Türkiye'nin Su Ayak İzi Raporu

WWF Türkiye Genel Müdürü Baştak: “Su kaynaklarının kullanımı ve yönetimiyle ilgili değişim zamanı gelmiştir” “Türkiye su zengini bir ülke değildir.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, insan eliyle ortaya çıkan iklim değişikliklerinin su kaynaklarını olumsuz etkilediğini belirterek, "Su kaynaklarının kullanımı ve yönetimiyle ilgili değişim zamanı gelmiştir" dedi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın desteğiyle, WWF-Türkiye veUnileverTürkiye işbirliğiyle hazırlanan "Türkiye'nin Su Ayak İzi Raporu", Deniz Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Baştak, burada yaptığı konuşmada, "Su ayak izi" kavramının sadece 12 ülkede olduğunu belirterek, bu kavramın Türkiye gündemine getirilmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Kıt bir kaynak olan suyun akılcı kullanılması ve iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Baştak, "Su kaynaklarının kullanımı ve yönetimiyle ilgili değişim zamanı gelmiştir" dedi.

Su kaynaklarının kullanımında bireylerin yanı sıra kamu ve özel kuruluşlara, sivil toplum örgütlerine sorumluluklar düştüğünü anlatan Baştak, "Türkiye su zengini bir ülke değildir. Bu kıt kaynağın kullanım sürecine yeni bir bakış açısı getirmeliyiz" diye konuştu.

Baştak, "Türkiye'nin Su Ayak İzi Raporu'nun sonuçları, su kaynaklarının çok yönlü doğasını anlamamızı sağlayarak yaşam kaynağımızı yönetmenin yeni yollarını bulmamıza destek olacaktır" ifadesini kullandı.

Unilever'in Dünya Operasyonlarından Sorumlu Başkanı Harish Manwani de BM verilerine göre bir insanın günlük su tüketiminin 50-100 litre olması gerektiğini, ancak milyonlarca insanın sadece günde 10 litre su ile yaşamını sürdürmek zorunda kaldığını belirtti.

Su kaynaklarının doğru ve etkili kullanımının önemine değinen Manwani, "Su sorunu sadece bir ülkenin değil, tüm dünyanın ortak sorunu" ifadesini kullandı. Hem üretimde hem de tüketimde su kaynaklarının bilinçli kullanılması için toplumsal farkındalık yaratılması gerektiğini kaydeden Manwani, su gibi önemli bir konuda tüm tarafların işbirliği içinde politikalar geliştirmesinin önemine işaret etti. Su kaynaklarının, ekonomi ve kalkınmayla doğrudan ilişkili olduğunu anlatan Manwani, "Yaklaşık 1,8 milyar insan, 2025'e kadar tam bir su kıtlığı yaşayacak" dedi. Türkiye'de üretim ve tüketimin yaklaşık yüzde 80'inin ülkedeki su kaynaklarına bağımlı olduğunu belirten Manwani, tatlı su kaynaklarının sürdürülebilirliği ile ekonomi ve toplumun sağlığı arasında doğrudan bir bağ olduğunu kaydetti.

"Yılda 1,5 milyon çocuğun su ihtiyacı tasarruf edilebilir" Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Dinçer de sundukları pratik bilgilerle bireysel su tüketiminde gözle görülür bir azalma kaydettiklerini söyledi. Kampanyalarla tüketici alışkanlıklarını olumlu yönde değiştirmeye çalıştıklarını ifade eden Dinçer, "Bilinçlendirme çalışmaları sayesinde ön yıkamayı yüzde 44'ten yüzde 29'a düşürdük. Bu da iki Ömerli Barajı kadar suyun tasarruf edilmesi demek" ifadesini kullandı.

Günlük yaşamdaki küçük değişikliklerle çocuklara daha yaşanabilir bir dünya bırakılabileceğini vurgulayan Dinçer, "Ön yıkama yapmayarak yılda 1,5 milyon çocuğun su ihtiyacı tasarruf edilebilir. Tam dolumla da 700 bin çocuğun su ihtiyacı karşılanır" dedi. Dinçer, Su Ayak İzi'nin, "Tüketicinin ve üreticinin doğrudan ve dolaylı olarak su kullanımını birlikte değerlendiren bilimsel bir ölçü" olarak tanımlandığını kaydetti. Türkiye'nin Su Ayak İzi Raporu'nun, tarım, sanayi ve evsel kullanımda ülkenin ayrıntılı su haritasını ortaya koyduğunu ve herkese bu anlamda önemli görevler düştüğünü gösterdiğini belirten Dinçer, "Son zamanlarda ülkemizde yaşadığımız su sıkıntısı da olumsuz iklim değişikliğiyle karşı karşıya olduğumuzu göstermekte" diye konuştu. Dinçer, su kaynaklarının bilinçli ve doğru kullanılmaması durumunda Türkiye'deki kişi başına düşen su tüketiminin de gittikçe azalacağını sözlerine ekledi.

Raporda, Türkiye'nin toplam su ayak izinin yanı sıra doğrudan ve dolaylı su kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içerisindeki rolü de ortaya konuluyor. Projeyle, su kaynaklarının maruz kaldığı tehditlere dikkati çekmek ve su kaynaklarına bağlı mevcut ekonomik faaliyetleri sürdürülebilir kılmak da hedefleniyor. Ayrıca rapordaki bilgiler doğrultusunda doğru sulama sistemleri ve kaynak sularının doğru tüketiminde uygulanan politikalarda düzeltmeler yapılması öngörülüyor.

Editör: TE Bilişim