EÜ Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi Göncüoğlu'nun başlattığı "Egeli Kadın Balıkçılar" projesi konu için bir umut ışığı yaktı

Yeni malzeme desteği, teknelerin onarım ve modernizasyonu, düşük faizli kredi ve sosyal güvenceyi hedefleyen projeye ilk destek Ayşegül Dinçkök'ten geldi

Deneyimli dalgıç Ayşegül Dinçkök Endonezya'nın Sulawesi adasında 20 metre derinlikte çektiği fotoğrafla açtığı serginin gelirini projeye bağışlayacağını açıkladı

Denizle çevrili Ege'de, kadın balıkçıların durumunun "perişan" olduğu ortaya çıktı. Yılda 200 günü açık denizde geçiren kadın balıkçıların sosyal güvencesinin olmadığı belirlendi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi "kadın balıkçılar" için destek projesi başlattı. İlk destek Ayşegül Dinçkök'ten geldi. Dinçkök, Endonezya'da mavi sularda çektiği fotoğraflardan oluşan "Derin Tutku" isimli sergisinin gelirini, Ege'nin kadın balıkçılarının hayatını değiştirecek projeye bağışladı. Dinçkök, sergiyi talep olması halinde İzmir'e de taşıyabileceklerini belirterek "Ege'den davet olursa, büyük bir sevinçle geliriz" dedi.

Türkiye, balıkçılık sektöründe "açılımlar" gerçekleştirip 2023 için 3 milyar dolarlık ihracat hedefi koydu. Ancak Türkiye'de sayıları 50 bin bulan geleneksel yöntemle balık avlayanların kaçının "kadın" olduğu sorusunun yanıtı, bu yönde herhangi bir çalışma yapılmadığı için yok. Oysa komşumuz Yunanistan'da her 100 balıkçıdan 7'si kadın. Akua kültürde yüzde 30 ile İrlanda, su ürünleri işleme söktöründe ise yüzde 75'lik oranla Danimarka önde geliyor. Avrupa Birliği'nde 421 bin balıkçının tam 111 bini kadın olarak sektörde "güvenle" çalışıyor.

Yüzde 13'ü Güvenceli

Soruya yanıt bulmak için Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Vahdet Ünal danışmanlığında yüksek lisans öğrencisi Huriye Göncüoğlu "tez" çalışması gerçekleştirdi. "Güney Ege'deki kadın balıkçıların sosyo-demografik özellikleri, örgütlenme eğilimleri ve sorunları" konulu çalışma, bilinmeyen gerçeği ortaya çıkardı. Güney Ege'de 3 bin 911 lisanslı balıkçıdan 163 tanesinin kadın balıkçı olduğu belirlendi.

Ortalama yaşı 44 olan kadınların, uzatma ağları ve paragatlarla geleneksel yöntemleri kullanarak küçük ölçekli balıkçılık yaptıkları saptandı. Yılda 200 günü denizde geçiren kadınların yalnız yüzde 13'nün sosyal güvencesi olduğu belirlendi. Kadınların yarıya yakını (% 46) mesleğin en olumsuz yanı olarak "çalışma koşulunu", en büyük sorun olarak da "denizde balık kalmayışını" gösterdi. Her biri aşırı ve yasadışı avcılıktan dert yandı. Kadınların yüzde 90'ı tüm gelirini balıkçılıktan sağladığı halde yüzde 92'si mesleğin geleceği hakkında olumsuz görüş bildirdi.
Tez çalışması, 2010 yılında uluslararası bir dergide yayınlandı ve bilimsel makale olarak kabul gördü. Doç.Dr. Vahdet Ünal danışmanlığında Huriye Göncüoğlu, projeyi bir ileri aşamaya taşıdı. Sualtı Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Kızılkaya'nın bilimsel danışmanlığında "Egeli Kadın Balıkçılar" projesi başlatıldı. Projede,

kadınlara yeni takım ve malzeme desteği, teknelerinin bakım, onarım ve modernizasyonu, tarım sektöründe olduğu gibi düşük faizli banka kredilerinin kendilerine de tanınması, sosyal güvenceye sahip olmaları hedeflendi. Egeli kadın balıkçılar için ilk destek ise Akkök Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Dinçkök'ün eşi Ayşegül Dinçkök'ten geldi. Öğrencilik yıllarından itibaren Türkiye'nin yetiştirdiği önemli yüzücüler arasında yer alan, 10 yıl boyunca Türk Milli Takımı için havuzlarda rekorlara imza atan, kendisine ait 100 metre kurbağalama Türkiye rekoru uzun yıllar kırılamayan Dinçkök, 2010'da deneyimli dalgıç brövesi alarak su altı dünyasıyla tanıştı. Mavi derinliğe "tutkuyla" sevdalanan Dinçkök, Ocak ayında Endonezya'nın Sulawesi adasında 20 metre derinlikte 2 bin kare fotoğraf çekti. Sualtının güzelliğini deklanşörüyle ölümsüzleştirdi.

