

Daha sonra söz alan TOBB Başkan Vekili Halim Mete ise, lojistiğin tanımını yaparak, lojistiğin ülke ekonomilerinin hayat kaynağı olduğunu vurguladı. “Eğer biz aynı limanlarla ve aynı yollarla kalırsak ihracat hedefimizi 500 milyar dolarlara çıkarma şansımız yok” diye konuşan Mete, lojistiğin ne kadar önemli olduğunun altını çizerek,  “2.5 milyon öğrenci var. Ancak çok azı istediği bölümde iş bulabilecek. Fakat, lojistik okuyanların böyle bir sorunu olmayacak. Bir Japon işadamına 1 milyar dolarınız olsa hangi ülkelere yatırım yaparsınız diye sormuşlar. O da, 500 milyon doları ile enerji üzerine Brezilya’ya; kalan 500 milyon dolarıyla da lojistik üzerine Türkiye’de diye yanıt vermiş. Demekki Türkiye’deki gelişmeler, özellikle lojistik sektörünün taşıdığı potansiyel, yabancıların da ilgisini çekmektedir” diye konuştu.

Mine Kaya: Amacımız sektöre nitelikli eleman kazandırmak

Bir lojistik üs olmanın temel şartlarından birinin “küresel lojistik sektörünün çağdaş standartlarına ve ihtiyaçlarına uygun yetkinlik ve niteliklere sahip genç profesyonellerin, sektöre kazandırılması” olduğunu vurgulayan UND İcra Kurulu Başkanı Mine Kaya da, yaptığı sunumda, oluşturulan Öğrenci Çalışma Grubu ile Lojistik öğrencilerinin UND’nin projelerinde ve UND üyesi firmalar ile gerçekleştirilecek ortak projelerde görev almalarının sağlanmansın amaçlandığını kaydetti. Kaya, ÖÇG’yi tanıtırken, misyonlarının ulaştırma ve lojistik sektöründeki eğitim ve profesyonel hayat tecrübelerini paylaşmak ve sektöre yönelik yeni bakış açıları oluşturmak için bir platform sağlamak, üyelerin sektördeki kariyer ve eğitim-öğretim fırsatları hakkında bilgi edinmesini sağlamak, ulaştırma ve lojistik sektörünün kamuoyundaki imajını güçlendirmek, sektöre yönelik eğitim-öğretim veren üniversite ve meslek yüksekokulların gerçekleştirdikleri etkinlik ve projelere destek sağlamak gibi misyonlarının olduğunu ifade etti.

Daha sonra, Öğrenci Çalışma Grubu tarafından belirlenen değişik okullardaki öğrenci temsilcileri de söz alarak, eğitim sistemi ve lojistik sektörüyle ilgili fikirlerini açıkladılar. Değişik okullardaki öğrenci temsilcilerinin görüşleri de şöyle:

Dumlupınar  Üniversitesi İsmail Şahin:

35 Ön Lisans okulundan ulaşabildikleri 27 üniversitenin toplamda 211 farklı dersi bulunduğunu belirten İsmail Şahin, farklı lojistik okullarında farklı lojistik dersleri bulunduğunu belirterek, örnekler verdi. Deniz taşımacılığı ve liman yönetiminin yalnızca bir üniversitede olduğunu, Tehlikeli madde taşımacılığı dersinin ise sadece 4 üniversite müfredatında olduğunu vurgulayan Şahin, “İstediğimiz dersler ve gereksiz olduğunu düşündüğümüz dersler var. Seçmeli ders olgusu zorunluluktan çıkarılmalı. Plansızca açılan okullar nedeniyle eğitimin kalitesi düşmüş ve öğretim görevlisi sıkıntısı yaşanmaktadır. Sunumlardan ders yapıyoruz. Yeterli olmayan akademisyenlerimiz var. Eğitimde uzmanlaşma şansımız yok. Çünkü, çok dağınık bir ders programımız bulunuyor. Örneğin ön lisansta demiryolu üzerine hiçbir ders yok. Yabancı dil eksikliği büyük problem. Aslında ikinci bir dile de ihtiyacımız var. Ama birincisini bile öğrenemiyoruz. Ders planlarının aynılaştırılmasını istiyoruz. Programların şişirilmemesi ve eğitim alınan bölümlerde uzmanlaşmak istiyoruz. Programların ilk senesi genel dersler olmalı ve daha sonra uzmanlaşacağı bölümleri öğrenci seçebilmelidir. Bu kadar lojistik bölümleri açılacağına bunların birleştirilerek daha verimli hale getirilmesi sağlanmalıdır. Öğrenciler müşteri değildir. Eğitim çalışmaları okulda yapılmalıdır” diye konuştu.

