2000’li yıllara kadar her türlü atığın boşaltıldığı bir yer olarak kullanılan İzmir Körfezi’ndeki su değerleri, günümüzde “AB Yüzme Suyu Yönetmeliği” kriterlerini sağlayan kaliteye ulaştı. 2001 yılında “2 binin üzerinde” tespit edilen koli basili değeri, körfezin pek çok bölgesinde “sıfıra” indi. Arıtmaların çıkış suyu kalitesi, deniz suyundaki iyileşme sürecini hızlandırdı.

İzmir Körfezi’ndeki değişimi 2001 yılından bu yana sürekli kontrol altında tutan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin her ay İZSU Genel Müdürlüğü Laboratuvarı’na yaptırdığı analiz sonuçları, Körfez’deki iyileşmeyi net bir şekilde gözler önüne serdi. 11 noktadan alınan numunelerde yapılan tahliller, Körfez’deki su kalitesini belirlemek için kullanılan askıda katı madde, koli basili ve bulanıklık verilerinin, son iki yıldır “Avrupa Birliği Yüzme Suyu Yönetmeliği” sınır değerlerinin çok altında olduğunu ortaya koydu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ile İZSU araştırma sonuçlarına göre, 1997 yılında yapılan ölçümlerde Körfez’de 100 mililitrede 3 milyonun üzerinde olan koli basili miktarı, Büyük Kanal Projesi’ni takiben Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’nin işletime alındığı 2001 yılında farklı noktalarda 2 binin üzerindeydi. Büyük Kanal Projesi ve Körfez’in temizlenmesi için yürütülen çalışmalar sonrasında koli basili değerleri, özellikle 2005 yılından sonra giderek düştü. Büyük Kanal Projesi’nin revizyonu ile birlikte son iki yılda ise “0” değerinin görüldüğü istasyon sayısı arttı ve koli basili değerleri, Avrupa Birliği Yüzme Suyu ve Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nin çok altına indi. Askıda katı madde (deniz suyunda çökmeyen kimyasal maddeler, çürüyen planktonlar) değerleri ise sınır değer olan litrede 30 miligramın oldukça altına kaldı.

Son yıllarda peşpeşe devreye giren arıtma tesislerinin etkisiyle, İzmir’de Körfez suyu ışık geçirgenliği değerlerinde gözle görülür bir iyileşme izlenirken, bulanıklık açısından deniz doğal rengine ulaştı. Tüm çalışmalar, Körfez’deki ekolojik çeşitliliğin gelişmesine de katkı koydu. Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi çıkış suyunun denize boşaltıldığı bölgede kuş popülasyonu artarken, Seferihisar Arıtma Tesisi’nin çıkış suyunun bırakıldığı Kocaçay ise katlanarak artan balık sayısıyla adeta yeniden doğdu. Büyük Kanal Projesi kapsamında kurulan Çiğli ve Güney Batı atık su arıtma tesislerindeki çıkış suyu kalitesi ile derelerin temizliği için uygulanan projeler ve sürekli bakımlarının yapılması da, Körfez’deki iyileşme sürecini hızlandırdı.

Son İki Yılın Verileri

2011 yılı sonunda Kale Feneri, Kale Feneri ile Çakalburnu arası, Göztepe Feneri, Bostanlı Feneri, Karşıyaka Evlendirme Dairesi ile Karşıyaka Vapur İskelesi arası, Bayraklı Turyağ Önü, Bayraklı Meles Deresi çıkışı, Alsancak Gündoğdu Meydanı açığı, Konak Pier ile Konak Vapur İskelesi arası, İnciraltı Özdilek Alışveriş Merkezi açığı ve Güzelbahçe istasyonlarından alınan su numunelerindeki koli basili oranı “0” çıktı. Yıl boyunca pek çok istasyonda koli basili değeri “0” olarak tesbit edilirken, bazı istasyonlarda 1 ile 150 arasında koli basili görüldü. Ocak ve Nisan aylarında ise bazı istasyonlarda  koli basili miktarı Avrupa Birliği Yüzme Suyu Kriterleri’ni aşmadı (Koli Basili değerleri Avrupa Birliği Yüzme Suyu Yönetmeliği’ne göre 100 mililitre suda 200-2000 adet olarak belirleniyor).

Askıda Katı Madde miktarına ilişkin AB Yüzme Suyu Yönetmeliği’nde öngörülen üst sınır litrede 30 miligram iken, İzmir Körfezi’ndeki 11 istasyondan alınan su örneklerinin laboratuvar analizlerinde 11 istasyonun 7’sinde yüzey ve dip suyunda askıda katı maddeye rastlanılmadı. 2001 ile 2008 yılları arasında 1- 4 arasında değişen değerler tespit edilirken,  2009 yılından itibaren askıda katı madde miktarı saptanmayan istasyon sayısı çoğaldı. Bulanıklık değeri ise 2010 ve 2011 yıllarında pek çok istasyonda 1’in altına indi.

