Bir avuç Karadenizli!

Bu sözü Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Boğaziçi Üniversitesi mezunu Metin Kalkavan yakınarak söyledi.

Acaba algılanan, üstüne alınan, canı sıkılan, "koskoca Türk denizciliğinde neden bir avuç Karadenizli" diye tasalanan oldu mu!

Parmağımı basarım ki hayır. Hayır çünkü kromozomlarda deniz ticareti sıfır. Açın kocaman gazetelerimizi, çarşaf çarşaf en lüks otomobillerin üstünde caka satan birileri, derken uçaklarla ilgili özel sayfalar. Deniz yok, denizler yok, denizlerdeki ticaret yok.

Türkiye, turistik yolcu gemiciliğinde de yok! Gemisi yok, turistik yolcu gemiciliği alanında dünya devi olmuş armatörlük firmaları yok. Eğer limanlarımıza sefer yapmasalar Ege'deki Yunan adalarına gidecek bir tek Ankara feribotu var! Onu da gümrükçüler bir güzel basmakla kalmadılar, tarihe geçtiler!

50'li yılların İtalyan yolcu gemiciliği firması Adriatica Line o yıllarda çok mu büyüktü! Bilenler 50-60'lı yıllardaki Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun, Sus, Marakaz, Etrüsk ve benzer gemileri hatırlarlar. Yunanlıların Sun Lines'ı, Royal Olypmic Lines'ı çok mu büyüktü!

Adriatica Lines'ın San Giorgio, San Marco, Ausonia gemilerini benim kuşağım bacasında Venedik'in kanatlı aslan figürüyle çok daha iyi anımsarlar.

II. Dünya Harbi'nden sonra Adriatica Line 9.314 grt'lik 472 yolcu kapasiteli MS Esperia'yı sipariş etmişti. Bu gemi 1949'da seferlerine başladı ve 33 sene çalıştı. 1951-1952'de MS Enotria ve Messapia isimli, fakat 5.200 grt'lik klasik tip yolcu gemileri inşa edildi. Bu üç gemi de İtalya, Yunanistan, Kıbrıs, İsrail, Suriye ve Türkiye'de İzmir, İstanbul uğrakları yapardı.

Adriatica özellikle Ege hattında gördüğü büyük yolcu talebi karşısında yine turistik yolcu gemiciliği temelinden hareket ederek 1956'da Trieste'deki Cant. Riuniti dell'Adriatico'de 4.755 grt'lik San Marco ve San Giorgio yolcu gemilerini inşa ettirdi. Bu iki gemide İtalyan yolcu gemiciliğinde Denny-Brown yalpa önleyici sistem bulunuyordu.

San Marco ve San Giorgio İtalya'da Genova veya Trieste, Yunanistan'da Pire ve diğer Yunan Ege adaları ve Türkiye'de İzmir, İstanbul, İskenderun, Mersin hattında 9 liman uğraklı olmak üzere çok bereketli turistik programları yıllarca sürdürdüler. Bu gemilerde 92 birinci sınıf, 45 ikinci sınıf ve 66 turist sınıfı kamara vardı ve gemi tamamiyle soğuk hava donanımlıydı. Aslında hap kadar gemilerdi.

2 kız kardeş gemiye yeni yaşam

San Giorgio 20 yıl bu hatlarda çalıştıktan sonra Pire'den Andreas ve George Kyrtatas ortaklığına satıldı ve bütünüyle turistik yolcu gemisi olarak çalışmak üzere yenilendiği gibi adı City of Andros oldu. Ardından San Marco'yu alan aynı şirket adını City of Mykonos olarak değiştirdi ve Venedik-Pire hattına koydu. City of Mykonos satıldıktan sonra 1991'de Eleusis Körfezi'nde patlak veren fırtınada bağlı olduğu yerden sürüklenerek battı.

İlk adı San Giorgio olan City of Andros 1984'te Ocean Cruise Lines'e satıldı. Gemi tamamiyle yenilendi ve Ocean Islander adını aldı. Gemi yaz aylarında Dalmaçya-Venedik hattında, kışın ise Karayipler ile Barbados adalarında turistik gemi olarak çalıştı.

Ocean Cruise Lines 1990'da İsviçre-Afrika ortaklı Accor SA ve Chargeurs SA şirketlerine satıldı. İsviçreli şirket Afrikan Safari Club'ın sahibiydi ve gemiye Royal Star adı verildi. Bu yaşamında San Giorgio Mombosa ile Hint Okyanusu'nda Paradise Islands denilen Cennet Adaları arasında turistik seferler yaptı.

1990-2005 yılları arasında çok ciddi yenilemelerden geçerek yolcu kapasitesini artırdı. Bu klasik yolcu gemisi 2006'da denizlerdeki 50'nci yılını kutladı.

2007'de ise şirketin maruz kaldığı parasal sorunlar yanında Solas 2007 ve 2008 kuralları denizlerde sefer yapmasını iyice zorlaştırdı. 1 Haziran 2009'da bir açık artırma ile PV Ocean Mist Cruises'e satıldı. Bu kez PV Ocean Mist adını almıştı.

2010 Nisan ayındaki kayıtlara baktığımızda bir zamanların San Giorgio'su 55 yaşındaydı ve elan Mombasa, Zanzibar Tanzania hattında turist taşıyordu.

Şimdi duralım ve Türk deniz ticaretinde 1950-60'lı yıllardaki yolcu gemiciliğine ve onun gücüne bakalım. Ardından Haliç Tersanesi'nde tamamiyle turistik yolcu gemisi olarak yenilenen İzmir gemisini yakanların bu geminin batmasına neden olduklarını da hatırlayarak dünya turistik yolcu gemiciliğinden kayboluşu düşünelim. Bunu ‘bir avuç Karadenizli' zaten senelerdir düşünür durur da başkaları havalara bakmaktan başlarını indiremediklerinden denizlerdeki zenginliklerden nasiplenemezler.

Editör: TE Bilişim