Guardian gazetesi 35-40 bin Rus vatandaşının yaşadığı Kıbrıs'ta dış yatırımların üçte birinin Rus kaynaklı olduğunu, hükümetin para aklandığı iddialarını reddettiğini yazdı.
Guardian gazetesi Kıbrıs’la Rusya arasındaki ilişkileri ele aldığı bir yazıda binlerce Rus'un yaşadığı Limasol'un Rus okulları, Rus radyo istasyonları, kürk manto, kefir ve Baltika satılan dükkanlarıyla Rusya Federasyonu'nun bir parçası haline geldiğini kentin ‘Limasolgrad’ olarak anıldığını aktarıyor.

Yazıda fırtınada Limasol limanına sığınan bir Rus yük gemisinde 60 ton cephane bulunmasına rağmen Suriye'ye gitmesine izin verildiği anımsatılarak şöyle deniyor:

"2004'ten beri Avrupa Birliği üyesi olan Kıbrıs'ın bu gemiye el koyması gerekirdi. Çünkü bu açıkça Avrupa Birliği'nin Esad rejimine getirdiği ambargonun ihlaliydi. Ama Kıbrıslı yetkililer, rotasını değiştireceği konusunda muğlak bir söz aldıktan sonra gemiyi saldılar. Gemi Suriye'nin Tartus limanına demirledi ve yükünü boşalttı."


"Kıbrıs'ın Vladimir Putin'i kırmamaya çalışması anlaşılır bir durum. Zira Kremlin ekonomik krizden kurtulmaları için 2,5 milyar Euro kredi sözü verdi. Rusya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Kıbrıs'ı hararetle destekliyor ve Kıbrıs Türk devletinin karşısında yer alıyor."

'Rus mafyası çok faal'

Yazıda Ada'nın güneyindeki off-shore şirketlerde büyük miktarda Rus parasının dolaştığı belirtilerek şöyle deniyor: "Bankalardaki mevduatların dörtte biri, yabancı yatırımların da üçte biri Rus kaynaklı. Rus yatırımcılar tabela şirketleriyle yüzde 10 oranındaki düşük kurumlar vergisinden yararlanıyorlar. Bu paralar Rusya'ya vergi ödenmeden daha sonra Rusya'ya dönüyor. Kıbrıslı yetkililer, ülkelerinin para aklama cenneti olduğunu reddediyorlar ve Rusların Avusturya ve İngiltere'ye daha fazla para yatırdığını söylüyorlar."

Ama birçok uzman buna şüpheyle yaklaşıyor, Rus mafyasının Kıbrıs'ta çok faal olduğunu söylüyor. Kıbrıs Üniversitesi'nden Hubert Faustmann, 'Rusya bu yüzden Kıbrıs'ın ekonomik olarak iflas etmesini istemiyor' diyor. Kıbrıs Dışişleri Bakanı Ada'nın fiilen Rusya'nın sömürgesi haline geldiğini reddediyor. Moskova'da eğitim gören, Komünist Parti AKEL'in lideri ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas, 2008'de Rusya ziyareti sırasında kendisini 'Avrupa'nın kızıl koyunu' olarak tanımlamıştı."

Editör: TE Bilişim