THE CHRISTIAN SCIENCE MONITOR :
"RUS PETROL GEMİLERİ SIKIŞIK BOĞAZ TRAFİĞİNE TAKILDI
"

ABD'de yayımlanan Christian Science Monitor gazetesinin 25 Ocak 2005 tarihli sayısında, Yigal Schleifer imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında bir makale yer almıştır. İnternetten sağlanan makalenin çevirisi şöyledir:

Kaptan Aziz Yıldırım, önündeki video ve bilgiyasar ekranlarından, İstanbul Boğazı'ndan geçen tüm gemilerin izlediği rotayı kesin olarak belirleyebiliyor. Ne var ki bugün ekrandaki en belirgin görüntü sıkışık bir trafik: yaklaşık 100 gemi Boğaz'ın ağzında boşta çalışıyor.

Türkiye Gemi Trafik Hizmetleri Amiri Kaptan Yıldırım, "Gemiler sıralarını beklemek zorunda. Herkes Boğaz'ın tehlikeli bir yer olduğunu biliyor" dedi.

Boğaz çok da kalabalık. İstanbul'u Avrupa ve Asya yakası olarak ikiye bölen bu stratejik önemdeki deniz yolundan, pek çoğu da doğalgaz veya petrol yüklü tahminen 50 bin gemi geçiyor. Her gün Boğaz'ın iki yakasından karşıya 2.5 milyon kişi gidip geliyor.

Boğazlarda büyük bir kazayı önlemek için geçen yıl Türkiye, izleme sistemini güncelleştirdi ve yeni trafik kontrol mekanizmaları oluşturdu. Türk yetkililer bu sayede güvenliğin de arttığını söylüyorlar. Eleştirilerse, yeni sistemin darboğaz oluşturarak, deniz taşımacılığının maliyetini yükselttiği ve Orta Asya ile Rusya'dan doğalgaz ve petrolün sevkiyatını geciktirdiği yönünde.

Bölgede petrol ve doğalgaz üretiminin artması, deniz trafiğinin de artması demek. Gözlemciler, bu yüzden deniz kazalarının daha muhtemel olduğunu ve Türkiye ile komşuları -özellikle de deniz taşımacılığında Boğazlara güvenen Rusya- arasındaki gerilimi de artıracağını söylüyorlar.

Washington Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Türkiye Projesi direktörü Bülent Alirıza, "Bir dönüm noktasındayız. Türkler, 'tüm bu petrol trafiğini idare edemiyoruz' diyor, Ruslar da şikayet ediyorlar. Bahis Siteleri Bu nedenle ne yapmamız gerektiğini bulmamız gerekiyor" diyor.

Kuzeyden güneye zigzaglar çizerek zarif Osmanlı sarayları ve modern apartman bloklarını gerisinde bırakarak yaptığı 20 millik yolculuğunda Boğaz, Karadeniz'i Marmara denizine, oradan da Ege ve Akdeniz'e bağlıyor. Hercai akıntılarıyla nam salmış Boğaz kışın da sıklıkla sisle örtülü.

1936 Montrö Antlaşmasıyla ticari gemilerin boğazlardan serbest geçişleri garanti altına alındı. O zamanlar en büyük tankerler 10 bin ton iken bugün 200 bin ton yük çekebiliyor.

Son zamanlara dek gemiler serbestçe gelip gidiyorlardı, fakat Türkiye'nin yeni düzenlemeleriyle birlikte tehlikeli madde taşıyan tankerlerin gün içindeki saatlerde geçişlerine sınırlamalar getirildi ve Boğaz'a giren gemilerin birbirini takip mesafeleri de artırıldı.

Londra'da Platts adlı şirkette enerji güvenliği uzmanı olarak çalışan John Roberts, "Türklerin yaptığı, kalabalık bir anayol üzerine hız bariyerleri koyarak trafik akışını sınırlamaya çalışmak olmuştur" dedi.

İstanbul limanına ve Boğaz'a bakan ofisinde deniz taşımacılığı acentası işleten İbrahim Koral endişeyle, sisin ne zaman kalkacağını ve demirleyen tankerlerin Boğazlar'dan geçişlerine ne zaman izin verileceğini bilmek isteyen petrol şirketleri yöneticilerinin telefonlarına cevap vermeye çalışıyor.

Koral, "Memnun değiller. Gece gündüz giriş yapabilmek istiyorlar. Önceden normal koşullar altında tankerlerin Ege'den Karadeniz'e gidip gelmeleri 12 gün alırdı. Geçen yıl getirilen yeni düzenlemeler ve sıklıkla baş gösteren kötü hava koşulları aynı yolun bazen 44 gün sürmesine neden oluyor" dedi.

Bununla birlikte, Türk yetkililer son düzenlemelerin kesin bir ihtiyaç olduğunu söylüyorlar. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili de, "Sadece bir boğaz ya da deniz yolu değil İstanbul'un ana bulvarı" diyor.

Yetkili, "İnşallah kötü bir şey olmaz diyerek devam edemeyiz. En kötü olasılıkla yerine konulamaz kültürel hazinelerinin ve binlerce yaşamın kaybı söz konusu" diyor.

Buna benzer bir felaketi önlemek için Türkiye, Boğazları atlayıp karadan bir petrol boru hattının döşenmesi yönünde baskı yapıyor.

Bülent Alirıza, "Karada boru hattı inşa edilmezse gerilimlerin artacağı kesin" diyor.

Halihazırda tartışılan muhtemel beş rota var, fakat Türkiye öncelikle petrol şirketlerinin gönüllü olarak, ürettiklerini hangi boru hattı inşa edilirse ona göndermelerine dair söz vermelerini istiyor.

Türk yetkili, "Herkesin yükü paylaşması gerekir" diyor.

Alirıza, Türkiye'nin yeni deniz taşımacılığı düzenlemelerine en çok karşı çıkan Rusya'nın bile bir boru hattı gereksinimini kabul etmeye başladığını söylüyor.

Bu arada Boğazlardaki trafik daha da yoğunlaşacak gibi görünüyor. Koral, "Boğaz ancak bu kadar yükü kaldırabilirdi. Daha da genişleyemez" diyor. 

(KAYNAK: Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü )
 

Editör: TE Bilişim