Kamu Eliyle Değil, Özel Girişimle AR-Ge

 Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ''Bugün Ar-Ge harcamalarının dağılımına baktığımızda yüzde 70'i kamu, yüzde 30'u özel girişimciler marifetiyle kullanılıyor. Biz bunu tersine çevireceğiz. Asıl olan kamu eliyle değil, özel sektör eliyle yapılan Ar-Ge çalışmalarıdır '' dedi.

 Yıldırım, Sinerjitürk etkinliğinin kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, bilgi ve iletişim teknolojilerinin büyük bir hızla geliştiğini, özellikle son 15 yılda kaydedilen gelişmelerin bunu açıkça gösterdiğini kaydetti.

 Yıldırım, 2002'de 18 milyon cep telefonu abonesinden bugün 62 milyon aboneye ulaşıldığını ifade ederek, ''Bu demektir ki bu senenin sonunda nüfusumuzdan fazla cep telefonu abonesi olacak'' dedi.

 Sektörün daha da önemli gelişmelere açık olduğunu vurgulayan Yıldırım, bilgi ve iletişim sektöründe cironun 22 milyar dolara yükseldiğini, bunun 6 milyar dolarının bilişimin, gerisinin ise telekomünikasyon sektörünün payı olduğunu dile getirdi.

 Bilişim sektörünün payının süratle arttığını, gelirlere bakıldığında da mobil iletişimde artış, sabitte düşüş olduğunu belirten Yıldırım, rakamların artık mobil iletişime doğru kayışı ortaya koyduğunu ifade etti.

 Konuşma alanındaki rakamlara değinen Yıldırım, 2005 yılında toplam konuşma trafiğinin 35,5 milyar dakika iken 48,5 milyar dakikaya çıktığını, bunun Türk insanının ''konuştuğunu gösterdiğini'' dile getiren Yıldırım, telekomünikasyon sektöründeki işletmelerin sayısının da yükseldiğini söyledi.

 Yıldırım, Ar-Ge rakamlarının daha da önem taşıdığını, iktidarları döneminde Ar-Ge'ye ilk defa genel bütçeden para ayırdıklarını belirtti.

 Ar-Ge'ye 2006'da GSMH'nın yüzde 0.8'i düzeyinde para ayrıldığını, Türkiye'nin 2013 yılına kadar bilgi toplumuna dönüştürülme hedefi bulunduğunu anlatan Yıldırım, bu hedefe paralel olarak da Ar-Ge harcamalarının GSMH'daki payının yüzde 2'ye çıkarılmasının öngörüldüğünü belirtti. Yıldırım, şöyle devam etti: ''Bunu gerçekleştirirken bir noktaya dikkat ediyoruz. Bugün Ar-Ge harcamalarının dağılımına baktığımızda yüzde 70'i kamu, yüzde 30'u özel girişimciler marifetiyle kullanılıyor. Biz bunu tersine çevireceğiz. O zaman Ar-Ge'nin gerçek manasını bulduğunu söyleyebiliriz. Asıl olan kamu eliyle değil, özel sektör eliyle yapılan Ar-Ge çalışmalarıdır. Böylece sektöre gelişmeye çok daha ciddi anlamlı katkıları başarmış olacağız. Bunun için bir takım düzenlemeler gerekiyor. Ar-Ge'yi teşvik için birkaç çalışma var ama bunların en gözle görüleni ve üzerinde durulması gereken, şu anda Meclis gündeminde bulunan Ar-Ge faaliyetlerinin teşvik edilmesine dair kanun tasarısıdır. Esas itibariyle bu tasarıda iki türlü destek var. Kurumsal ve bireysel destek var. Kurumsal olarak belirli bir sayıda şirket içinde Ar-Ge birimi oluşturan işletmeler bu destekten çeşitli yükümlülüklerinden muaf olmak suretiyle, vergi de dahil buna, yararlanacaklar. Bir de bireysel destek var. Belirli bir kariyere sahip olan bireysel girişimcilere de bir destek öngörülüyor. Böylece kurumsal ve bireysel olarak Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi ve Türkiye'nin bilgi iletişim sektöründe katma değer oluşturan bir altyapının sağlanması hedefleniyor.''

 Binali Yıldırım, Türkiye'nin sadece teknolojinin nimetlerinin kullanıcısı olmasını istemediklerini, bunun için bilginin üretilmesi ve kullanılması gerektiğini kaydetti. ''Sadece bilgiyi kullanırsak, üretemezsek, sahip olamazsak bu işin sahiplerinin peşinde koşmaya devam ederiz'' diyen Yıldırım, teknolojik imkanların gelişmesiyle bilgi paylaşımının önündeki fiziki engellerin de kalktığını ifade etti.

 Bilgi ve iletişim altyapısını en iyi şekilde yapmak ve araştırmacıların katma değer oluşturacak Türkiye'ye marka kazandıracak beyinlerin ihtiyacını görecek altyapıyı kamunun yapması gerektiğini anlatan Yıldırım, bu amacı gerçekleştirmek için ülkenin her yerini ''bilgi otoyolları'' ile örmek istediklerini dile getirdi.

 Araştırmacıların ülke için katma değer yaratacak çalışmalar beklediklerini belirten Yıldırım, bunun bazı ürünlerle örneklerinin gösterildiğini belirtti. Yıldırım, şunları kaydetti: ''Bu parçaları, enerjileri bir araya getirerek büyük enerji ortaya çıkacak bu da ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine taşıyacak önemli bir güç olacak. Bugün geçmişten daha fazla sinerjiye ihtiyacımız var. Zamanı etkin kullanma imkanımız var. Bu yüzden beyin göçünde ülkemizin başlangıçta çok ciddi bir kaybı olduğunu biliyoruz. Bunu artık tersine döndürmenin zamanı geldi, geçiyor. Bundan böyle birikimimizi, enerjimizi ülkemizin gelişmesi ve kalkınması için seferber etmeye, kullanmaya mecburuz.''

 Yıldırım, ülkenin gelişmesi ve refahının artırılması için altyapıya yönelik pek çok çalışma yaptıklarını, birkaç yıla kadar su ve yolu olmayan köylere bugün genişbant internetin (ADSL) ulaştırıldığını ifade etti. Seçim çalışmaları sırasında bir köyü ziyaretinde vatandaşların ADSL isteklerini dile getirdiklerini kaydeden Yıldırım, ''Beklenti yükseldi. Şimdi ADSL istiyor. ADSL'den sonra 3. nesil telefon isteyecek. Telefonu çekerse tabii... Önce telefonları çektireceğiz. Sonra 3. nesili de getireceğiz, 4. nesili de getireceğiz. Vatandaşın ihtiyaçlarını göreceğiz'' dedi.

 Araştırmacılar katma değeri olan ürünler üretmelerini isteyen Yıldırım, ''Biz yabancılardan çok daha iyisini yaparız. Niye ille yabancı bizimkinden daha iyidir saplantısından kurtulamıyoruz? Daha iyisini, daha estetik, daha fonksiyonel olanını da yaparız. Hiç değilse 3-5 insanımıza bir şey gider, paralarımız burada kalır'' diye konuştu.

Kaynak: ubak.gov.tr

Editör: TE Bilişim