Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Canan Saraç, Beyrut Ciye santralindeki depolama tanklarının bombalanmasının ardından denize karışan petrolün, Akdeniz’deki canlı yaşamının geri dönülmez şekilde tahrip olduğunu belirtti. Saraç, İsrail tarafından bombalanan Beyrut’un Ciye santralinden denize karışan petrolün yarattığı etkiyi değerlendirdi. Santralden sızan petrolün bir kısmının deniz yüzeyinde kaldığını, bir kısmının ise denizin dibine çöktüğünü söyleyen Saraç, “Deniz yaşamı mahvoldu, bunu düzeltmek mümkün değil” dedi.

ÇEVRE ÜLKELERDE KANSERE YOL AÇABİLİR

Denizlerin hemen temizlenmesi halinde 6-12 ay içinde sonuç alınabileceğini, uzun süreli etkilerin ise ancak 10 yıl içinde görüleceğini söyleyen Saraç, buna karşın bu tahminlerin daha küçük ölçekte felaketleri göz önünde bulundurarak hazırlandığını söyledi. Deniz yüzeyine dağılan petrolün, buharlaşması sonucu çevre ülkelerde kanser vakalarına rastlanabileceğine dikkat çeken Saraç, denizde nadir görülen türlerin de petrole bulaştığını, gelecek yıl bu türlere rastlanamayabileceğini açıkladı.

Çevrenin ikinci planda olduğunu, öncelikle “ateşkes”in gerçekleşmesi gerektiğini vurgulayan Saraç, “Greenpeace çağrısı bir an önce ateşkesin sağlanması ve temizleme çalışmalarına başlanması” dedi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması durumunda bu tür felaketlerin yaşanmayacağını dile getiren Saraç, özellikle Lübnan halkının denizin kirliliğinden etkileneceğinin altını çizdi.

Akdeniz’in yaşanan bu felaketin yanı sıra, küresel ısınmanın yarattığı tehditle de karşı karşıya olduğuna işaret eden Saraç, İspanya’da deniz analarının görülmesinin nedeninin küresel ısınma olabileceğini söyledi.

DenizHaber.Com

Editör: TE Bilişim