MHP İstanbul Milletvekili D. Ali TORLAK “İDO” yu TBMM gündemine taşıdı.

1987 yılında kurulan İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. 8 Nisan 2011 tarihinde özelleştirilerek, 16 Haziran 2011’de TASS Denizcilik ve Ulaştırma Hizmetleri Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye devredildiğini belirten MHP İstanbul Milletvekili Ali TORLAK; "Oluşan bu yeni durum sonrası yapılan açıklamalarda; özleştirilmeden önce İDO bünyesinde Taşeron firma adına, Marmara Denizi sınırları içerisinde değişik unvan’larda “Belirli Süreli İş Sözleşmesi” ile her yıl kağıt üzerinde giriş çıkış yapılarak yenilenen mukavele kapsamında yıllardan bu yana görev yapan işçilerin bir kısmının İDO bünyesinde kaldığı belirtilmektedir. Özelleştirilme sürecinden önce “Belirli Süreli İş Sözleşmesi” ile hak etmedikleri bir ücret uygulamasıyla karşı karşıya kalan işçiler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde yapmış oldukları girişimlerden hiç bir sonuç alamamışlardır." dedi.

Ayrıca, özelleştirme öncesi İDO’da görev yapan ve değişik isimlerde taşeron firma adına çalışan personellerin, ihaleyi alan yeni şirketin bünyesine aktarılacağı dile getirilmekle birlikte, bu personellerden kazanılmış hakları olan kıdem tazminatları ve geriye dönük fazla çalışma mesai ücretleri gibi ödenmemiş haklarına yönelik nasıl bir uygulama yapılacağı hususu belirsizliğini koruduğunu belirten MHP’li Ali TORLAK.  "Özelleştirme sonrası oluşan yeni yönetim ise, İDO’nun yeni fiyat politikasını belirlemiş ve bu kapsamda, “dinamik fiyatlandırma sistemi”’ne geçildiğini duyurdu" şeklimde gçrüş belirtti.

Söz konusu fiyatlandırma politikası ile kamu yararının ve eşitlik ilkesinin yok sayıldığı bir sürece girildiğini dile getiren MHP İstanbul Milletvekili D. Ali TORLAK; "Kar amaçlı ve rekabetin oldukça yoğun olduğu havayolu taşımacılığında uygulanan bu sistem ile, kamu yararının gözetilmesinin ve eşitlik prensibinin öncelikli olduğu ve özellikle rekabetin olmadığı kısa mesafeli yolculuklarda uygulanması kabul edilebilir bir durum değildir." dedi. 

Çünkü İDO’nun bu uygulaması, tatil kararını aylar öncesinden vermesi mümkün olmayan veya bilet almak için maaş bekleyen insanlarımızı mağdur ederken, özelleştirilen şirketin bir kamu kuruluşu gibi tekel niteliği kazanmasına da neden olduğunu dile getiren Ali TORLAK, konuyu TBMM gündemine taşıyarak, İçişleri Bakanı İdris Naim ŞAHİN’in yanıtlaması için şu soruları yöneltti:

1- İDO’nun 1987 yılından bu yana yıllar itibariyle, yıllık ciroları ile kar ve zarar durumu nedir?
2- İDO’nun 2010 yılsonu itibariyle; bilançosunda yer alan aktif toplamı ve kayıtlı sermayesi ne kadardır? Borcu var mıdır? Varsa miktarı nedir?
3- İDO’nun 1987 yılından bu yana yıllar itibariyle, doğrudan veya taşeron şirket aracılığı ile çalıştırılan personel sayısı ayrı ayrı nedir? Özelleştirme sonrası devredilen personel sayısı nedir? Bunların ne kadarı kadrolu personeldir?
4- İDO’nun özelleştirilmesine ilişkin çalışmalar için danışmanlık hizmeti alınmış mıdır? Alındı ise kimden hangi yöntemle alınmıştır? Danışmanlık hizmeti için ödenen ücret nedir?
5- İDO’nun satış sürecinden önce her hangi bir kurum/kuruluş veya meslek odalarından görüş alınmış mıdır? Alındı ise isimleri nedir?
6- İDO’nun özelleştirilmesi, Türkiye Denizcilik İşletmeleri tarafından bedelsiz olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesine devredilen şehir hatları işletmesi devir protokolüne uygun mudur?
7- Çalışanların mağduriyetinin önlenmesi bakımından kazanılmış hakları ve özelleştirme sonrası durumları hakkında bir tedbir alınmış mıdır?
8- İDO’nun özelleştirilmesi sonrasında devredilen araç, gereç, iskele, bina v.b. menkul ve gayrimenkuller nelerdir? Bunların kayıtlı değerleri nedir?
9- İDO’yu devralan kuruluşa hangi hak ve imtiyazlar tanınmıştır? Satış sözleşmesinde imtiyaz sınırlaması var mıdır?
10- Satış sözleşmesinde; taşıma ücretlerinin belirlenmesi hususunda kamu menfaati dikkate alınmış mıdır? İDO’yu devralan kuruluşun ücret belirleme yetkisi hangi kıstaslara göredir?
11- İDO’da uygulamaya konulan “dinamik fiyat” uygulaması vatandaşlarımız arasında büyük tepkilere neden olmaktadır. Özelleştirme öncesi sabit fiyat uygulaması söz konusuyken yeni uygulamada fiyat her an değişebiliyor. Bu durumun kamu yararı gözetilerek düzeltilmesi yönünde her hangi bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz? Düşünmüyorsanız vatandaşa yapılan bu fahiş fiyat uygulaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu uygulama vatandaşa yapılan mali bir zulüm değil midir?

Editör: TE Bilişim