Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM), ‘Avrupa'nın Suriyeli Mültecilerle İmtihanı’ başlıklı raporunu kamuoyuna duyurdu. Çalışma kapsamında Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya göç sürecinde ve sonrasında maruz kaldıkları sorunlar başlıklar halinde ele alındı.

Üsküdar'da basın toplantısı düzenleyen Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Metin Kutlubay, başta Avrupa medyası olmaz üzere, ulusal ve uluslararası yayın organlarında yer alan haberlerden hareketle mültecilerin karşı karşıya kaldıkları sorunları farklı başlıklar altında topladıklarını söyledi. 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşında başta Türkiye olmak üzere Ürdün, Irak ve Lübnan'da 5 milyon insanın mülteci konumunda bulunduğunu hatırlatan Kutlubay, Avrupa ülkelerine giden mültecilere yönelik hak ihlallerinin giderek arttığını söyledib Kutlubay, "Suriye’de devam eden iç savaşın bitirilmesi ile ilgili Avrupa merkezli olarak devam eden siyasi çözüm sürecinin geciktirilmesi, milyonlarca Suriyelinin yaşadığı sıkıntıların temelini oluşturmaktadır. Bu noktada, Avrupa devletleri çıkar odaklı siyasi yaklaşımı terk etmeli, iç savaş ve kaos ortamı ortadan kaldırılarak Suriyelilerin vatanlarına dönmesi sağlanmalıdır." dedi.

Metin Kutlubay'ın açıkladığı "Avrupa'nın Suriyeli mültecilerle İmtihanı" başlıklı çalışmada öne çıkan başlıklar şöyle:

YASA VE DÜZENLEMELER

“Avrupa ülkelerinde Suriyeli mültecilere ilgili olarak uygulamaya konan yasa ve düzenlemeler oldukça katı şartlar içermekte, mültecilerin Avrupa devletlerine kabulüne büyük oranda katı şartlar getirilmektedir. Kabul koşulları arasında etnik ve dini tercihler bir kriter olarak öne çıkmaktadır. Örneğin Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya mültecilerle ilgili olarak Hristiyan olma kriteri belirleyici rol oynamaktadır.

MÜLTECİLERİN MAL VARLIKLARINA EL KONULMASI

Avrupa Ülkelerine sığınan Suriyeli Mültecilerin mal varlıklarına önce insan kaçakçıları ve çeteler sonra da bizzat devletler el koymaktadır. Bu durumu yasallaştıran İsviçre'de bin İsviçre Frangı Almanya'da 750 Euro, Danimarka'da ise 10 bin Kron'un üzerinde para ya da değerli eşya bulunduran mültecilerin mal varlıklarına el konulmaktadır.

SİYASİLERİN BEYANLARI

Avrupalı siyasilerin, Suriyeli mültecilerle ilgili demeçlerinde, küçümseyici ve hakaret ifade eden beyanlara sıklıkla rastlanmakta, devlet yöneticileri ırkçılık ve İslam karşıtlığı içeren ifadeler kullanmaktan çekinmemektedirler. Papa Françis’in mülteci göçlerini “Arap istilası” olarak tanımlaması ve Çek Cumhurbaşkanı Milos Zeman’ın mülteciler karşısındaki durumunu yaklaşmakta olan tsunaminin fotoğrafını çeken turiste benzetmesi bunlardan yalnızca birkaçıdır.

KAMPLARDAKİ OLUMSUZ KOŞULLAR

Bizzat Avrupalı sivil toplum kuruluşları ve resmi kurumlar tarafından yapılan çalışmalarla, gerek güvenlik önlemleri, gerek sıhhi koşullar bakımından Avrupa’daki mülteci kamplarının pek çoğunun, insan yaşamı için gerekli asgari şartları taşımadığı kanıtlanmıştır. Bu durum, Avrupa devletlerinin ekonomik koşullarıyla büyük tezat teşkil etmekte ve kamplarda kalan Suriyeli mültecileri hedef alan fiziksel ve cinsel saldırılara da adeta davetiye çıkartmaktadır

IRKÇI VE İSLAMOFOBİK SALDIRILAR

Avrupa ülkelerine sığınmacı olarak kabul edilen Suriyeliler, bulundukları ülkelerde can ve mal güvenliği açısından büyük bir tehdit altındadır. Avrupa’da hemen her gün mülteci yurtları kundaklanmakta, Suriyeli mültecileri hedef alan ırkçı ve İslamofobik saldırılar gerçekleşmektedir. Yalnızca Almanya’da 2015 yılında mülteci yurtlarına 800 saldırı gerçekleşmiş, Bulgaristan’da silahlı çeteler mülteci avına çıkmıştır.

İNSAN KAÇAKÇILIĞI, TACİZ VE TECAVÜZ

İnsan kaçakçılığı, fuhuş tacirliği ve organ mafyası, Avrupa’daki Suriyeli mülteciler açısından çok büyük bir sorun teşkil etmektedir. Yapılan araştırmalar, Avrupa ülkelerine sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun kaybolduğunu, Suriyeli kadınların Avrupa’da fuhuş tacirlerinin hedefi olduğunu, organ mafyasının da Suriyeli mülteciler için büyük bir risk taşıdığını ortaya koymaktadır. Avrupa Polis Örgütü Europol’ün verilerine göre, 2014 yılından itibaren 10 binin üze-rinde çocuk AB ülkelerine geldikten sonra kaybolmuştur.

FİZİKSEL SALDIRI, ŞİDDET VE KÖTÜ MUAMELE

Suriyeli mülteciler, açık denizlerde ölüme terkedilmekte, sınırlarda gayri insani koşullarda bekletilmekte, basit gerekçelerle tutuklanmakta, kötü muamele ve işkenceye maruz kalmaktadır. Suriyeli sığınmacıları taşıyan botların Yunan güçlerince kasıtlı olarak batırıldığı görüntüler ve tanıklıklarla kayıt altına alınmış, Makedonya, Macaristan, Sırbistan başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde polisin sığınmacılara karşı uyguladığı sistematik kötü muamele BM yetkililerince rapor edilmiştir.”
Cihan
Kaynak: cha