İMEAK DTO Mayıs Ayı olağan toplantısı bugün yapıldı.

Mayıs ayı İMEAK Deniz Ticaret Odası meclis toplantısı yapıldı İMEAK Deniz Ticaret Odası Mayıs ayı meclis toplantısı, Meclis Başkan Vekili Faruk Ürkmez başkanlığında, Deniz Ticaret Odası toplantı salonunda yapıldı. Meclis üyeleri ve sektör temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantıya katılanlar arasında Beyoğlu Kaymakamı Osman Ekşi, Eski Milletvekili ve İBB Başkan Danışmanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, İstanbul Liman Başkanı Gani Aygün de vardı.

Gündem maddelerinin dışında , toplantıda konuşulanlar kent ve deniz ulaşımı oldu. Yrd. Doç. Dr. Kpt. Barış KULEYİN ise kitabı “Uluslararası Enerji ve Ulaştırma Koridorlarındaki Stratejik Gelişmelerin Türk Deniz Ticaretine Etkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma” üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

Prof.Dr.Mustafa Ilıcalı: “İstanbul ulaşımında denizden yaralanmıyoruz, yararlanmalıyız.”

Barış Kuleyin’in sunumu sonrasında Prof..Dr..Mustafa Ilıcalı konuşma yaptı. Prof. Ilıcalı, kürsüden teşekkür ederek başladığı konuşmasını size çok önemli bir şey getirdim diye sürdürdü.” İstanbul dünya şehri ama İstanbul’da trafik anormal bir durumda. Ama üniversiteden denize bakıyorum denizden araç geçmiyor.” Diye sözlerini sürdüren Ilıcalı İstanbul’un trafik sorununun denizi kullanarak çözülmesi gerektiğini anlattı.

Abbas Kolçalar :” Devletin kulakları sağır, bağır bağır kimse duymuyor “

Mecliste söz alan İMEAK DTO Meclis Üyesi Abbas Kolçalar ise İstanbul’da trafik sorununun çözülemediğini belirterek, “Devletin kulakları sağır, bağır bağır kimse duymuyor. Böyle bir şey nasıl çözülemez diyorum. Diğer konularda da DTO meclisi olarak daha çok sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. DTO olarak birçok şeyi yapamıyoruz ya da başarılı değiliz” dedi.

 Salih Zeki Çakır; “Gemilerin tutulmasının kimseye faydası olmamaktadır".

Toplantıda söz alan Salih Zeki Çakır; “Konuşmama esas konuya geçmeden bir duyuru ile başlamak istiyorum. Malumunuz Ocak ayında Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği kuruldu. Arkadaşlar sağolsun kurucu başkan olarak bizi görevlendirdi. Çalışma yapıyoruz. Yönetimin aldığı kararla 11 Haziran’da Pendik Gren Park’ta bir sempozyum organize edeceğiz. Türk koster filosunun geçmişi, bugünü, geleceği, fırsatları ve tehditleri 12 başlık altında konuşulacak. Hepiniz davetlisiniz. Dernek bünyesinde yaptığımız bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Kriz sonrası, ağırlıklı olarak hızı düşen navlunlardan dolayı önemli sayıda armatör gemisini bağlamıştır. O zamanki rakamlar 2009’un başı itibariyle 250 civarındaydı. Sonra piyasalardaki gelişmeler üzerine birtakım gemiler, çalışmalarına tekrar o büyük şoku atlattıktan sonra başladı. Fakat süreç içinde özellikle 2007-2008 yıllarında gemi almış olan, gemi inşa yapmış olan, büyük tamir yapmış olan firmalar maalesef toparlayamadı. Bunun sonucunda birçok üyemiz mağduriyet yaşadı.” dedi.