Körfez İzleme Değerleri sonuçları İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin web sitesinde yayınlanıyor ve böylelikle vatandaşların iyileşme sürecini güncel olarak takip edebilmeleri sağlanıyor

Üniversite Araştırması

Öte yandan İZSU Genel Müdürlüğü ile Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü arasında 2000 yılından bu yana “Büyük Kanal Projesi’nin İzmir Körfezi Denizel Ortamında Fiziksel, Kimyasal, Biyolojik ve Mikrobiyolojik Etki ve Sonuçlarının İzlenmesi” projesi de Körfezle ilgili mutluluk verici raporlar içeriyor. Proje kapsamında Körfez’de seçilen 5 ayrı bölgede (Konak, Bostanlı, İnciraltı, Güzelbahçe ve Urla) su altı görüntüleri toplanarak deniz ortamındaki değişimler izleniyor. İç, Orta ve Dış Körfez’de seçilen istasyonlarda yapılan örnekleme çalışmaları sonucunda, azot değerlerinde zamana bağlı genel bir düşüş eğilimi olduğu saptanıyor. Hazırlanan raporda, Orta ve İç Körfez’deki civa, kadminyum ve  çinko seviyeleri ile balık örnekleri üzerinde yapılan çalışmalarda ölçülen çinko ve kurşun seviyelerinde azalma eğilimi gözlendiği belirtildi.

Avrupa Standartlarında Arıtma

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan arıtmalarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan denetlemelerde, çıkış suyu değerlerinin standartların çok altında olduğu tespit edildi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi,  12’si ileri biyolojik olmak üzere toplam 24 atıksu arıtma tesisi işletiyor. 2011 yılında 270 milyon 584 bin metreküp atık suyun arıtılmasını sağladı. Arıtılan atıksuyun yüzde 98.29’u, Avrupa Birliği Kentsel Atıksu Arıtım Direktifi standartlarında arıtılıyor. Arıtma tesis sayısının fazlalaşması çıkış suyu kalitesinin yüksek olması, sadece İzmir Körfezi’nde değil; kentin turistik yörelerindeki deniz suyu kalitesini de artırıyor.

Körfez’e Hayat Öpücüğü

1960’lı yıllardan itibaren İzmir Körfezi giderek kirlenmeye başladı, her türlü atık arıtmaya tabi tutulmadan Körfez’e aktı. Bu süreç 2000 yılına kadar devam etti. 2000 yılında devreye giren Büyük Kanal Projesi ile tüm atık sular arıtma tesislerinde arıtılarak Körfez’e deşarj edilmeye başlandı. Ragıp Paşa Dalyanı’nın yıkılması, Meles Deltası’nın ıslahı, endüstriyel kuruluşlara arıtma tesislerinin yaptırılması ve ıslah çalışmaları bunu izledi. Dere yataklarının içine kanal hatları iptal edilerek dere kenarlarına alındı, derelerin sadece yağmur suyunu Körfez’e taşıması sağlandı. Böylelikle İzmir, atık su alt yapısı ile gelişmiş ve çağdaş metropollerle yarışır bir konuma ulaştı. Can çekişen Körfez, eski yıllarda olduğu gibi mavi rengiyle tekrar bütünleşti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilçe ve beldelere kurduğu biyolojik arıtma tesisleri ile Gediz, Nif ve Küçük Menderes havzalarını kirlilikten kurtardı. İzmir Yüksek Teknoloji, Urla, Ayrancılar-Yazıbaşı, Torbalı, Bayındır, Menemen, Seferihisar, Kemalpaşa ve Aliağa arıtmaları işletime alındı. 892 bin 500 kişinin evsel atığını arıtacak kapasitede olan bu arıtmaların yatırım maliyeti yaklaşık 50 milyon lira oldu. 2011 yılında Özdere-Gümüldür, Doğanbey-Ürkmez ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerinin temeli atılı. Bu iki tesis de 2012 yılında hizmete girecek. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin kapasitesini yüzde 35 oranında artıracak 4. faz için çalışmalar ise sürüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ayrıca, yine Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi alanı içinde Türkiye’nin en önemli çevre yatırımına imza atacak. 61.5 milyon liralık yatırımla Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi içinde Çamur Çürütme ve Kurutma Tesisi için harekete geçti. İhalesi tamamlanan tesisin imalatına önümüzdeki günlerde başlanıyor.

Editör: TE Bilişim