İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi Çok Tartışmalı Bir Karara İmza Attı

Denizcilik Sektörü, İskenderun Körfezi’nde kılavuzluk hizmeti vermek üzere İdare tarafından yetkilendirilmiş olan Anadolu Kılavuzluk Hizmetleri A.Ş.’nin yetkisini kaldıran ve hizmet izin belgesi ve hatta kılavuz kaptanı bile bulunmayan Dekaş-Med Marine konsorsiyumu’nu hizmetleri vermesi için yetkilendiren mahkeme kararını konuşuyor. 

Tartışmalar, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.06.2019 tarihli tedbir kararı ile, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın verdiği ve bir idari işlem olan kılavuzluk faaliyet iznini iptal etmesi ve bundan da ileriye giderek yürürlükten kaldırılan bir mevzuattaki eski uygulamaya dönülmesi yolunda karar alması sonrası yoğunlaştı. 

Görüş alınan Hukukçular ise, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin söz konusu Karar’ının  bir idari işlemi uygulanamaz hale getirdiği ve adli mahkemenin bu hususta görevsiz olduğu konusunda birleşti.

Olayla ilgili gelişmeler

10.07.2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 479/1-k bendi ile “Türk kıyılarında faaliyet gösteren liman, iskele ve benzeri kıyı yapılarına yanaşacak gemiler ile Türk boğazlarını kullanacak gemilere verilecek kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerine ilişkin usul ve esasları belirlemek, bu hizmetleri vermek veya verebilecekleri yetkilendirmek ve denetlemek”  görev ve yetkisi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü’ne verilmişti.  

Bakanlık, bu yetkisine dayanarak, İdare’ye yapılan başvurular arasından Yönetmelikte belirtilen şartları taşıyan Anadolu Kılavuzluk A.Ş.’ne İskenderun Körfezi’nde 01.06.2019 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle Kılavuzluk Hizmet İzni verdi.

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi ise 14 Haziran 2019 tarihli Karar’ında,  31.12.2018 tarihli 30642 sayılı (4. Mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca İskenderun Körfezi’nde kılavuzluk hizmeti vermek üzere İdare tarafından yetkilendirilmiş olan Anadolu Kılavuzluk Hizmetleri A.Ş.’nin yetkisini kaldırdı ve hizmet izin belgesi ve hatta kılavuz kaptanı bile bulunmayan Dekaş-Med Marine konsorsiyumu’nu hizmetleri vermesi için yetkilendirdi. 

Mahkemenin ayrıca, Karar sonrası, sıra dışı bir uygulamaya daha imza atarak, zimmet defterini davacı avukatına verdiği ve davacı avukatının bu defter ile İskenderun Liman Başkanlığı’na giderek Kararı kayıt ettirdiği iddia edildi. 

Bunun üzerine İdare, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’ne bir bilgilendirme yazısı yazdı. Ayrıca İskenderun Liman Başkanlığı’na da bir yazılı talimat gönderildi. Yazılarda Ticaret Mahkemesi’nin  Kararında yer alan ifadelerin idari işlem niteliğinde olduğu ve Anayasa Md. 125 uyarınca idari işlem niteliğinde karar verilemeyeceği hatırlatıldı. 

Hukukçular ne dedi?

Konuyla ilgili görüşüne başvurulan hukukçular ise, İdare’nin İskenderun Körfezinde izin süreleri sona eren kılavuzluk teşkilatı Dekaş-Medmarine Konsorsiyumunun faaliyet iznini sona erdirdiği, gerek faaliyet izninin sona erdirilmesi gerekse yeni kılavuzluk teşkilatına faaliyet izni verilmesi işlemlerinin idari işlemler olduğu ve bu nedenle yargılama bakımından yetkinin Adli Yargı’da değil, İdari Yargıda olduğunu söylüyor.

Verilen görüşlerde,, İdari Yargılama dahi yapılsa, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nın 2. Maddesi 2. Bendinin, “İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.” Hükmünü haiz olduğuna dikkat çekildi. 

