10 Nisan 1912’de, devasa gemi ilk ve son yolculuğu için demir aldı. 953 yolcusu ve 889 kişilik mürettebatlık geminin batmasının imkansız olduğu düşünülüyordu.

Kaptan Edward J. Smith’e ‘milyoner’ lakabı takılmıştı. Kaptanın bu şekilde adlandırılmasının nedeni geminin lüks sınıfını hınca hınç dolduran 750 zengindi. Gemide yolculuk yapabilmek için hepsi küçük bir servet ödedi. Lüks kamaralar 1700 Euro’dan, en düşük sınıf biletler ise 170 Euro’dan alıcı buldu.

İgiltere’den yola çıkan dev gemi, önce Fransa’nın Cherbourg limanından 274 birinci sınıf yolcusunu aldı. Daha sonra ise İngiltere’nin Queenstown limanından 127 3. sınıf yolcusunu da alarak Amerika’ya doğru demir aldı. Yolculuğun son günlerine yaklaşıldığında Titanic buz dağlarının bulunduğu bir bölgeden geçti. Kaptan bölgedeki diğer gemiler tarafından uyarılmıştı. Fakat 14 Nisan gece yarısına doğru devasa gemi bir aysberge çarpmaktan kurtulamadı. Batmaz sanılan Titanic, doğaya yenik düştü. 2 saat gibi kısa bir sürede Atlantik Okyanusu tarafından adeta yutuldu.

Yapılan tüm yardım çağrılarına rağmen yolcuların 1517’si gemiyle birlikte karanlık sulara gömüldü. Sayının yüksek olmasında kurtarma botlarının yetersizliği baş rol oynadı.

Kanada’nın Halifax limanına 328 cansız beden vurdu. Olaydan kurtulanların sayısı 711’de sınırlı kaldı. Gemi çalışanlarının yüzde 76’sı kurtulamazken, 710 kişilik üçüncü sınıf yolculardan ise sadece 174’ü hayatta kaldı.

Titanik faciası deniz güvenliği kurallarının yeniden yazılmasına sağladı. İlk kural ise tüm yolculara filikalarda yer bulma hakkının verilmesi oldu.

Okyanusun 3800 metre derinliğinde yatan Titanic’in enkazına ise 1985’in eylül ayında ulaşıldı.

Editör: TE Bilişim