Önceki hafta Boğaz’dan geçen Rus savaş gemileri dünyada ve Türkiye’de büyük tartışmalara konu oldu. Aslında bu tartışmalar yeni sayılmaz. Çünkü İstanbul Boğazı’na ilk Rus savaş gemisi geldiğinde de ortalık karışmıştı.

1683-1697 yılları arasında devam eden ve tarihe “Uzun Türk Savaşları” olarak geçen savaşlarda Osmanlı İmparatorluğu Rusya’nın da aralarında bulunduğu müttefikler karşısında ağır yenilgiler aldı. 1699’da Osmanlı yönetimi Rusya hariç bütün düşmanlarıyla Karlofça Antlaşması’nı yaparak savaşı sonlandırdı.

Kale gibi gemi

Bu arada Rus Çarı Büyük Petro, İsveç’e saldırmak üzere hazırlıklar yapmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu ile de antlaşma imzalamak üzere girişimlere başladı. Türkiye ile antlaşma maddelerini müzakere etmek için ise Ukraintsev’i görevlendirdi. Petro, Rus elçilerinin İstanbul’a ihtişamlı girmesi ve Türklere gövde gösterisinde bulunmak için elçilik heyetini Osmanlı payitahtına Krepost (Kale) adlı büyük bir savaş gemisiyle gönderdi. Geminin kaptanı Hollandalı Piter Fon-Pamburg, yardımcısı da Hollandalı Gendrihson idi.

Rus gemisinin İstanbul macerası Fatih Ünal tarafından incelenmiştir. Ayrıca gemi  geldiğinde İstanbul’da bulunan Montrea da hadiseyi bütün teferruatıyla anlatır.

Boğaz’dan girmemesini istedi


Ukraintsev, 1699 Haziran’ının sonlarında Azak yakınlarındaki Taganrok’da kendisini bekleyen Krepost’a bindi. Krepost’a Rus donanmasının diğer büyük savaş gemileri de eşlik ediyordu. Rus gemilerinin Osmanlı hâkimiyeti altındaki Kerç Boğazı’na gelmeleri büyük bir telaşa sebep oldu. Türk yetkililer elçinin karayoluyla İstanbul’a götürülmesini ve savaş gemilerinin Boğaz’dan içeri girmemesini istedi, ancak Ukraintsev bu istekleri kabul etmedi. Yalnızca Krepost dışındaki gemilerin geri gönderilmesini kabul etti.

28 Ağustos 1699’da Ukraintsev İstanbul’a doğru yola çıktı. Böylece Krepost, Karadeniz’e çıkan ilk Rus savaş gemisi olarak tarihe geçti. Gemi, 12 Eylül sabahı İstanbul Boğazı açıklarına yaklaştı ve akşama kadar seyir hâlinde kaldı. Akşam olduğunda Yeşilköy açıklarında demir attı. Rus elçisi birkaç gün Yeşilköy’de bekletildikten sonra Osmanlı kayıklarıyla ikamet edeceği yere götürüldü. Krepost ise elçiden birkaç gün sonra Topkapı Sarayı önlerine geldi ve burada demir attı.

Sarhoş kaptanın marifetleri!

Gemi kaptanı Pamburg içmeyi seven biriydi. Pamburg şehre geldiği ilk günlerden itibaren İstanbul’daki Fransız ve Hollandalı arkadaşlarını gemiye davet etmeye ve onlarla sabaha kadar gürültülü eğlenceler tertip etmeye başladı. Yine dostlarına gemide davet verdiği bir gün İstanbul’u birbirine kattı. Onlarla birlikte sabahın erken saatlerinden gece geç vakitlere kadar içti, eğlendi. Zil zurna sarhoş oldu. Tam gece yarısı geminin tüm silahlarını ateşledi.

10 savaş gemisiyle Karadeniz’de


Topların kurusıkı doldurulmuş olması herhangi bir zarara yol açmadı. Ancak İstanbul’da gece yarısı öyle korkunç bir gürültü meydana getirdi ki, sarayda panik yaşandı. Rus kaynakları, bizzat padişahın evinden dışarı fırladığını, saraydaki hamile kadınların gürültü ve korkudan dehşete kapılarak düşük yaptığını iddia ederler. İstanbul’daki elçilik kulislerinde, Rus donanma amiralinin Ukraintsev başkanlığındaki Rus elçilik heyetini Kerç’ten İstanbul’a uğurladıktan sonra 10 savaş gemisi ve 40 parça donanmayla Karadeniz’e çıktığı, Trabzon, Sinop, Amasra’yı tarassut altına aldığı söylentilerinin dolaştığı sıralarda böyle bir olayın yaşanması Osmanlı devlet adamlarını daha da kaygılandırdı.