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin ise zaten aldığı Karar açısından “Görevsiz ve yetkisiz mahkeme” olduğu ve yapılan işlemin yetki gaspı niteliğinde olduğu yine konuyla ilgili görüşlerde ağırlık kazandı.

Karar uygulanırsa, İskenderun Körfezinde deniz trafiği durabilir

Öte yandan, Kararın uygulanması halinde, İskenderun Körfezi’nde gemi hareketlerinin durması ve Ülkemiz ekonomisinin büyük bir darbe yemesi söz konusu. 

Ayrıca,  Tedbir Kararı ile can, mal, deniz ve çevre güvenliği de tamamen tehlikeye atıldığı dile getiriliyor.

Mahkemenin, hiçbir inceleme yapmadan, lisansı olmayan, ruhsatı olmayan, hizmet izin belgesi olmayan, teminat vermeyen, kılavuzluk hizmet verme yeterliliği olmayan, fiilen de hizmeti vermesi mümkün olmayan kuruluşlara, İdare’nin yerine geçerek nasıl izin verdiği ile İdare’nin aylarca araştırma yaparak, yürürlükteki Yönetmeliğe uygun olarak verdiği yetkiyi, Mahkemeye verilen bir dilekçeye dayanarak, tarafların görüşünü almadan, yalnızca 1 gün içinde, İhtiyati Tedbir Kararı ile nasıl iptal ettiği ise merak konusu oldu. 

Bir başka dile getirilen görüşte ise, yürürlükteki yönetmeliğin kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin müşterek teşebbüslerce verilmesini yasakladığı ve bu iki hizmetin ayrı ayrı kuruluşlarca verilmesini öngördüğü halde Mahkemenin verdiği kararda, hizmetlerin verilmesi için belli bir müşterek teşebbüsü adres göstermesi kararının hangi hukuki gerekçelerle ve hangi zeminde verildiğinin anlaşılamadığı ifade ediliyor. Bu görüşü dile getirenler, İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Kararının altında imzası olanların bu karara neden, nasıl ve hangi etkiler altında imza attığının araştırılması gerektiğini de söylüyorlar.

İdare çevrelerinden gelen görüşlerde ise   “İdare ne yapsın? ANKAŞ Kılavuz Kaptanlarını istifa ettirip diğer Mahkemenin işaret ettirdiği konsorsiyumda işbaşı yapmalarını mı sağlasın? Mahkeme bu kararında yetkilendirme yapıyor, oysa yetkilendirme idari bir işlemdir” fikri ağırlık kazandı. 

İdare, Bilgi Yazısında ne diyor?

İdare tarafından İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilen 20.06.2019 tarihli yazıda ise Karar,  Ulusal Hukukun görev ve yetkiye ilişkin genel kuralları yanında Bakanlığın düzenleme alanına ve takdir yetkisine açıkça aykırılık ve müdahale olarak nitelendirildi. 

İdare’nin yazısında, “İdare hukukumuzun görev ve yetkiye ilişkin temel kurallarına açıkça aykırı olan İhtiyati Tedbir Kararı’nın uygulanabilirliğinin ve tatbik kabiliyetinin hukuken ve fiilen mümkün olmadığı” ve “Görevli ve yetkili İdari Yargı Mercilerince dahi kullanılmaması gereken ve yerindelik denetimini açıkça aşar nitelikte olan, İdaremizin kamu düzenini sağlamak amacıyla kullandığı yetkisinin belirli kişiler lehine kullanılmasının zorlanmasına yönelik alındığı anlaşılan Mahkeme Kararının hiçbir hukuk düzeninde kabul edilmesi mümkün değildir” şeklinde ağır ifadeler yer aldı. 

Yazıda ayrıca, “İskenderun Körfezinde kılavuzluk hizmetleri Bakanlığımızca yetkilendirilmiş bulunan Anadolu Kılavuzluk A.Ş. tarafından verilmeye devam edilecektir” şeklinde nihai görüş belirtiliyor. 

Editör: TE Bilişim