Yeditepe Üniversitesi Doğuş Durhan: 

Sunumunu 4 yıllık bölümler arasında kıyaslamalara ayıran Doğuş Durhan da, 4 yıllık eğitim süresi veren okul sayısının çok az olduğuna dikkat çekti. Sadece Vakıf Üniversitelerinde 4 yıllık bölümlerin olduğunu belirten Durhan, profesör ve doçent unvanlı hoca sayısının azlığını da eleştirdi. İlk iki yıl matematik, istatistik, uygarlık tarihi gibi temel derslerin zorunlu öğretilmesini de doğru bulmadıklarını ifade eden Doğuş Durhan, lojistikte uzmanlaşmanın önemine dikkat çekti.

Bahçeşehir Üniversitesi Nusret Atakan Akıner: 

Lojistik bölümünün dikey geçiş sınavında tercih alanlarının genişletilmesini istediklerini ifade eden Akıner ise, muhasebe MYO bölümlerinde ders müfredatında lojistikle ilgili herhangi bir ders bulunmamasına karşın, DGS sınavında muhasebe bölümü lojistik yönetimi bölümünü tercih edebildiğine dikkat çekti.

İstanbul Arel Üniversitesi Fahri Onur Yılmaz: 

Ulaştırma ve Lojistik Eğitim Öğretimi başlıklı sunumunu dünya ve Türkiye’deki okullardan örneklere ayıran Yılmaz, Türkiye’de  verilen Lojistik eğitimlerinde en önemli ihtiyacın lojistik alanlarında uzmanlaşması olduğunu söyledi. Uzmanlaşmanın ise Demiryolu Taşımacılığı, Havayolu Taşımacılığı  v.b. derslerin müfredata girmesi ile olabileceğini kaydetti.

Beykoz Lojistik MYO Sabri Ergenecoşar:

Meslek yüksek okulları açılırken sektörün taleplerinin göz önüne alınmadığını söyleyen Ergencoşar, programların belirli ve özel bir amaç yerine genel amaca hizmet eden eğitim verilmesini eleştirdi. Sektörün istediği standartlara sahip MYO mezunu bulmakta zorluk çektiğini belirten Ergenecoşar, Sektörün yoğun olduğu yerler göz önüne alınmadan gelişi güzel yerlere MYO açılmamasını istedi. 

Yaşar Üniversitesi Gülben Kıncal:

Lojistik öğrencilerinin staj yaptığı yerlerde fotokopi çekmekten sorumlu kişi olarak düşünülmesini eleştiren Kıncal da derslerde, kullanılması gereken teknolojik programların öğretilmesini; lojistik derslerinin simülasyonlarla anlatılmasını; kanun, karar ve yönetmeliklerden haberdar edilmelerini sonunda sorunları çözebilmeleri için fikirlerinin sorulması gerektiğini kaydetti.

MYO Lokman Demir Kaynaşlı:

Lojistik sektöründe en son teknolojiyi en iyi kullanabilen, herhangi bir olayda inisiyatif sahibi, planlamacı olarak çalışabilen bir insan kaynağı ihtiyacı olduğunu belirten Lokman Demir, lojistik eğitimi konusunda öncelikle, eğitimi veren öğretmenlerin bölüm ile ilgili uzun dönemli eğitim programlarında geliştirilmesinin gerektiğini dile getirdi. Mezun olunca da işsizler kervanına katılmak istemediklerinin altını çizen Demir, öğrencilerin yarı zamanlı çalışabilecekleri bir eğitim sistemine geçilmesi gerektiğini vurguladı.

İstanbul Ticaret Üniversitesi  Umut Özsoy:

Lojistik bölümünde okuyan öğrencilere öğrencilikleri süresince yarı zamanlı iş imkanının sağlanması gerektiğini belirten Umut Özsoy, lojistik mezunlarına sektörde öncelikli ve daha kolay istihdam sağlanmasının önemine dikkat çekti. Özsoy, Yeni mezunlar için de özel sektörün bir çalışma yaparak her firmanın belirli sayıda yeni mezunu bünyesine katmasının öneminin altını çizdi.

İstanbul Üniversitesi Özge Gizem Kaya, İstanbul Ticaret Üniversitesi Nida Kara:

Kaya ve Kara, birlikte yaptıkları sunumda, baba mesleğinden profesyonelliğe ve kamyoncu olgusu ile lojistik sektöründeki erkek mesleği önyargısının nasıl yıkılabileceğini ve bu mesleğin çağdaş yöntemlerle çalışan meslek olmasına katkıda bulunacaklarını anlattılar.

İstanbul Universitesi Ulaştırma ve Lojistik Bölümü Aytaç Akgül:

Uluslararası taşımaları yavaşlatan etmenler ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Aytaç Akgül, sınırlarda istenen gümrük belgeleri ya da işlemlerden kaynaklanan gecikmelerden doğan maliyetlerin zaman zaman ticareti yapılan malın değerinin % 15’ine kadar ulaşabildiğine dikkat çekti. 

Maltepe Üniversitesi Nurullah Coşkun:

Lojistik köylerin önemine dikkat çeken Coşkun, dünya ve Türkiye’deki lojistik köyleri karşılaştırmalı olarak anlattı. Ve en kısa zamanda lojistik köy sayısının çoğalması gerektiğini söyledi.

 

 

Editör: TE Bilişim