Dürtme Şeytan!

Kıbrıs’ın Rum tarafı, deniz dibinde petrol ile doğalgaz aramak ve çıkartmak amacıyla harekete geçince ve epey de yol alınca, bizim Enerji Bakanlığı da Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nı (TPAO) hatırladı.

Jeton düştü.

Geç düştü diyorlar.

Düştü ya!

Başlangıçtır.

Önemli olan jetonun düşmesi. Demek ki, TPAO başarılı, taş gibi şirket. Her koşulda petrol sondajı yapabilir ve varsa petrol çıkartabilir. Yeter ki yabancı petrol şirketlerine duyduğunuz güvenin yarısını da ona gösterin.

Bakarsınız şans güler.

Kısmet açılır.

Öne geçeriz.

Kıbrıs Adası’nı çevreleyen denizin dibinde bizim TPAO, Rum tarafının anlaşma yaptığı yabancı şirketlerden önce petrolü fışkırtır.

İzliyorsunuzdur.

Geciktik diyenler var.

‘Aklımız neredeydi!’ diye dövünenler az değil.

Kıbrıs Rum kesimi, kendi “egemenlik bölgesi olarak” kabul ettiği Kıbrıs Adası’nın çevresinde “13 araştırma bölgesi” tespit etmiş. Bu bölgelerin parsellerinin sınırlarını da çizmişler. Kıbrıs’ın deniz altındaki petrol rezervlerinin 500 milyar dolar olduğu tahmin edilmekte...

***

Erken kalkan yol alır.

Yol almışlar.

Kıbrıs’ın Rum kesimi, bir yandan Irak’ı petrol için kana bulayan ABD işgalinin mimarlarından Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Bush Ailesi’nin hisse sahibi olduğu Halliburton Grubu’nun sahibi PGS Geophysical şirketi gibi uluslararası devlerle anlaşmalar yaparken bir yandan da bir İslam ülkesi olan Mısır ve diri İslam unsurları içinde barındıran Lübnan ile ortak arama imzaları atmışlar.

Ankara uyumuş!

Uyumuş mu?

Uyutulmuş mu?

Ülkeyi mi uyutmuş?

Burası da çok net değil. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin eski Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, bir büyük Amerikan Petrol Şirketi’nin kendisine New York’ta; “Magosa açıkları ile Karpaz Burnu ve İskenderun Körfezi arasında büyük petrol yatakları bulunduğunu, Rumların bu yatakları gözönünde bundurarak Mısır ile anlaşma yaptığını” anlattıklarını açıkladı.

***

Denktaş ne yapmış?

Bilgiyi mi saklamış?

Hayır.

İddia ettiğine göre; Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile Enerji Bakanı Hilmi Güler’in de bulunduğu bir toplantıda onlara bu bilgileri aktarmış. Enerji Bakanı Hilmi Güler, Serdar Denktaş’a; “Karpaz ve İskenderun arasında biz araştırma yapıyoruz” demiş. Denktaş, adaya dönünce Ankara’dan ona; “Gündemimizde böyle bir konu yok, üzerinde fazla durmayalım mesajı” göndermişler. 3 yıl önce Denktaş’a “Gündemimizde petrol araması yok...” deyip 3 yıl sonra Kıbrıs Rum Kesimi, ABD şirketlerinin yanı sıra Müslüman Mısır ile de “petrol arama ve çıkartma girişimini” hızlandırınca TPAO gibi deniz dibinde bile petrol arayabilen şirketimiz olduğu akla geliyor.

Jeton geç düşüyor.

Ve çok ilginç!

Koca Türkiye, uluslararası diplomasi sahnesinde bir avuçluk Kıbrıs Rum kesimi ile muhatap hale geliyor, getiriliyor. Atina üste çıkmış seyrediyor, Avrupa Birliği balkonda durmuş izliyor.

İnsanı şeytan dürtüyor.

Şu soru akla geliyor:

Petrolü biz önce çıkartırsak; Rumlar bizim TPAO’nun kulelerini bombalayacak. Rumlar önce çıkarırsa bizim donanma onların kulelerini roketleyecek. Rumlar AB üyesi olduğu için biz Avrupa Birliği’ni bombalamış olacağız. Yani böyle mi olacak?

Dürtme şeytan!
 
Kaynak: vVatan Gazetesi
Yayın Tarihi: 16 Şubat 2007

Editör: TE Bilişim