Turyol, İDO’ya talip

Turyol Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can, “Satış rakamına gücümüz yeterse biz, yetmezse diğer ulaşımcı arkadaşlar ve Deniz Ticaret Odası ile birlikte oluşturabileceğimiz bir konsorsiyumla İDO’ya talip olabiliriz” dedi. 

İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın İDO’ya Avrupa ve Körfez ülkelerinden talip olduğunu söylemesi bir tartışmayı da beraberinde getirdi. İDO’yu eğer yabancı bir kuruluş alırsa, yurtiçi taşımacılık yapması Kabotaj Yasası’na takılır mı?

Turyol Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can, “Satış rakamına gücümüz yeterse biz, yetmezse diğer ulaşımcı arkadaşlar ve Deniz Ticaret Odası ile birlikte oluşturabileceğimiz bir konsorsiyumla İDO’ya talip olabiliriz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın önce DÜNYA Gazetesi’nden Dilek Güngör’e açıkladığı “İDO ve İGDAŞ’ı satışa çıkaracağız” haberinden sonra sular durulmuyor. İGDAŞ’ın özelleştirilmesi daha önceki benzerlerinden yola çıkarak aslında çok da ilginç değil. Ama, İDO tartışılacağa benzer. Çünkü Başkan Topbaş, İDO’ya Avrupa ve Körfez ülkelerinde birçok talip olduğunu söyledi.

İDO’nun şirket olarak satılması hiç de zor değil. Ancak, Marmara’nın deniz taşımalarını gerçekleştiren kuruluşu alan yabancı firma, “bundan sonra yolcuyu ben taşırım” derse ‘kabotaj hakkı’ bir engel oluşturabilir mi? Bu netameli konuyu sorduğumuz 4 deniz hukuku uzmanından sadece DTO’nun da danışmanlığını yapan Prof. Dr. Fehmi Ülgener ‘net’e yakın bir yanıt verebildi.

Ülgener’in dediğine göre; belirli oranları korumaları durumunda İDO şirketini alabilirler. ‘Uluslararası Gemi Sicili’ne tabi olan geminin sahibi yabancı da olabilir.’ Bu da filonun devrinin mümkün olduğunu gösteriyor. “Ancak, kabotajda taşıma yapabilme konusunda net bir şey söylemem için araştırmam gerek” diye tamamladı sözlerini Ülgener.

Öte yandan, madem böyle bir satış yapılacak, hem sorunsuz hem de konunun uzmanı bir alıcı da olduğunu duyurmamız gerek. Turyol S. S. Turizm ve Yolcu Deniz Taşıyıcıları Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Can, “Şartnameyi açıklasınlar, mali yönden inceleyelim. Biz hazırız” diyor. Eğer, blok satış söz konusu olursa bir konsorsiyumla ihaleye girebileceklerini söyleyen Yunus Can’ın bu konudaki duruşu da çok açık: “Tabi ki, ihale şartnamesini görmek lazım. Şartlar gücümüze müsaitse biz, değilse diğer ulaşımcı arkadaşlar ve Deniz Ticaret Odası ile birlikte oluşturulan konsorsiyumla ihaleye girebiliriz” sözleriyle vurguluyor kararlılığını.

“Herkese eşit davranılsın Turyol 1 numara olur”

Ulaşım koordinasyonunda yönetimden kaynaklanan eşitsizlikler yaşadıklarını ifade eden Yunus Can, “Bu kadar baskı olmasına rağmen, günde 60 bin yolcu taşıyoruz. O yolcular da bizim en önemli referans ve gücümüz. Eşit kurallar içinde yapılacak çalışmadan zerre kadar korkum yok. İdare’nin bütün ulaşım ile ilgili sektörlere eşit yaklaşması halinde Turyol ulaşımda Türkiye’de bir numara olur. Yeter ki, o irade ve otorite gösterilsin. Siz, rakibinizin önünü açacak bir yaklaşım içinde olursanız, hatta operasyonlarda koruyucu bir davranış içine girerseniz, durum bugünkünden farksız olur. Ben yine mücadeleme devam ederim.

Ama, eşit şartlarla ‘Evet ben burayı sattım, paramı aldım; işim bitti. Bundan böyle yalnızca denetleme pozisyonundayım’ derse ve samimi olarak yaparsa, Turyol’un önünde kimse duramaz. Çünkü, benim kendime has işletme marifetlerim vardır. Ben daha iyi işletir, daha iyi hizmet veririm. Önüme engel çıkarılmayacak konularda kimseyi rakip görmüyorum. Özelleştirilme kararı bence doğrudur. Ancak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kendisinin içinde olmadığı bir şekilde satış yapmalıdır. Yoksa, kıyısından köşesinden belediyenin satın alacak firmayla münasebeti bulunması halinde doğru bir satış olmaz. Aynı zamanda büyük bir haksızlığı da beraberinde getirir” diye konuşuyor.

“Entegrasyon hakkı devredilemez”

İDO’yu alabilecek kuruluşun yolcuyu paylaşma anlamına gelen entegrasyon uygulamasını kaldırabileceğini anımsattığımız Turyol Başkanı Yunus Can, bizi şöyle yanıtladı: “Satın alacak kuruluşun ben entegrasyona karşıyım. Benim için entegrasyon bitmiştir. Herkes kendi işini yapsın deme hakkı vardır. Ancak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kent içi ulaşımından sorumlu yetkili birimleri mevcuttur. Deniz ulaşımı ile ilgili fiyat ve zaman tarifelerini de onlar yapar. Büyükşehir Belediyesi’nin, kendi elindeki bu yetkileri, alacak olan firmaya devredecek bir şekilde şartname hazırlayacağını zannetmiyorum.

Bu yetkiyi, ‘alan şirkete devrettim’ derse de kanunlara aykırı olur. Çünkü, bu hakkı siz almadınız, hakkı size TBMM kanalıyla verdiler. Yasama ile verilen bu hakkın 3. şahıslara devri söz konusu olamaz. Dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu hakkı yürütmek zorundadır. Alacak firmaya ‘Bu noktadan şu noktaya bu kadar sefer yapacaksınız. Saat tarifeleri de şöyle olmalıdır’ diyebilir. Ama, bunu derken “Siz aynı zamanda otobüsle ya da Turyol ile entegre olacaksınız” demeyebilir. Bunu yapacak ya da yapmayacak olan İDO’yu alacak şirkettir.”

Editör: TE Bilişim