İspanya'da incelemeler yapan İZSİAD heyetinin görüştüğü Port de Barselona Limanı Ticari Yöneticisi Vidal, limanda 500 şirketin olduğunu, 32 bin kişinin çalıştığını ve 2011'de kuruvaziyer ile 2.5 milyon turistin geldiğini söyledi.

İzmir ile Barselona'nın birbirine çok benzeyen iki şehir olduğunu ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Baran, dernek üyelerinin dış ticaret ve uluslararası ilişkilerini geliştirmek amacı ile Barselona'ya, iş ve inceleme gezisi düzenlediklerini kaydetti.

Derneğin geçtiğimiz yıllarda başlattığı "AVRO Akdeniz Projesi"nin dördüncüsü olan, "İzmir-Barselona Sosyo-Ekonomik İşbirliği" çalışma ziyareti kapsamında İzmirli işadamları, önce Port de Barselona Limanı'nı ziyaret etti. Burada Liman Ticari Yöneticisi Rosa Puig Vidal ve Satış Müdürü Carles Mayol tarafından karşılanan heyete liman hakkında birifing verildi.

Onur Konuğu Türkiye

Limanın, AB üyesi ülkelere tren yolu ile entegre olmasının büyük bir avantaj kazandırdığını anlatan Rosa Puig Vidal, Barselona'nın tüketim ağının geniş olmakla beraber sanayileşmesini de tamamladığını aktardı. Limanda 500 şirket bulunduğunu, bu şirketler bünyesinde ise 32 bin kişinin çalıştığını anlatan Vidal, "İspanya'nın en büyük cirosu olan limanı bizimki. Beş kilometrelik bir alanda yıllık 50 milyar euro tutarında para dönüyor. Bunun iki milyar eurosu kar olarak kalıyor. Sadece 2011'de 2.5 milyon turist kurivaziyer turizmi ile şehre geldi. Özel sektör de 2014'e kadar 4 milyon euro tutarında yatırım yapacak. Türkiye pazar payı itibariyle ikinci sırada yer alıyor" dedi.

Türkiye-İspanya arasındaki ticari hacmin 2011'de 100 bin kontyner taşımacılığına ulaştığını aktaran Satış Müdürü Carles Mayol ise, bunun 2010'a göre yüzde 27'lik bir artış olduğunu kaydetti. Mayol, Haziran ayında düzenlenecek fuara Türkiye'nin onur konuğu ülke olarak davet edildiğini belirtti.

"Marka Oldu"

Daha sonra Barselona Belediyesi Kalkınma Ajansı ACTIVA'ya geçen heyet, burada Barselona Belediyesi Kalkınma Ajansı ACTIVA Uluslararası Ekonomik İlişkiler Direktörü Mario RubertBarselona Şehir Meclisi Ekonomi Danışmanı Ariana Fernandez ve ACTIVA Kurumsal İşbirliği Uzmanı Marc Sans'dan 2 saatlik bir sunum dinledi. Mario Rubert, "THY'nin Barselona takımına sponsor olmasıyla birlikte ikili ilişkiler sürekli büyüyor. Barcelona, Türkiye'de marka haline geldi. Bunu iyi kullanmamız gerekiyor" dedi. Barselona Şehir Meclisi Ekonomi Danışmanı Ariana Fernandez şehrin gelişim projesi, Marc Sans ise, kentin iş gücü hakkında bilgi verdi. Sans, "2.6 milyonu kruvaziyer gemileriyle olmak üzere kentimize yıllık toplam 18 milyon turist geliyor. Kruvaziyer yolculuğunda dünyada 4. konumdayız. ACTIVA'nın belediyeye bağlı özel bir yapısı var. 42 milyon euroluk bütçesi ile parayı da iş gücü kalitesini arttırma adına kullanıyor. Bunun yanında yeni şirketlerin kurulmasına ve KOBİ'lerin büyemesine destek oluyoruz. Ayrıca işsiz kişilere profesyonel olarak yönlendirme ve kabiliyetlerini artırma yoluyla iş bulabilmeleri için özel eğitim veriyoruz" diye konuştu. Buradan Barselona'nın Türkiye Başkonsolosluğu'na geçen heyet, Başkonsolos Haldun Koç tarafından ağırlandı. Koç, "Ülkemizdeki istikrar ve hızlı büyüme, bizim burada konumumuzu güçlendiriyor. Bu sebeple sizlerin isteklerini daha hızlı kabul ettirebiliyoruz. Ayrıca Barselona tarihi eserlerini koruduğu gibi kısa sürede gelişmesini tamamlamış bir şehir. Darısı İzmir'in başına. İzmir bunu hak ediyor" dedi.

Ateşelikte 23 Nisan kutlaması

Türkiye'nin, Barselona'daki Ekonomi Bakanlığı'na bağlı Ticari Ateşeliği'ni de ziyaret eden İZSİAD heyeti, burada Ateşe Bekir Aslaner tarafından karşılandı. Ateşe ve Başkonsolosluk personeline beklemedikleri bir sürpriz yapan İzmir Özel Ata Koleji Genel Koordinatör Turhan Gökhan Çelenk ve beraberindeki 9 çocuk, e-tiving projesi kapsamında İspanya'nın Belanesse 'de, 25 Nisan tarihinde düzenlenecek olan tiyatro festivaline katılmak üzere Barselona'ya geldi. Çocuklar, festival öncesi ateşeliği ziyaret ederek burada "Excalbur" oyununu sergiledi.

"Yaşanabilir bir şehir planladık"

Barselona Şehir Meclisi Ekonomi Danışmanı Ariana Fernande, 1859'da şehrin gelişim projesi hazırlandığını, teksil ve sanayi şirketlerinin 100 sene için 22. bölge olarak tabir edilen yerden alınarak 1960'dan sonra şehir dışına çıkarıldığını anlattı.

Fernandez, "1986'da belediye meclisi şehri ve denizi birleştirme kararı aldı. 1992'de düzenlenen olimpiyat oyunlarını çok iyi kullandık, kente hem plajlar hem de marina yapıldı. 200 hektarlık sanayi tesisi dolu bir yerin daha aktif nasıl kullanılacağını kamuoyunda tartışmaya açtık ve bilgi ekonomisi için kullanılmasına karar verdik. Bunun için de her şeyi içinde barından, kompak bir şehir yapmayı düşündük. Yeşil alanlar, yaşlı ve genç insanlar için evler, tramvay, kültürel etkinlik ve sanayinin önemli olduğu için eski binaların tamamını yıkmak yerine belirli oranda canlı tutmayı ve buraları halkın yaşam alanları yapmaya çalıştık. Bu alanların yenilenme aşamasında 3 milyon 200 bin metrekare yeşil alan, 800 bin metrekarede yaşam alanı planladık. Projenin hayata geçmesi için 20 yıllık bir plan yapıldı. Şu ana kadar 11 yıl geçti. Alanların yüzde 70'i yeniden düzenlemek için hazırlandı. Bu yıl 139 yeni plan onaylandı. 4500 yeni şirket bu alanda yerleşerek çalışmaya başladı. Yaşam alanlarının yeniden düzenlenmesi de yüzde 40 tamamlandı. Ayrıca 10 üniversitemiz var, bu üniversitelerde 25 bin öğrenci eğitim görüyor" dedi.

Editör: TE Bilişim