OSMANLI'NIN KORKULU RÜYASI BİR TERSANELER ŞEHRİ

THY her gün Odessa’ya uçuyor. Odessa, Ukrayna’nın Karadeniz’deki önemli bir turizm kenti, denizden Karadeniz Ereğli’ye 550 km uzaklıkta.

Yılların gemi seferlerinin yerini artık havayolu ulaşımı almış; İstanbul’dan 50 dakika sürüyor. Sovyetler döneminden kalan havaalanı ‘dökülüyor’, Odessa’ya hiç yakışmıyor. Bir ‘tarım’ ve ‘liman-tersane’ ülkesi sayılan Ukrayna, ekonomik olarak kendisini hâlâ toparlayamamış. İnsanıyla, coğrafyasıyla bu güzellikte bir ülke kendini bulamamış; ‘açılım’da hâlâ zorlanıyor. Bir kesim Rusya’dan kopmak istemiyor, bir kesim de yüzünü AB’ye çevirmiş durumda. Sıkıntı büyük; aynı zamanda Putin için de...

(Odessa Havaalanı’nın yenileştirilme projesine TAV, ENKA ve Doğuş talip olmuşlar, ancak ihale seçimler nedeniyle bahar aylarına bırakılmış.)

Odessa’yı geride bırakarak karayolundan Kiev ve Kırım yönüne doğru yola koyulduk. 140 km’lik bir karayolu yolculuğundan sonra Sovyetler döneminin en stratejik Karadeniz coğrafyasına geldik; bir yarımada üzerinde kurulu 900 bin nüfuslu Nikolayev’e... 1400’lerden beri Osmanlı’nın kontrolünde olan bölge 1783’te Türklerin elinden çıkmış. Çarlık Rusya’sında Kraliçe Katerina’nın bir fermanı ile 1789’da kurulmuş kurulmuş Nikolayev... Sonra da tekneler yapılmış. Sovyetler Birliği döneminde ise en önemli ‘tersaneler kenti’ olmuş; denizaltılar dahil bütün savaş ve ticaret gemileri, Amerika’yı bile tedirgin eden 12 uçak gemisi burada inşa edilmiş. I. Dünya Savaşı’nda Almanların Osmanlı’ya verdiği ‘Yavuz’un bombaladığı yerlerden biri de burası...

Çin’e ‘fuar’ amaçlı satılan ve Boğaz’dan geçişi tartışma konusu olan ‘hayalet’ uçak gemisi için Türkiye’nin 1 milyon dolar aldığı iddiası hâlâ konuşuluyor.

Nikolayev’deki tersaneler bugün %30 kapasite ile çalışıyormuş. Bölgedeki Çernemore tersanesinde geçmişte 40 bin kişi çalışırken, bugün bu sayı 7 bine düşmüş. Ukrayna’nın tarım ürünleri buradaki limanlardan ihraç ediliyor. Rusya’nın, Ukrayna ile yaptığı anlaşmaya göre Karadeniz filosu 2017’ye kadar burada kalacak.

Geçen hafta Nikolayev’in 220. kuruluş yıldönümü etkinlikleri vardı.

Belediye Başkanı Vladimir Çayka bizi klasik müzik ve 200 bin kişinin katıldığı açık hava konserlerine götürdü. Bakü’de diplomat olarak bulunduğu için öğrendiği Azeri Türkçesiyle espriler yaptı. Limandaki bir muhripteki kokteylde, gemi komutanını eli cebinde selamladı.

Nikolayev’de yatırımları bulunan Çorlulu yağ sanayicisi Mehmet Diktaş’ı, ticari ilişkileri ve yatırımlarından ötürü sevdiklerini söyledi. “Temmuz ayında sizin Çorlu Festivalinize gidemedim, ama 30’a yakın meclis üyesini gönderdim. Oradaki ikramı yapamadıysak özür dilerim” demesi dikkat çekiciydi. İstanbul’a bayıldıklarını söyledi. Komplekssiz bir söz; “Vikinglerden başlayarak bütün ırk ve dinler burada yaşadılar ve yaşıyorlar. Kızlarımız da Ukrayna’nın en güzel kızlarıdır” diyor.

İlginç ‘esir’ öyküleri dinledik. Özeti şöyle: Esirlerin sayıları çoğalınca bir gün kadın isteriz diye tutturmuşlar. Rus Çarı’na mektup yazmışlar. Çar da, sorunu karısı Katerina’ya –bizim Katerina değil- havale etmiş. Bir isyandan korkulduğu için Saray’ın en gözde kızları ile evlendirilmiş esirler... Öykü bu, güzel bir ‘melez ırk’ doğmuş. 40 yaşından sonra niye bozulurlar; sorunun yanıtı uzmanların işi.

Kızları, ‘çöpçatanlık’ yapan internet siteleri kanalıyla Amerikan, Fransız ve İtalyan erkeklerinin gözdesi olmuş son 10 yıldan beri... Ukrayna’nın en çok da İtalyan damatları varmış. Komünist dönemin özlemini yaşayanlar, II. Dünya Savaşı’ndaki işgalden ötürü pek Almanları sevmiyorlar ama gençler öyle değil; Almanlara karşı sempatileri giderek artıyormuş.

Türkleri soracak olursanız, çok sayıda Ukraynalı gelinimiz olduğunu biliyoruz. Bizden anlatım o kadar. Zaten, bu özelliğinden ötürü kendi ifadeleriyle Nikolayev’e ‘Gelinler şehri’ diyorlar. Bu arada kızlarını ‘kaybeden’ ailelerin yabancılara karşı ‘milliyetçi’ duyguları öne çıkıp “Ne işiniz var burada” diye erkeklere çıkıştıkları gerginlik yaratmıyor değilmiş. Buna karşın herkes özgürce ama sade bir yaşam sürdürüyor; kavgasız, gürültüsüz.

Editör: TE Bilişim