Mandalya Körfezi'ne yeni tehdit

Muğla ve Aydın sınırları içinde 160 balık çiftliği, 25 bin yatak kapasiteli turistik tesis ve 45 bine yakın ikinci konutun bulunduğu Mandalya Körfezi'ndeki tehlikelere dikkat çekmek isteyen çevreciler harekete geçti. Doğa Savaşçıları Çevre Örgütü Sözcüsü Zafer Murat Çetinbaş, İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Türkşen Başer Kafaoğlu, Muğla Kültür Balıkçıları ve Su Ürünleri Yetiştiricileri Birlik Derneği Başkanı İhsan Bozan ve çevreciler, Milas'ın Güllük Beldesi'nden denize açılarak körfezde kıyı ve adalara kurulan balık çiftlikleri ile kıyıdan 1 mil açıkta kurulan Kılıç Deniz Ürünleri A.Ş.'nin offshore kültür balıkçılığı tesislerinde incelemelerde bulundu. Bozan'dan kıyılara ve adalara kurulan balık çiftliklerinin offshore balıkçılığa yönlendirilmesi konusunda bilgi alan çevreciler, en büyük tedirginliklerinin balık çiftliklerinin aniden kaldırılmasının ardından, Güllük ve Didim arasında kalan körfezin kuzey sahillerinin turizm amaçlı imara açılması için yapılan hazırlıklar olduğunu belirtti.

TURİZM AMAÇLI RANT

Yaklaşık 45 kilometrelik sahil şeridinde yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından 300 bin dönüme yakın arazi satın alındığını ve milyarlarca dolarlık turizm tesisleri kurulması için hükümet tarafından altyapı oluşturulduğunu belirten Çetinbaş şunları söyledi:

“Balık çiftliklerinin avukatı değilim. Ancak bir yanlışlığı düzeltelim derken başka bir yanlışlığın yapılmasına, sahilleri ve adaları balık çiftliklerinden arındırılan körfezin kıyılarına, hiçbir altyapı tedbiri alınmadan binlerce yataklık turistik tesis ve ikinci konut yapılmasına izin vermeyeceğiz. Devletin denizcilikle ilgili kurumları biraraya gelerek ivedi olarak koordinasyon sağlayıp çiftliklere yer göstermeli ve taşınmaları için yeterli zamanı vermeli. Aksi halde kültür balıkçılığındaki kapasitemizi komşumuz Yunanistan'ın Sakız Adası'ndaki üreticilere kaptırmamız an meselesi. Hükümet bir yandan çiftlikleri kaldırırken, diğer yandan yasalarda uygun değişiklikleri yaparak turizm amaçlı rant sağlamanın hazırlıklarını yapıyor.”

ÜLKENİN GELECEĞİNE ZARAR VERİLİYOR

İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Türkşen Başer Kafaoğlu da, hükümetlerin siyasi çıkar ve yandaşlarına rant sağlamak amacıyla, yıllardır yasal düzenlemelerle ülkenin geleceğine zarar vermeye çekinmediklerini söyledi. Bu hükümetin de rantı yasal zemine oturtmanın gayreti içinde olduğunu öne süren Kafaoğlu, “Ekolojik denge ve ekonomik denge araştırmaları yapılmadan körfezde denizde, adalarda ve karada tesislere inşaat izni verilmeye başlandı. Yöre insanının görüşü alınmadan ve geleceği düşünülmeden, günübirlik kararlar alınarak körfez bitme noktasına getirildi. Balık çiftlikleri kaldırılarak zararın bir bölümü hafifletilmeye çalışılırken, bir yandan da körfezde yeni imar ve inşaat izinleri veriliyor, maden ocakları açılıyor, felakete davetiye çıkarılıyor” dedi.

‘KALDIRTACAKTINIZ, NEDEN KURDURDUNUZ’

Muğla Kültür Balıkçıları ve Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği Derneği Başkanı İhsan Bozan ise, bilimsel kuruluşların, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile ilgili kuruluşların görüşleri dikkate alınmadan yayınlanan tebliğin, teknik ve fiziksel açıdan uygulanamaz nitelikte olduğunu, ayrıca mevcut yatırımcıların ekonomik ve hukuki haklarının göz ardı edildiğini kaydetti. Bozan söşye konuştu:

“Sözkonusu tebliğle, 1 milyar dolarlık sabit yatırım ve bu çiftliklerdeki 650 milyon dolarlık canlı balık riske atıldığı gibi, çiftliklerin kapatılması ve faaliyetine son verilmesi ile 20 bine yakın işçinin büyük bir bölümü işsiz kalacak. Maliye Bakanlığı ile kira kontratı yapılıp izinler alınarak, 14 bakanlık ve kurumun yasal izniyle kurulan bu işletmelerin, yasal olmayan bir niteliğe büründürülerek kaldırılması isteniyor. İki yılda kurulan çiftlikler iki ayda nasıl kaldırılır? Madem iki yıl içinde tesisleri kaldırtacaktınız neden kurdurdunuz? Bu balıkçıya işini bırak, yatırımını çöpe at demek.”

13 Mayıs'a kadaR taşınması istenen tesislerin, 650 milyon dolarlık canlı balık varlığı nedeniyle hemen naklinin mümkün olmadığını da kaydeden Bozan, verilen sürenin en az iki yıl olması gerektiğini, bu nedenle Danıştay'a başvurduklarını söyledi.

Alıntı : Hürriyet

 
Editör: TE Bilişim