Krepost’tan açılan ateşlerin Karadeniz’de dolaşan Rus donanmasına İstanbul Boğazı’na girmesi için sinyal gönderdiği yorumları yapıldı. Ertesi gün sabah erkenden tercümanı Mavrokordato, Ukraintsev’e gönderilerek bu olay protesto edildi. Baş tercüman, kaptan Pamburg’un görevinden alınmasını ve cezalandırılmak üzere elçinin konağına getirilmesini de talep etti.

İstanbul Antlaşması imzaladı


Ukraintsev kaptanın hareketlerinden kendisinin de rahatsız olduğunu ve zaten sorgulanmak üzere kaptanı konağına çağırdığını haber verdi. Mavrokordato ise böyle bir küstahlığın tekrarı durumunda kaptanın zindana atılacağı, Krepost’un da tersaneye çekileceği uyarısını yaptı. Ertesi gün kaptan Pamburg’a, Ukraintsev gereken uyarıları yaptı ve iş daha fazla büyümeden kapandı. Ukraintsev bazı tavizler vererek 1700’de İstanbul Antlaşması imzaladı.

Gemi merakı

Krepost’un gelişi İstanbul’da muazzam bir heyecan oluşturdu. Binlerce insan her gün sandallar ve kayıklarla yanaşarak Krepost’u yakından görmek istedi. Bizzat Sultan İkinci Mustafa ve veziriazam Krepost’u görmeye geldi. Padişah bu kadar büyük bir geminin İstanbul’a kadar gelebilmesinden rahatsız oldu ve bunu dile getirdi. Krepost’u yalnızca halk değil Osmanlı gemi ustaları da incelediler. Osmanlı yetkilileri Ruslara gemi yapımını öğrettikleri ve onlara kaptanlar verdikleri için bilhassa Hollandalılara çıkıştılar. Bu yüzden Hollanda’nın İstanbul’daki elçisi Kolier ikaz edildi.

Rus elçisine büyük ilgi

1641 doğumlu Ukraintsev, Rusya’nın 17. asırda yetiştirdiği önemli diplomatlardan biriydi. Daha genç yaşlarında elçilik dairesinde göreve başladı. 1665 ve 1671’de Lehistan’a elçi olarak gönderildi. 1672’de diplomatik bir görev için İsveç, Danimarka ve Hollanda’ya gitti. 1675’de
“dyak” (kâtip), 1681’de “dumnıy dyak” (duma kâtibi) derecelerini aldı. 1687’de Kırım seferine katıldı.

Büyük Petro’nun 1687’de iktidara geldiği günlerde de makamında kalmayı bildi. 1689’da elçilik dairesinin başına getirildi ve burada on yıl görev yaptı. 1699’da İstanbul’a elçi olarak gönderildi. 1700’de İstanbul Antlaşması’nı imzalayıp Moskova’ya döndüğünde Petro tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Elçilik görevini başarıyla yerine getirdiği için “Dumnıy Sovetnik” (Duma Danışmanı) unvanı kazandı
ve Proviantskiy Prikaz’ın (Taşra İdaresi) başına getirildi.

Macaristan’da öldü

Ukraintsev, ilerleyen yıllarda bazı ağır suçlamalara maruz kalsa da önemli bir diplomat olduğu için kurtuldu. 1707’de Lehistan elçisi tayin edildi. 1708’de Macar Kralı Rakoçi Ferenç ile Avusturya imparatorunu barıştırmak için Macaristan’a geçti ve 12 Eylül 1708’de burada öldü.

Petro’nun sıcak denizlere inme hayali


Rus Çarı Petro donanmaya önem vererek ve sıcak denizlere inme hayali kurarak ömrünü tamamlamıştı. Hemen hemen herkesin bildiği, Rusların sıcak denizlere inmesiyle ilgili ve izlenecek daha birçok politikayı belirleyen bir “Petro vasiyetnamesi” vardır. Ancak bu vasiyetname ona ait değildir.

Petro vasiyetnamesi


Petro vasiyetnamesi sonraki dönemlerde Alman asıllı olmasına rağmen Rusya’ya büyük hizmetlerde bulunmuş olan Başbakan Christoph von Münnich ve taraftarlarının kaleme aldığı bir protokoldür. İlber Ortaylı, Ahmed Cevdet Paşa’nın belirli bir Rus fobisi oluşturmak için bu vasiyetnameyi tarihine aldığını ve Büyük Petro vasiyetnamesi diye takdim ettiğini söyler.
Editör: TE Bilişim