En iyi gemi çalışan gemidir diyen Salih Zeki Çakır; “Gemilerin tutulmasının kimseye faydası olmamaktadır.. Bu tutulmalar ağırlıklı olarak bankalar olsa bile yakıt firmaları, personel ve alacaklılar tarafından yapılmaktadır. Türk limanlarından farklı faturalar çıkmakta, yabancı limanlarda ise bu faturalar çok daha farklı olmaktadır. Bu 60 gemiden alacaklı olma durumunda talep kâr olan bankaların, diğer alacaklıların toplam talebini takriben 350 milyon dolar civarında bir rakam ortaya çıkıyor. Bu ülke ekonomisi ve denizciliğimiz için ciddi bir rakam. Bu anlamda gemilerde sorun çıktığında, gemi sahipleriyle taraflar arasında bir husumet oluştuğunda uzlaşma zemini oluşamamaktadır. Hatta kavganın derinleşmesi sonucu bazen armatör gemisini tamamıyla terk etmek durumda kalmaktadır. Şu anda hem Türkiye’de hem bölge ülkelerindeki limanlarda tamamıyla sahipsiz, üstünde gemi adamı olmayan gemiler mevcut. Kartal’da , Kumkapı’da İzmit körfezi ve başka limanlarda… Bu anlamda bu durum çevre açısında da ciddi bir sorun ortaya çıkarmaktadır. Yabancı limanlarda şu bakımdan bir avantaj var. Sorunlu gemilere ilgili idare, ağırlıklı liman bünyesinde bir yediemin tayin etmekte ve gemiye belli oranda sahip çıkmakta. Sonra da satış aşamasına geçilmektedir. Ama gemi kurtarılma cihetine gidilince en azından daha iyi bir değer ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de şu anda belli bir yaş ortalamasında benim de ilgilendiğim gemilerde inanın bütün elektroniği sökülmüş ve gemilerdeki yakıt dahi maalesef alınmıştır. Yani ciddi bir ekonomik değer yok olmaktadır. Finansal boyutunun dışında üyelerimizden arkadaşlarımız, yıllardır bu çatı altında çalıştık, şöyle bir serzenişte bulunuyor; yıllardır iyi günde görüştük ama kötü günümüzde bizi kimse arayıp sormadı. Bir ortak akla ihtiyaç olmaktadır.Tarafları bir masa etrafına toplayacak.Bu anlamda herkesin kendi alanında bu soruna katkı sağlamasını rica ediyorum.” dedi.

KALKAVAN:”Biz önce yapar sonra planlarız"

İMEAK DTO Mayıs ayı Meclis Toplantısı’nda konuşmaları değerlendiren İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan ifadelerinde “İnsanlar her zaman en kolay ve en rahat ulaşımı tercih eder. İskele ve limanlarımızın çıkışında park yeri sıkıntımız var. Harem dışında park yeri olan başka bir yer yok. Maalesef deniz ulaşımında entegrasyonumuz bulunmamakta. Hamburg’ta bir kişiyle bile tekneler yanaşıyor. Denizi kullanabilmek için o önce zihniyete sahip olmamız lazım. Şehir içi deniz ulaşımı yapan firmaları çok büyük tehlike altında. Karşılarında hem devlet firması hem de özel sektör var. Rekabet mümkün değil. Firmalarımız için karamsarım. Deniz ulaşımı artacak, mecburiyetten artmak zorunda. Uzun vadeli alt yapı yatırımları gerekiyor. Hiçbir iskelemizin yanında ciddi bir otopark göremiyorum. Denizi ulaşımını mecburiyetten kullanıyoruz. Deniz ulaşımı, her zaman için kolaylık ve rahatlık sağlamadığı sürece istenilen seviyelere gelmemiz söz konusu olamaz. Biz yapbozu seven bir milletiz. Bir şeyi yaparız, bozarız. 10 yıl sonra tekrar yapıp bozarız. Zihniyet anlamında büyük problemimiz var ama biz planlamasız büyüyen bir nesil ve ülkeyiz. Önce işi yaparız plan arkadan gelir, enteresan bir şey. Hesap tutmaz, ölçü tutmaz sonra nasıl olduğunu sorgulamaya başlarız. Hatırlıyorum, önce gemi yapılır sonra plan yapılmaya başlanır, ondan sonra ebatlar tutmaz. Metro da yeni yeni başladı. Biz plansız bir ülkeyiz. Plan, işi yaptıktan sonra yapılır. İstanbul, şehir planlamacıları tarafından yapılmadı. Zor bir şehir. Marmaray ve Avrasya Tüneli’nden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Sorunun iki boyutu var; arz ve talep. Arz konusunda, tekneler, iskeleler, sertifika gibi sorunlarımız var. Diğer taraftan da deniz ulaşımına talep yaratma sorunumuz var.”’ diyerek sözlerine devam etti.

Yine Söz alan üyelerden Celal Çınar Akata’nın DTO’da armatörlerin sorunlarının yeterince gündeme gelmediği eleştirisine cevap veren Kalkavan şunları söyledi. “Burası sadece armatörlerin odası değil. Burada armatörlerimizin büyük bir çoğunluğu temsil edilmektedir. DTO’da temsil edilmeyen büyük armatörümüz yok denecek kadar az. Sayın Celal Çınar Akata, konuşmasında büyük armatörlerin DTO’da yeralmadıklarını ifade etti, buna katılmıyorum. Burada herkes çıkıp konuşacak. Her şeyi yönetimden beklememek gerekir. Herkes konuşacak burada. Deniz Ticaret Odası’nın kuruluş amacı ve görevlerine bakmanızı tavsiye ederim. Bizim ana görevimiz, üyelerimizin sorunlarını devlete iletmek ve çözüm aramak. Devletin kulakları sağır değil. Her şeyi gayet iyi biliyorlar. Ama yapabildikleri var, yapamadıkları var’’ dedi.

Editör: TE Bilişim