Tersanelere yatırım cezası

Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği'nin (GİSBİR) Türkiye Gemi İnşa Sanayi 2008 Yılı Sektör Raporunu tetkik ederken insan hem gururlanıyor hem de üzülüyor.

Gemi inşa sanayi, desteklendiği ve geliştirildiği bütün ülkelerde önemli bir istihdam potansiyeli yaratan emek yoğun bir sektör. Bu sektör özünde, Ülke endüstrilerinde döviz girdisi sağlayan, yabancı sermayeyi davet eden, beraberinde yan sanayiyi sürükleyen ve gelişmesini sağlayan, teknoloji transferini cezbeden, ülke savunmasına hizmeti nedeniyle stratejik önem taşıyan, deniz ticaret filosunu destekleyen, yan sanayi ile birlikte 1'e 7 oranında istihdam yaratan bir ağır sanayi kolu.

Ülkemizde özel sektöre ait gemi, yat, inşa ve bakım onarımı alanında 84 tersane var. Bunlardan 44 tanesi İstanbul Tuzla'da, 9 tanesi Yalova'da, 8 tanesi Karadeniz Ereğlisinde, 8 tanesi Trabzon'da, 7 tanesi Kocaelinde. Diğerleri de çeşitli illere dağılmış durumda. 65 tersanenin de yatırımları devam ediyor.

Mevcut tersanelerin istihdama katkısı çok büyük olmakla birlikte kriz bu sektörü de önemli ölçüde etkiledi. Bendeki açıklanmış rakamlara göre Ağustos 2008'de sektördeki istihdam 33.480 iken bu rakam Kasım 2008'de 25.923'e düşmüştü. Yetkililer, Şubat sonu itibariyle bu rakamın 7.000 kişi daha düştüğünü ifade ediyorlar.

Öte yandan sektörün aldığı siparişlerde de önemli ölçüde düşüş var. Pazar giderek Çin, Kore ve Hindistana kayıyor. 2008 yılının sadece son altı ayında Hindistan tonaj bazında yüzde 37 adet bazında yüzde 26 Çin tonaj bazında yüzde 20, adet bazında yüzde 15, Güney Kore tonaj bazında yüzde 14 adet bazında yüzde 0,5 oranında siparişlerini artırmış durumda. Türkiye Tersanelerinde ise hem adet hem tonaj bazında ortalama yüzde 9 oranında bir düşüş var.

Bu düşüşte rol oynayan en önemli faktörler, 2008 yılı başlarındaki petrol fiyatlarındaki yükselmeler, gemi yan sanayinin ithale dayalı fiyatlarındaki yükselmeler, buna karşılık navlun fiyatlarındaki düşüşler. İstenmeyen kazalar, tersane kapatmaları, tüm gemi inşacı ülkelerin tersanelerine doğrudan ve/veya dolaylı devlet desteği sağlamaları.

Sektörün uzun yıllar içerisinde verilmiş emeklerle oluşturduğu birikim ve kalifiye insan gücünün ve en önemlisi tersanelerimizin dünyada yarattığı olumlu imajın kaybedebileceği bir süreçte bulunuyoruz.

Bu süreçte sektör yeterli devlet desteği alamadığı gibi, bir de vergi sorunları ile, hatta daha da ileri vergi incelemeleri ile uğraşıyor.

Geçmişte bir çok tersane ihraç edeceği gemileri yatırım indirimi teşviği ile yapmış, bitirmiş ve ihraç etmiş.

Ancak yatırım indirimi ticari veya zirai kazançlarını bilanço usulüne göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükelleflerine faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldıkları veya imal ettikleri amortismana tabi iktisadi kıymetler için tanınmıştır.

Şimdi tersanelere, "siz yatırım indiriminden yararlanarak imal ettiğiniz bu gemileri, kendi ihtiyacınız için yapmadınız, satmak için yaptınız, bu yüzden de gemiyi bitirmenize rağmen aktifleştirmediniz. zaten gemi işletmek faaliyeti konularınız arasında da yok" denilerek eleştiri getirilmekte ve incelemeye alınmaktadırlar.

Bu eleştiriler belki haklıdır. Bunun tartışmasına şimdilik girmeyeceğim. Ancak burada üzerinde durulması gereken çok farklı bir nokta var.

Bir çok tersane bu gemi yatırımlarını teşvik belgeli olarak yaptı. Teşvik belgelerinde yararlanılacak teşvik unsurları tek tek sayılır. Tersanelerin elindeki teşvik belgelerinde, yararlanabilecekleri teşvikler içerisinde yatırım indirimi de yer alıyor. Yani Hazine Müsteşarlığı tersanelere, gemiyi yatırım indiriminden yararlanarak yap diyor.

Maliye Bakanlığı Devletin bir parçası da, Hazine Müsteşarlığı Devletin bir parçası değil mi? Üstelik Hazine Müsteşarlığı birkaç gün önce, 2 Nisan'da GİSBİR'e yazdığı yazıda, tersaneciliğin özel önem taşıyan sektör olduğunu, "geminin tek başına bir yatırım olması sebebiyle belgede öngörülen yatırım indiriminden yararlanması gerek"tiğini tekrar vurguladı.

Tersaneler de ellerindeki yazılı, çizili ve imzalı Teşvik Belgesine bakarak yatırım indiriminden yararlanıyor. Sonra ne oluyor? Devletin bir tarafının "yararlan" dediği indirimden yararlanana devletin diğer tarafı "yararlandın" diye ceza yazmaya çalışıyor. Yararlanabilirsiniz diyen taraf sonra da yazı veriyor "doğru yaptınız" diye. Bunun adı "hukuk" değil.

Bu tersaneler bu gemileri Teşvik Belgelerine inanarak ve güvenerek ve yararlanabilecekleri teşvik unsurlarını da nazara alarak maliyet hesapları ile imal etmişler ve bu şekilde oluşturdukları fiyatlarla dünya pazarında yer kapmaya çalışmışlardır.

Bu hatanın düzeltilmesi gerekir. Zaten zor durumda olan tersaneciliğe yardımcı olmak, Devlet Destekleri ile de olsa ülke menfaatleri gereği büyütmek gerekir iken, bir de cezalarla darbe vurmamak gerekir. Devletin birimlerinin görüş ayrılığının faturası sektöre kesilemez.

Çıkartılacak ilk torba kanunda, otomotiv sektörüne yapılan KDV haksızlığının 5838 sayılı kanunla giderildiği (geçici madde 3) gibi, buradaki haksızlığın da giderilmesi gerekmektedir.

Tersaneleri de vuran global ekonomik kriz döneminde Devletin bu sektöre daha hassas yaklaşacağına inanıyoruz.

Editör: TE Bilişim