Oltacılar her gün bir gırgır kadar balık avlıyor

Hafta sonunda “Bugün balık mı tutsak?” alternatifini kafanıza göre sunamayacaksınız ey ahali. Önce eğitimini, sonra belgenizi alacaksınız. Yumurtlama zamanında balıklar tutulmayacak, türler yok olup gitmeyecek. “Ben dinlemem yaparım” mı diyorsunuz? 200 lira cezayı yersiniz!

“Birader haydi benim ufaklığı da alalım, Galata’ya gidip oltamızı atalım denize” girizgâhı meşhurdur… 

İstanbul’da nefes alıp veren hemen herkesin hobisidir oltasını atıp balık tutmak. Kimi Balat’ı, kimi Galata Köprüsü’nü, kimi Sarıyer’i mesken tutar…

Fakat artık her kafasına esen oltasını sırtına atıp oğlunun elini tutup gidemeyecek balık tutmaya…

ÖNCE EĞİTİM

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, balıkçılara ve balıkçı teknelerine yönelik kuralların sil baştan belirlendiği ‘Su Ürünleri Kanun Tasarısı’nın bir kısmını tamamladı. Tasarıya göre, 18-60 yaş arasındaki kişilerin spor veya dinlenme amaçlı balık avcılıkları, Bakanlık iznine bağlanacak. Oltayla amatör balık tutmak isteyen kişiler, belge almak zorunda kalacak. Dinlenme ve spor amaçlı balıkçılık yapacak kişilere verilecek izin belgesi, belli bir süre eğitim karşılığında olacak. Temel balıkçılık eğitimini alacak kişiler, izin belgesiyle istedikleri yerde avcılık yapabilecek. Belgesi olmadan olta sallayanlara 200 lira para cezası kesilecek.

Biz de bu kanun tasarı haberleri üzerine tutuyoruz Galata’nın yolunu. “Bakalım ‘vatandaş dertli’ mi, yoksa ‘vatandaş memnun’ başlığı mı çıkacak” diye konuşuyoruz aramızda. İkisi de çıkmıyor aslında, bakalım ne diyor vatandaş…

HER GÜN DENETLEME OLSUN

Kendi kendine söylenen bir amca dikkatimizi çekiyor önce. “Dur amca kendi kendine söyleneceğine bize söylen, dinleyelim seni” diyoruz. “62 yaşındayım beni bağlamıyor ama benim şikâyetçi olduğum konu farklı” diyor: “Bu yeni bir şey değil. Bakın, ben 1996 yılında belge almıştım. Fakat bugüne kadar ne Sarıyer’de ne de Karaköy’de bir kere bile beni çevirip belgen nerede diye soran oldu. Oynayıp oynayıp duruyorlar, başka bir şey değil. Ya her şey net olsun, uygulansın ya da insanlara gereksiz işler yaptırılmasın.”

Sinirli ama dünya tatlısı amcamızın yanında ayrılıp geçiyoruz bir yana. İki arkadaş, taksici olduklarını söylüyor. Tasarıdan bahsediyoruz, garip karşılıyorlar: “Bütün gün trafikteyiz, tek zevkimiz bu. Allah aşkına buna da kimse karışmasın” diye sitem ediyorlar. Tabii artık dikkat çekmeye başlıyoruz, bizi gören konuşmak istediğini belirtiyor. “Ben de fikrimi söyleyeceğim, ben de” nidalarının arasından yine belgesi mevcut olan bir ‘abi’ yakalıyoruz. O da 2006 yılında almış belgesini. Hazırlanan taslaktan memnun; “Keşke her gün denetleme olsa. Deniz daha temiz olur, balıklar daha lezzetli olur. Sonuna kadar arkasındayım bu uygulamanın. Çok önceden bu uygulamayı kaldırdığı için partimi değiştirdim ben” diyor.

GEÇ KALINMIŞ KARAR

Oltacılar bu şekilde görüşlerini bildirirken, büyük balıkçıların, gırgır sahiplerinin de fikrini merak ediyoruz. Sarıyer’in ünlü reislerinden, Torlak Kaptan adlı balıkçı teknesinin sahibi İlyas Torlak’a ulaşıyoruz. Torlak, geç kalınmış bir karar olduğunu belirtip şöyle diyor: “Oltacı denilip geçiliyor ama küçümsenecek bir olay değil bu. Tüm İstanbul’u düşündüğümüzde bir gırgırın çıkaracağı kadar oltacılar da balık avlıyor. Bir de bilinçsizlik var tabii. Yumurtlama zamanlarında balıklar avlanıyor ve bu büyük bir zarar veriyor. Geçimini bu işten sağlayan insanların da ekmeği azalıyor.”

YASADIŞI AVCILIĞA SON

Bu tasarının başındaki isimlerden İstanbul Su Ürünleri Birliği Başkanı Erdoğan Kartal’ı da bu düzenlemenin nedenini ve daha detaylı bilgi almak amacıyla arıyoruz... Gerekli basın açıklamasını yakında yapacaklarını ifade ediyor; ancak ilk açıklama AKŞAM Pazar’a geliyor:

“Profesyonel anlamda çok ciddi çalışmalarımız var. İnsanlar 200 lira ceza olayına takıldı ama tasarı bundan ibaret değil. 200 lira çok cüzi bir rakam kaçak ticaret yapanların kazancını düşündüğümüzde. Nasıl troller kaçak avcılık yapıyorsa, bazı oltacılar da yasadışı avcılık yapıyor. Sadece iskeleden olta sallayanlar değil ki; özel teknesi olan açılıyor denize kaçak avlanıyor. Örneğin şu an 18 bin profesyonel bu işi yapan ruhsatlı balıkçı teknesi var ama 18 binden daha fazla kaçak balık tutan tekne mevcut.

Bu çok tehlikeli bir iş. Adları amatör oltacı olarak geçiyor ama akşam balığını tutup sabah satıyor bazı insanlar. Bizi ilgilendiren kısmı bu. Tarım Bakanlığı’yla birlikte bu tasarı için çok yoğun şekilde çalışıyoruz. Artık eğitimsiz olmamalı bu iş. Projelerimizi tüm birimlere göndereceğiz. Daha sağlıklı, daha düzenli, doğayı katletmeyen bir sektör olacağı inancındayız.”

*Antalya’da bakanlık yetkilileri ve kooperatif başkanları taslakla ilgili toplantılar yapmayı sürdürüyor.

Editör: TE Bilişim