Dinçkök, çektiği resimleri dünyaca ünlü çikolata markası Godiva sponsorluğunda 17 Nisan'da Tophane-i Amire'deki Tek Kubbe Binası'nda "Derin Tutku" adıyla paylaştı. GQ Dergisi tarafından dünyanın en iyi 5 fotoğrafçısından biri olarak gösterilen Thierry Bouet'in küratörlüğünde 31 eserin yer aldığı sergi, İstanbul iş dünyasından büyük ilgi gördü. Dinçkök, serginin gelirinin "Ege'nin Kadın Balıkçıları" projesine bağışlanacağını ayrıca Godiva'nın çikolata paketlerinde sergideki resimleri kullandığını, o çikolataların satışından sağlanan belirli bir kaynağın da yine "Ege'nin Kadın Balıkçıları"na aktarılacağını ifate etti.

İzmir'e de Geliriz

Gökova'da kadın balıkçılarla bir araya gelen Dinçkök, onların hazin öykülerinin olduğunu, balık tutarken beline bağladığı bebeğini denize düşürüp ölümünü görenlerin bile bulunduğunu belirtti. Dinçkök, Godiva'nın çikolata paketlerinde sergideki resimleri kullandığını, o çikolataların satışından da belirli bir kaynağın yine "Ege'nin Kadın Balıkçıları"na aktarılacağını belitti. Dinçkök, "Egeli Kadın Balıkçılar" sergisinin İzmir'e davet edilmesi durumunda da "sevinçle gelebileceklerini" söyledi.

"Proje olmazsa kadın balıkçı yok olur"

Projeyi hayata geçiren isim olan Huriye Göncüoğlu, çalışmanın mutlaka başarıya ulaşması gerektiğini belirterek, "Eğer bu proje hayata geçmezse ne olur?" sorusunu yanıtladı. Göncüoğlu, "Kadın, her aile gibi balıkçı ailesinin de temelini oluşturuyor. Hem evi hem çocuğu ile ilgileniyor, diğer taraftan da balıkçılık mesleğini yapıyor. 2007 yılından bu yıla kadar sahadaki gözlemlerime göre kadın balıkçı sayısında azalma başladı. Eğer bu proje hayata geçmezse, genç nüfus mesleğe devam etmeyecek. Türkiye'de erkek mesleği olarak bilinen balıkçılığın aktif olarak kadınlar tarafından yapıldığı bilinmeyecek. Kadın balıkçıların varlığı, görünürlüğü başlamadan bitmiş olacak. Ne ilgili STK'lar ne de ilgili devlet kurumları onların sesini duyamayacak" dedi.

Güzel Destek

EÜ Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. Vahdet Ünal, kadın balıkçıların herşeyden önce kadın olduğunu ama aynı zamanda eş, anne ve sonrasında balıkçı olduklarını belirterek, "Onlar istatistiklerde yok, ekonomi politikalarında da yok. Bu nedenle Ayşegül Hanımın gösterdiği ilgi büyük önem arzediyor. Biz kurumlardan beklerken duyarlı bir vatandaştan destek gelmesi çok önemli. İnanın kadın balıkçılar bu projeyi sabırsızlıkla bekliyor. Proje kapsamında, denizde can güvenliği eğitimi, ihtiyaç duydukları malzemelerin sağlanması gibi çalışmalar da olacak" diye konuştu

En büyük sorun yasadışı avcılık

SAD Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Kızılkaya, sanatseverlerin katkısıyla oluşacak kaynağın kadın balıkçıların olanaklarının iyileştirilmesi ve sosyal güvencelerinin sağlanması için kullanılacağını belirtti. Kızılkaya, "Kadınların çoğu yeni takım ve malzemelere sahip olmayı istiyor. Yeni takımların teknolojik olarak avlanma potansiyellerini yükseltecekir. Yine imkanları elverirse teknelerini yenilemeyi planlıyorlar. Tarım sektöründe olduğu gibi düşük faizli banka kredilerinin kendilerine de tanınmasını bekliyorlar. Devletten en büyük beklentileri ise sosyal güvence sahibi olabilmek. Ancak kadınların en büyük sorunu, yasadışı avcılık. Bu yüzden denizde balık kalmadı" dedi.

Ne istiyorlar?

Kadınların çoğu yeni takım ve malzemelere sahip olmayı istiyor, yeni takımların teknolojik olarak avlanma potansiyellerini yükselteceğine inanıyor. Kadın balıkçılar kendilerine finansal bir destek sağlanması durumunda yüzde 37'si bunu, tekne bakım onarım modernizasyonunda, yüzde 25'i yıpranan av araçlarını yenilemede, yüzde 7'si ise bir sosyal güvenceye sahip olma veya ödenmemiş borçlarını ödeme gibi konularda kullanacaklarini belirtti.

Bozburun kadınları için proje

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı desteğiyle "Türkiye'nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi" kapsamında Datça-Bozburun yarımadasında da 100 civarında kadın balıkçının fiilen denizde balıkçılık yaptığı tespit edildi. Doç. Dr. Harun Güçlüsoy'un proje yürütücülüğünde kredi uygulamaları balıkçılar açısından mercek altına alındı, çalışmalar halen sürüyor.

Editör: TE Bilişim